Rüşvet, yolsuzluk bu toprakların acı bir gerçeği. Toplum yaşamının tüm alanlarında az ya da çok varlığını duyumsatan bir olgu.

Ülke yıllardır soygun alanına dönmüş, gelen-giden götürüyor. Götürülenler halk yığınlarının alın teri. Geniş halk yığınları belini doğrultup ayağa kalkamıyor. Yoksullaştıkça sesi, soluğu kesiliyor.

Suçların altını kazıyınca, güçlülerin kafaları gözüküyor. Haksızlıklara, hukuksuzluklara başkaldırmaya başlayanların kafaları sert kayalara çarpıyor.

Artıgerçek.com.tr İnternet Gazetesi’nde yer alan bilgiye göre:

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), Türkiye Cumhuriyeti’ne soruşturma ve kovuşturma bağımsızlığını korumanın da içinde olduğu, yurtdışı rüşvetle mücadeleyi hızlandıracak reformları ivedi olarak uygulamaya koyması çağrısında bulundu. OECD, Türkiye Cumhuriyeti'nin OECD Rüşvetle Mücadele Sözleşmesi'nin uygulanması ya da yurtdışı rüşvet suçlarının çok düşük düzeyde denetlenmesi konularında çalışma grubunun kaygılarını gidermek için yeterli adım atmadığını da belirtti.

OECD rüşvetle mücadele çalışma grubunun 21-22 Haziran (2021) tarihlerinde Adalet, Dışişleri, İçişleri Bakanlıkları, Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSYK) ve TBMM Adalet Komisyonu'ndan yetkililerle görüşerek konuyu ele aldığı belirtildi.

OECD heyetinin sözleşmenin "önemine rağmen Türkiye’nin herhangi bir uluslararası rüşvet olayını başarı ile sonuçlandırmadığını ifade ederek, Türkiye'nin bu konudaki çabasını güçlendirmesi çağrısı" yaptığı belirtildi.

Türkiye bu yapısıyla yurt dışında da yurt içinde de etkili biçimde soruşturma, kovuşturma önlemi alamaz.

Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası rüşvet olaylarını aydınlatarak başarıyla sonuçlandıramaması övünülecek değil, utanç duyulacak bir durum. Rüşvet olaylarının önlenmesi yerine üzerinin örtülmeye çabalandığı geçmişte birçok örnekle ortaya çıkmış bulunmakta.

OECD açıklamasında:

"Türkiye, yalnızca karşılıklı adli yardım taleplerine güvenmek yerine, soruşturma başlatmak için farklı kaynaklardan daha proaktif bir şekilde bilgi toplamalıdır. Ayrıca Çalışma Grubu delegasyon üyeleri, 2014 ve 2016 yılları arasında gerçekleşen adli ve kolluk kuvvetleri görevlilerinin art arda geniş çaplı bir şekilde görevden uzaklaştırılması ve yeniden atanması ışığında, Türkiye'nin soruşturma ve kovuşturmaların bağımsızlığının korunması için herhangi bir tedbir almadığı konusunda da ciddi endişelerini korumaya devam etmektedirler"(1) vurgusu yapıldı.

OECD’nin ülkemizi bu konuda daha öncede uyardığı biliniyor:

“Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), hükümetin, Kuzey Irak'ta rüşvet veren 139 Türk firmasıyla ilgili soruşturmayı savsakladığını bildirdi. Hükümetin bu konunun soruşturulmasına yönelik Adalet Bakanlığı nezdinde bir yönetici atadığını, ancak konuyla ilgili olması gereken kurumların ne soruşturmadan ne de söz konusu atamadan haberdar olduklarını belirten OECD, hazırladığı rüşvet raporunda, "Bu durum hükümetin rüşvet konusundaki tutumunu göstermektedir. Yaşanan iki yıllık gecikme rüşvetle mücadeledeki isteksizliği göstermekte ve kaygıyla karşılanmaktadır" ifadesini kullandı.(2)

Türkiye Cumhuriyeti’nde ortaya çıkan rüşvet, yolsuzluk olaylarının yüzde biri, demokrasinin işlediği, hukukun üstün olduğu Batı ülkelerinde ortaya çıksa, Devlet Başkanları, Başbakanlar, Bakanlar, Hükümet bir gün işbaşında kalamaz.

Ülkemizde yurttaşların kamu hizmeti alabilmeleri için devlete verdikleri vergiler dışında ayrıca önemli bedeller ödedikleri acı bir gerçek.

“Eğitim, sağlık, vergi ve güvenlik gibi hizmetleri alabilmek için rüşvet vermek gereken ülkeler açıklandı. Listenin 6. sırasında Türkiye var.

Uluslararası Yolsuzluk Anketi'nin (Global Corruption Barometer) son sonuçlarına göre geçtiğimiz yıl her 4 kişiden biri ihtiyacı olan hizmeti alabilmek için rüşvet verdi.

Yolsuzluk karşıtı Transparency International örgütün yayınladığı anket halktan sıradan insanları 9 temel hizmeti almak için vermesi gereken rüşvete odaklanıyor.

En çok rüşvetin yüzde 29 ile polise verildiğini gösteren ankette gümrük, eğitim, yargı, sağlık, evrak, emlak, vergi ve kamu hizmetleri için en çok rüşvetin Liberya, Afganistan ve Irak en çok rüşvet verilen ülkeler olarak sıralanıyor.

The Economist'in de haberinde yer verdiği ankette 6. sırada Türkiye var. İlk 5 ülkenin de Avrupa'dan olmadığını düşünüldüğünde Türkiye bu tabloyla Avrupa'da ilk sırada yer alıyor”.(3)

Görüldüğü gibi rüşvet, yolsuzluk konusunda ülkemiz Dünya’nın ön sıralarında yer almakta. Bu alanda her geçen gün daha da kötüye doğru ilerlemekte.

Yalnız ülke insanını değil Dünya kamuoyunu şaşkına çeviren rüşvet, yolsuzluk olayları karşısında, kimsenin kılı kıpırdamıyor. Kamuoyu her alanda olduğu gibi bu alanda da yeterli tepkiyi göstermiyor.

Soruşturma, kovuşturma, yargılama etkin biçimlerde yapılarak caydırıcı yaptırımlar uygulanmadığı, yapılan tüm yolsuzluklar yapanların yanlarına kazanç olarak kaldıkları için bir türlü önlenemiyor.

Varlıkları bu çarkın dönmesine bağlı olanların korumaları, kollamalarıyla aşılması çok güç duvarlar yükseliyor.

Geniş yetkileri olan, bu yetkilerle yapılan eylemlerden sorumlu tutulmayan güçlerin varlığı sürdükçe rüşvetin, yolsuzlukların önlenmesi olanaksız.

-------------------------------------

(1) Artıgerçek.com.tr İnternet Gazetesi, OECD: Türkiye, yurtdışı rüşvetle mücadeleye hız katacak reformları acilen uygulamaya koymalı, 29.06.2021

(2) Kışlalı, Murat, OECD: K. Irak'ta rüşvet veren 139 Türk firmasına ilişkin soruşturma savsaklandı. AKP iktidarı rüşveti kolladı, Cumhuriyet Gazetesi, 10.01.2008

(3) Akşam Gazetesi, Avrupa'nın rüşvet lideriyiz! 04.02.2011