İnsan, ürettiği gıda ürünün üçte birini yiyemeden tekrar çöpe atıyor. Geçtiğimiz günlerde dünya gıda örgütü, BM ve Avrupa Birliği tarafında gıda raporları yayımlandı. Belki de bir çoklarımızın çok fazla ilgisini yada dikkatini de çekmemiş olabilir ancak bu raporların içerisinde ki bir gerçek gösteriyor ki bir aymazlık insanoğlunu sarmalamış durumdadır.

Sadece 29 AB ülkesinde yılda toplam 90 milyon ton gıda israf edilerek çöpe atılıyor. Bu kişi başına 179 kilo yiyeceğin israf edilmesidir. Bütün AB üyesi ülkelerinde ki evlerde, market ve restoranlarda çöpe atılan yenilebilir gıda miktarı toplam tüketimin %49’u kadardır. Eğer 2020 yılına kadar önlem alınmazsa bu miktar yıllık yaklaşık ortalama 126 milyon ton artacağı yönünde uzman tahminleri yapılmaktadır. Bu büyük vahşet bir insanlık ayıbı olarak her bireyin hesaplaşması için önünde durmaktadır.

53 ülkeden oluşan 738 milyon nüfuslu Avrupa kıtasının 506 milyon nüfusu 29 Avrupa Birliği üyesi ülkelerde yaşıyor. Avrupa da 79 milyon insan yoksulluk sınırının altında yaşarken 16 milyon kişi ise insani yardım kuruluşlarının ve vakıfların gıda yardımıyla yaşamını sürdürmektedir. Avrupa Birliği’nde (AB) israf rakamları ürkütücü boyutta. AB’de her yıl kişi başına 190 kg’a denk gelen toplam en az 90 milyon ton gıda israf edilmektedir. İsrafın ekonomik karşılığı 12 milyar Euro’yu buluyor. Tüm gıda israfının %42’si evlerde, %39’u üretim safhasında, %14’ü yiyecek/içecek hizmeti sektöründe, %5’i de toptancı veya perakendeciler tarafından yapılmakta olduğu tespit edildi.

Bir yanda büyük bir israf sürerken diğer yanda gıda fiyatlarında artış hızlanmaktadır. Son yıllarda gıda ürünlerinde ki fiyat artışları astronomik rakamlara ulaştı. Son 8-10 yılda yüzde 100’e varan fiyat artışlarıyla yiyecek ve içecek sektöründe büyük bir skandal tespit edildi. Bu skandalın yaratıcıları gıda sektörünü ellerinde tutan büyük tekeller olduğu da bilinmelidir. Dünyada, çaresiz milyonlarca kişi bir lokma ekmek peşinde koşarken, üretilen gıdaların üçte birinin israf edilerek çöpe atılıyor olması yeni dünyanın bir utancıdır.

GIDA İSRAFI OLMASA 870 MİLYON AÇ İNSAN DA OLMAZDI

7 milyar insan nüfuslu dünya denilen gezegen de ise tahminen 1.3 milyar ton gıda her yıl tüketilmeden yok edilmektedir. Oysa yılda yaklaşık 10 milyon kişi açlıktan ölürken 870 milyon insan da her gün açlık sorunu çekiyor, açlık sınırında hayatta kalma kavgası veriyor, bu dünya da karnı tok yaşayabilme uğraşı veriyor. Gelişmekte olan ülkelerde harman veya üretim sonrası gıdanın yüzde 40’ı ve sanayileşmiş ülkelerde ise mutfak, sofra ve satış raflarında sonra yüzde 40’ı çöpe atılarak yok ediliyor. Hem de bunca açlığın olduğu, dakikada üç çocuğun açlıktan öldüğü bir dünyada maalesef bu korkunç lüks yaşanmaktadır.

DÜNYA HOYRATÇA SAVURUYOR

Dünya da 1.4 milyar insan susuzluk çekmektedir. Sadece sanayileşmiş ve gelişmiş ülkelerde her yıl 225 milyon ton yiyecek israf edilmektedir. ABD de ki gıda israfının yıllık 40 milyon tonu geçtiği açıklanıyor. En büyük israf ABD, Kanada ve AB’de gerçekleşirken 1 milyarı aşan nüfusunu doyurmakta zorlanan Hindistan gibi bir çok ülkede gıda fiyatlarının yanı sıra israf da büyük bir hızla artıyor. Günde 100 bin düğünün yapıldığı Hindistan'da düğün yemeklerinde sonra binlerce ton gıda çöpe gidiyor.

İçme suyu veya tarım arazileri için su sıkıntısıyla yüzyüze bir yaşam sürdürmektedir. Değişen doğa ve doğa da ki iklimlerin kuraklığa doğru yol alması da hesaplandığında yeryüzü giderek gıda sıkıntısıyla karşılaşacağı söylenebilir. Bir yanda kimyasal maddelerle hızlandırılmış üretim, arz talep hesaplanmadan satış için yapılan fazla üretim, bir yanda lüks tüketim ve küresel ısınmanın yarattığı bölgesel zirai doğa kısırlaşması yeryüzün de ki canlıları, insanları zor günlere doğru götürmektedir. Yeryüzünde ki sistemlerin her şeyi para ve daha kar için düzenlemesi açlık ve yoksulluğu körüklemektedir. Daha fazla mülk edinme mücadelesinde ki düzen sahibi sınıfların tahribatı insanın gıdasına da yönelmiş bulunmaktadır. Sosyal adaletin terazisi sürekli bozulmaktadır.

