Türkiye Cumhuriyeti yalnızca kültürel, toplumsal anlamda değil ekonomik olarak da yıkıma sürüklenmiş bulunmakta.
Dış borçla yaşayan Türkiye Cumhuriyeti’nin, Merkez Bankası’nın kasasında bulunması zorunlu olan altın, dolar varlıklarının yerinde olmadığı saptanmış durumda.
TC Merkez Bankası’nın kasasında bulunması gereken paraların altından girilip üstünden çıkıldığı anlaşılıyor. 128 milyar dolar paranın nerede olduğu sorulmaya başlandı. Bunun sorulmasının yasaklanması, önlenmesi çabaları tırmandı. Bu çabalar, 384 milyar doların üçte biri nerede diye sormayı engelleyemiyor. Sırada, “150 milyar TL deprem vergisi nerede”, “Şehit aileleri için toplanan 500 milyon TL nerede”, “IBAN’a yatırılan 2,2 milyar lira nerede” diye sorulacak sorular var.
Hiçbir dönemde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kaynakları böyle sıfırlanmadı.
Konu uluslararası kitle iletişim araçlarının gündemine yansımış bulunmakta.
Bunu soran bazı yerel yönetimlerin, CHP, HDP’nin duyurularının güvenlik güçlerince toplatıldığı görülüyor. Anadolu’da bazı ilçelerde, İstanbul’un tüm ilçelerinde asılan “128 milyar dolar nerede” yazılı bezler teker teker indirildi. TBMM Kürsüsü’ne asılan indirilemedi. Ne yapsalar, yama tutmamaya başladı.
CHP’nin, HDP’nin, yerel yönetimlerin astığı 128 milyar dolar nerede sorusunu soran bezleri binalarından, sokaklardaki panolardan indirdiniz. Bu gerçeği, ülke insanının belleğinden nasıl sileceksiniz?
Bu afişleri indirmenin yasal dayanağı olmadığı gibi, siyasal anlamda haklı bir yanı yok.
128 milyar dolar paranın nereye harcandığıyla ilgili gelişmelerden Cumhurbaşkanı’nın bilgisi olmaması düşünülemez. Bu paranın nerede olduğunu soranların, Cumhurbaşkanı’na nasıl hakaret ettiklerini anlamak güç.
TC Merkez Bankası kaynaklarının harcanmasını, nereye harcandığını sormak, yalnızca muhalefet partilerinin değil, her TC yurttaşının sorma hakkı olan bir soru.
Merkez Bankası, Hazine, bağımsızlığını yitirmiş kurumlar durumuna düşürüldü.
Bu paralar yurttaşların ekmeğinden, aşından kesilerek toplanan paralar.
“65 yılda Merkez Bankası eliyle rezerv biriktiren vatandaşın bu ‘kasadaki’ rezervi 2 yılda eriyerek, eksiye çıktı. Merkez Bankası da borçlu hale geldi. Ucuz kredi yoluyla borçlandırılan yurttaş, bugün kucağında daha yüksek risk primi, daha değersiz Türk lirası ve daha yüksek enflasyon buldu. Ekonomi topyekün daha bağımlı ve kırılgan hale getirildi.”
Merkez Bankası, 2019 ve 2020 yıllarında 128 milyar doları ‘şu ya da bu’ şekilde harcadı. Emeğin yarattığı kamu kaynakları güneş altındaki buz gibi eritilirken, hiçbir açıklama yapılmadı. Merkez Bankasının tek amacı olan ‘fiyat istikrarı’ ise çöpe atıldı. Halk bugün daha yüksek enflasyon, daha yüksek döviz kuru ve daha yüksek faiz ile karşı karşıya kaldı. Bu yüzden 128 milyar doların bedeli, ‘128 milyar dolar’ın kendisinden daha büyük.
128 milyar doların 6,50-6,80'lik düşük kur ile hangi şirketler ya da kişiler tarafından alındığı ise açıklanmadı, sır gibi saklanıyor”(1)
Kendileri TC Merkez Bankası’nın, yasaların, anayasanın üstünde gören, hiç kimsenin kendilerine yaptıklarının neden, niçin yapıldığını soramayacağını sananlar, 128 milyar dolar nerede yazıları duvarlara asılınca, bir açıklama yapamadan bu yazıları kolluk gücüyle indirmek, toplatmak zorunda kalıyorlar.
Ortaya çıkan zararın giderilmesi için atılan yanlış adımların düzeltilmesi yerine, vergi oranlarını artırarak halkın sırtına yüklenme çabasında olunduğu görülmekte.
Döviz kurlarında yaşanan dalgalanmalar, uygulanan yanlış ekonomi izlencelerinden, yapılan yanlış konuşmalardan, içte ve dışta yatırımcıya, üreticiye güven vermeyen tutumlar sonucu ortaya çıkan gelişmeler oldu.
Hiçbir şey rastlantı değil. Yönetimler, ülkeler ne ekerlerse onu biçiyorlar. Nereye varılacağı bilinmeyen, bilinçsiz, yanlış adımların bedelini ülke insanı ödüyor, daha çok ödeyecek.
TC Merkez Bankası’nda dövizleri istedikleri gibi çekip, istedikleri gibi harcamanın, ülkeyi getirdiği acıklı durumu gizleme, saklama olanağı yok.
--------------------------------------------------------------------
(1) Zengin, Uğur, 10 soruda Merkez Bankası rezervleri ve 128 milyar dolar, Evrensel Gazetesi, 15.04.2021
