Hilal Kaplan, bilebildiğimiz kadarıyla Uluslararası İlişkiler, ABD, Kuzey ya da Güney Amerika Anakarası, Ortadoğu, Siyasal Bilimler, Suriye uzmanı değil. Büyük Ortadoğu Projesiyle ilgili yeterli bir uzmanlığı yok. Psikoloji öğrenimi görmüş, toplum bilimi (sosyoloji) alanında yüksek lisans çalışması yapmış. Bu ve genel konularda yansız, gerçekçi duruş sergilemediği geçmiş tavırlarıyla ortaya konulmuş durumda. AKP ve Erdoğan’a güzellemeler yaparak, Dünyayı yöneten bir ülkenin başkanına soru yöneltiyor. Anında ağzının tadını alıyor. Bu kendisine güvenin göstergesi. Kendisine güven, bilgisinden mi yoksa dayandığı güçlerden mi kaynaklanmakta? Bunu iyi değerlendirmek gerekmekte.

Tüm siyasal yapılara eşit uzaklıkta durabilen, kim iyi bir iş yapıyorsa yanında, kim kötü bir iş yapıyorsa karşısında durmaya çalışan gazeteci, yazarlardan yana oldukça yoksun, yoksul durumdayız. Gazetelerin sahipleri bir alım satım (ticaret) yaptıklarını düşünebilirler. Buralarda haberci, yazar, çizer olarak çalışanların yalnızca para kazanmak, bu paralarla geçinmek gibi dar bir mantıkla davranmaları, buna göre haber, yazı üretmeleri bağışlanabilir bir tutum değil.

Çıkarları için kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesine araç olanlar, kendi çıkarları için insanlığa büyük kötülük yapmaktalar.

“ABD Başkanı Trump soru-cevap bölümüne geçildiğinde “Sadece dost canlısı gazeteciler, onlardan çok fazla yok zaten” diyerek soru için Erdoğan’dan bir gazeteciyi seçmesini istedi. Erdoğan Hilal Kaplan’ı tercih etti.”

Anlaşılan Hilal Kaplan Türkiye’yi yönetenlerin uluslararası düzeyde en çok güvendiği gazetecilerinden, yazarlarından biri.

Erdoğan’ın ülke içinde yaptığı gezilerde yer alacak gazeteciler bile elekten geçirilmekte. Yurtdışı gezilerinin demirbaşı olan gazetecilerin sıkı bir değerlendirmeden geçirildiği (akreditasyon uygulandığı). Kesin. Bunlar AKP ve Erdoğan’ı yere göğe sığdıramayacaklar arasından seçildiği, başka yetenekler aramanın gereksiz olduğu ortaya çıkmış durumda.

“Kaplan, Trump’a selefi Barack Obama’nın hatalı dış politikasının üstesinden gelmek gibi bir yükü olduğunu, bu hatalardan birinin ABD’yi ABD tarafından da terör örgütü olarak tanımlanan PKK ve onun Suriye uzantısı YPG’yle aynı eksene çekmek olduğunu söyledi.

Sabah yazarı, bu politikanın ikili ilişkilere verdiği zararı geri almaya çalışırken, Trump’ın YPG elebaşı Mazlum Kobani’yi Beyaz Saray’a davet ettiğini hatırlatarak, ‘Bugünkü görüşmeden sonra hâlâ onu Beyaz Saray’a davet etmeyi düşünüyor musunuz?’ diye sordu.”

Hilal Kaplan Trump’ soru sormaya başlayınca bir anda gazeteciliği unutup politikacılığa soyunmuş olmalı ki, Obama’nın, Trump’un izlencelerini sorgulamaya koyuldu. YPG’nin lideri konumunda olan Mazlum Kobani’yi Beyaz Saray’a çağırıp çağırmayacağını sordu.

Trump, gazeteciler soru sormaya başlamadan, “Dostane gazetecilerin soru sormasını” istedi. “Bunların az sayıda olduğunu” ekledi. Bunun üzetine Erdoğan’dan yardım istedi. Erdoğan da, dostane soru soracak Hilal Kaplan’ı seçti.

ABD Başkanı, Hilal Kaplan'ın kendisine soru yöneltmesinin ardından, "Gazeteci olduğunuza emin misiniz? Neden Cumhurbaşkanınıza soru sormuyorsunuz? Türk hükümeti adına çalışmadığınıza emin misiniz?” dedi.

Hilal Kaplan olayı, Trump’ın sorusu Türkiye’de kitle iletişim araçlarının ne durumda olduklarının özetini ortaya koyuyor.

Bir gazeteci, yabancı bir ülkede görevini yaparken, ülkesindeki devletin, hükümetin yanında mı, yoksa ülke halkının yanında mı olmalı? Yönetime mi hizmet etmeye, ülke halkına mı hizmet etmeye çalışmalı? Bu sorunun elle tutulur yanıtını verebildiğimiz zaman, halka doğruları ileten bir kitle iletişim sisteminin işleyişine tanık olabiliriz.

Devlete, hükümete hizmet edenler, “Hizmet, görev yerine getirme, özel çıkarlarını koruma” gazeteciliği yapmak zorunda kalırlar. Halka hizmet etme çabasında olanlar, içlerinden yükselen sesleri dinleyerek, dürüst görev yapma noktasına ulaşmaya uğraşırlar.

Kamuoyu yoklamalarında yazılı, sesli, görsel kitle iletişim araçlarının güvenilirliğinin en az olması, bu araçların sergiledikleri tavırlarla ilişkili olduğu açık. Kamuoyuna doğru, gerçekçi, yansız bilgiler sunma, yorumlar yaparak yeni ufuklar açan yorumlar ortaya koyma çabaları her zaman saygınlığı artırır. Tersinin yapılması güvensizliği yeşertir.

Yönetime hizmet gazeteciliği, ülkemizin burun buruna yaşadığı çok önemli bir sorun. Bunu aşmak zorunda olduğumuz açık.

______________________________________________

(1) https://tr.wikipedia.org > wiki › Hilal_Kaplan

(2) https://www.birgun.net › Güncel

(3) BirGün Gazetesi, 14.11.2019

(4) Cumhuriyet Gazetesi, Trump'tan Kaplan'a: Gazeteci olduğunuza emin misiniz? 14.11.2019