1 TRİLYON DOLLAR ÇÖPE

Kuzey Atlantik’te avlanan balıkların 2.3 milyon tonu yemek sofrasına dahi gelmeden çöpe atıldığı biliniyor, kim bilir diğer denizlerde yakalanan kaç milyon ton balık ve deniz ürünü imha edilmektedir? Yılda ortalama 1.8 milyar ekmek çöpe atılıyor olması dahi yenilebilir gıdayı açlık çekenlerden saklamak, uzaklaştırmak değil de nedir? 1.3 milyar ton yenilebilir gıdayı çöpe atan insan aynı zamanda o çok peşinde koşturduğu doların bir trilyonunu çöpe attığının farkında mıdır?

Birleşmiş Milletler’e göre her yıl üretim ve tüketim zincirinde kayıp ve israf edilen yaklaşık 1,3 milyar ton gıdanın ekonomik değeri gelişmiş ülkelerde 680 milyar dolar, gelişmekte olan ülkelerde ise 310 milyar olmak üzere toplam 1 trilyon doları bulduğunu raporuna yansıttı. Bu ulaşılabilen bilginin neticesidir, bir de ulaşılamayan varsa?

Avrupa parlamentosunun 2014’ü ‘Gıda israfına karşı mücadele yılı’ ilan etmesine neden olan bu korkunç israf herkesi vicdan muhasebesine davet etmektedir. AB de bulunan 80 dernek, 600 sorumlu, 60 ulusal grup ve 350 dolayında yurttaş tan oluşan bir çalışmayla 2020 yılına kadar bir dizi çalışma öngörülüyor. Eğitim, tanıtım, promosyon ve gıda standartlarıyla halk yani tüketiciler bilgilendirilirken, gıda üreticisi, tedarikçi ve pazarlamacısı firmalara çeşitli sınırlamalar, kotalar ve uyulması gereken zorunluluklar getirilerek her yıl çöpe atılan 90 milyon ton gıda israfının aza indirgenmesi planlandı. Bu planın nasıl uygulanıp başarı elde edilebileceğini ise önümüzdeki aylarda, yıllarda görmüş olacağız.

İhtiyaç fazlası üretim, lüks tüketim, ihtiyaç fazlası sipariş ve yemek, market raflarında ve mutfaklarda tarihi geçen ürün, porsiyonların tüketilmeden çöpe atılması, obezite hastası tüketimi, yiyecek ve içecek için üretilen gıda ürünlerinin ambalaj bozukluğu, gıda maddelerinin uygun hava koşullarında muhafaza edilmemesi gibi bir çok sebepten dolayı her yıl 90 milyon ton gıda tekrar çöpe atılarak yok edilmektedir bu da toplam tüketilmesi için üretilenin yarısına yakınıdır. Tüketim merakı yüzünden her yıl 220 milyon tondan fazla gıda, paketi bile açılmadan çöpe atılıyor.

Zengin ve yoksulun farkı beslenme ve gıdada ki farkı ayyuka çıktı. Ülkeler ve bölgeler arasında ki dengesizlikler uçuruma dönüştü.

Kuraklığın kırıp geçirdiği Somali'den Etiyopya ve Kenya'ya kadar kıtlık felâketinin yaşandığı bölgede 11 milyon kişi açlıkla mücadele ediyor. Afrika Boynuzu'nda kıtlık, endişe verici boyutlara ulaştı. Afrika ve Uzak Asya’daki açlık ve yoksulluk Dünya’nın utancı olmaya devam etmektedir. Savaş ve çatışmaların olduğu bölgelerde ki gıda sıkıntısında hastalık ve ölümler yaşanmaktadır.

Kuraklığın kırıp geçirdiği Sahra çölünde, Somali'den Etiyopya ve Kenya'ya kadar kıtlık felâketinin yaşandığı bölgede 11 milyon kişi açlıkla mücadele ediyor. Özellikle çocuk ölümlerinin sayısının artmasından endişe edilmektedir.

Açlık ve yoksulluk sorunu dünyada daha yoğun olarak kırsal yörelerde gözlemleniyor. Yapılan araştırmalar günümüzde dünya nüfusunun yarısının günde 2 dolardan, 1,5 milyar insanın ise günde 1 dolardan daha az bir gelirle yaşadığına işaret etmektedir. Dünya genelinde açlık çeken 870 milyonu aşkın insanın %80’ini, gelişmekte olan ülkelerin kırsal yörelerinde ve Afrika kıtasında yaşayanlar oluşturmaktadır. Dünyada her yıl 11 milyon kişinin açlık veya yetersiz beslenme yüzünden öldüğü tahmin edilirken, 300 milyonu çocuk olmak üzere, 870 milyon açlığa maruz insanın 203 milyonu Sahra Altı Afrika’da, 519 milyonu Asya ve Pasifik’te (221 milyonu Hindistan’da, 142 milyonu Çin’de), 53 milyonu Latin Amerika ve Karayipler’de, 33 milyonu ise Yakın Doğu ve Kuzey Afrika’da yaşamaktadır.

