AKP-MHP birlikteliğinin yenilme korkusu içine yuvarlandığı gözlenmekte.

“Kaybetme korkusu; kişilerin sahip olduklarını kaybetmek istemedikleri zamanlarda yaşadıkları bir duygudur. İnsanların hayatları boyunca yaşadığı ve strese neden olabilen olgular arasında yer alır. Bu durumun kaynağı; sahip oldukları mutluluğu kaybetmek, yalnız kalmak istememek ve sevdikleri kişiden ayrı kalmak istenmemesi olabilir.

Kaybetme korkusu sevdikleri kişileri kaybetmekten, sahip olunan konumu kaybetmeye kadar, farklı alanlarda yaşanabilir. En büyük korkularımız arasında yer alan kaybetme korkusu, kontrol altına alındığında, olumlu ve insani bir duygu olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bu duyguda aşırıya kaçıp, hayatı zindana çevirecek dereceye ulaştığında mutlaka destek alınarak düzeltilmesi gerekmektedir.”

AKP-MHP birlikteliğinin, ellerinde bulunan konumu yitirmeleri karşısında kaygılı günler yaşadıkları açık.

Ellerinde bulunan yönetme yetkilerini yitirmek, çoğu insan için ruhsal yönden sorunlar yaşamaya neden olabilir. Türkiye’yi yönetenlerin seçim sürecinde böyle bir durumda oldukları görülmekte. Seçimler sonrası da aynı duyguları yaşamalarına tanık olabiliriz.

Yenilikler, devrimler sancılı olur. Devrimlerin oluşup gelişme süreçlerinde akla uygun düşmeyen, yasa, hukuk tanınmayan birçok olaylar yaşanır. 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri, Türkiye’nin Ortaçağ’ın karanlıklarına doğru mu, insanlığı oluşturduğu insanca yaşama düzeyine doğru mu gideceğinin oylanması olacak. Bıçak sırtında olan Türkiye bir dönüm noktasında. Türkiye ya insan hak ve özgürlüklerinin ortadan kalktığı bir diktatörlük batağına saplanacak ya da aklın, bilimin, demokrasinin, insan hak ve özgürlüklerinin yaşama geçirilmesinden yana önemli bir adım atacak. Umarız sonu karanlık bir çıkmaz yola saplanma girişimlerini tarihin çöplüğüne gömecek.

Ellerine geçirdikleri yağlı kuyruğu bırakmak istemeyenler, yenileceklerini görünce çılgına dönecekler. Yönetimde kalmak için ellerinde gelen her şeyi yapacakları açık.

Yönetimde olanlarla, yönetmeye aday olanlardan hangisi kazanırsa kazansın, sancılı günlere gebe olduğumuz anlaşılmakta. Yurttaşların bu süreci, şiddete başvurmadan, kırıp dökmeden, akılcı yöntemlerle geçiştirmeleri zorunlu. Kışkırtmalara karşı uyanık olunması gerekmekte. Kaba güce, türlü oyunlara başvurulmaması, ancak yapılacak her türlü kirli oyunlara hiç göz yumulmaması gereken günlerin eşiğindeyiz.

Yurttaşlardan tokat yiyince, seçimlerden istedikleri sonuçları alamayınca kuduracaklar. Ölçüsüz saldırılara başlayıp iyice acımasızlığı ele alacaklar. Yenildiklerini görünce iyice hırçınlaşacaklar.

Ankara’da, CHP, MHP, SP adına bildiriler basarak dağıtıldı. Bu eylem tam anlamıyla insanlık dışı bir davranış. Hiçbir etik kurala uymayan büyük bir hile. Bu girişimle, kamuoyunda karşı siyasal partileri küçük düşürme, yurttaşlara yanlış tanıtma, böylece oy toplama çabası içine girildiği anlaşılmakta. Bu tür yöntemlerle elde edilecek yönetim ayrıcalığı ne işe yarar? Bu bir çılgınlık göstergesi.

Devletin bu işin sorumlularını yargı önüne çıkarması gerekir. AKP kadrolarından oluşan Yürütme, Yargı bunu yapamıyorsa yetersizlikleri söz konusu demektir. Bu partilerin ileri sürdüğü sava göre, bu bildirileri AKP-MHP ortaklığı ya da devletin birimlerin biri dağıttıysa, ikisi işbirliği içinde bu işe imza atmışlarsa acınacak duruma düşmüşüz demektir. Bu olay, seçimlere hile yapmanın somut örneklerinde biri.

Ülke batma noktasına gelmiş

Türkiye dünya ülkeleri arasında batma durumunda (riski taşıyan) 5. Ülke konumuna gelmiş. Durmadan savaş çığırtkanlığı yapılmakta. Devletin üst düzeylerinde akıl almaz harcamalar hız kesmeden sürmekte. Ülkeyi batmanın eşiğine getirip her şeyi tozpembe göstermeye kalkmak, bu ülke insanını aklıyla dalga geçmek değilse nedir? Gelinen bu nokta, Bu davranışlar, yitirme kaygısının gün yüzüne vurduğu, ne yaptığını, ne konuştuğunu bilememe durumudur.

Devlet gücüyle, hileyle, oyları çalarak seçim kazanma peşine düşmekten başka çözümleri kalmayanların, akılcı eylemlerle seçim çalışmaları yürütmeleri beklenmemeli.

Yurttaşların gönüllerini kazanarak oylarını alma olanakları ortadan kalkmış olanların, hileden, yalandan başka sarılacakları dalları yok.