Peki dünya da durum nedir?

Kişi başına göre yıllık ortalama gıda israfını bölge ve kıtalara göre dağılımı aşağıda ki tabloda veriilmektedir.

Kişi başına yıllık gıda israfı ve kayıbı –Bölge veya Kıta olarak

Toplam

Üretimden Tüketim aşamasına kadar israf

Tüketici başına

Avrupa

280 kg

190 kg

90 kg

Kuzey Amerika ve Okyanus

295 kg

185 kg

110 kg

Endüstriyel Asya

240 kg

160 kg

80 kg

Afrika-Sahra altı

160 kg

155 kg

5 kg

Afrika, Batı ve orta Asya

215 kg

180 kg

35 kg

Güney ve Güneydoğu Asya

125 kg

110 kg

15 kg

Latin Amerika

225 kg

200 kg

25 kg

2013 Birleşmiş Milletler Gıda ve Sağlık örgütünün verileri yiyecek israfı için böyle diyor. Bu verileri destekleyen AB sağlık ve gıda raporuda Nisan 2014’ün ilk haftası yayımlandı. Bu rapora yansıyan ürkütücü verilere göre yeryüzü en büyük harcamasını beslenmeye, yemek ve içmek denilen sektöre yapmaktadır. En gelişmiş zengin bölge olan kuzey Amerika kıtası (Kanada ve ABD) en çok savurgan ve israfcı iken Afrika kıtası en az israf yapan bölgedir. Geri dönüşümü yüzde biri dahi bulmayan bir önleme sahip. Bir kaç ülkede bir kaç önlemle gıda israfı önlenmeye çalışıyor ancak dünya bu felakete hala seyirci kalıyor. Dünya da ki küresel ısınma, kullanılabilen kaynakların azalması, kapitalist haydutluğun doğayı talan etme, vahşi insanın hoyratça harcaması ve eğitimsiz tüketicinin yol açtığı gıda felaketi büyüyor.

Ne yapmalıyız?

Bugünkü dünya da dahi birçok önlemle bazı engellemeler yapılabilir. Tüketiciyi beslenmesi için ve israfa karşı bilinçlendiren program ve projeler uygulanmalıdır. İsraf edilen veya ihtiyaç fazlası üretilen gıda ürünlerinin geri yenilebilir veya içilebilir hale getirilmelidir. Gıda da ki sağlık ve güvenlik önlemi en üst boyutta gerçekleşmelidir. Açlıkta ölüme sebebiyet suçu işleyenler cezalandırılmalıdır. Adaletli paylaşımı sağlanması her türlü önlem alınmalıdır, ihtiyaç fazlasını üretmemek, doğa ve çevre ile dost olup barışık yaşamak, doğa ve dünyanın dengelerini bozan değil sağlayan, obezit yaşamayı önleme, doğa da ki diğer canlıları koruma, yoksulluğu önlemek ve kaldırmak, gıda tekellerinin doğayı ve insanı tahrip eden rekabet yarışına son verilmeli, insanın temel beslenmesini sağlama zorunluluğu getirilmeli, Açlıkta ölümler durdurmalı bölgeler arası beslenme farkı kaldırılmalıdır.

Bir yanda açlıktan ölürken diğer yanda tokluktan israfçılık yapılıyorsa bu çelişki çatışır. İşte dünya da ki kavganın ana kaynağı da yoksullarla, zenginlerin adalet kavgasıdır!

BİR YANDA ÇÖPE ATILAN YİYECEK, DİĞER YANDA ÇÖPTEN SAĞLANAN YAŞAM !

İnsanlık tarihi, toplumlar tarihi aynı zamanda dengesizliklerin ve çelişkilerin de tarihidir. Dünya yı parsel parsel edenlerin elde ettikleri daha fazla mülkiyet hırsı ezilenlerin ve yoksulların var olmasını sağladı. Daha fazla mülk veya karşılığı paranın sağladığı rahatlık’ın kurduğu sisteme biat ettirilen ücretli kölelerin yaşam mücadelesine sahne olan gezegenimizde insanlık ayıbı işlenmektedir. Açlık ve yoksulluk egemenliği elinde bulunduran bir avuç zengin sınıfın işlediği bir suç olarak dünyanın gündeminde durmaktadır. İnsanoğlu bu haksızlıkla hesaplaşmasını henüz tamamlayamadı.

Ne garipsin insan ve dünya!

Çünkü her şey senden başladı... ve seninle biter!

***

Kaynakça:

- Gıda israfına karşı Birlik-2014

-BM gıda örgütü raporları-2013

-AB gıda raporu 2014

- European Commission-JRC

(Institute for Prospective Technological Studies)