Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Türkiye ekonomisinin 3 yıllık 'yol haritası' olarak sunulan Yeni Ekonomi Programı'nı (YEP) açıkladı.

“Yeni Ekonomi Programı'nın üç teması olacak. Yeni dengelenme, yeni normal ve yeni ekonomi. Yeni dengelenme noktasında, finansal koşullarda yeni dengelenme salgınının olumsuz etkilerinin kaldırılması, iç ve dış dengelerin sağlanması, enflasyonun tek haneli rakamlara indirilmesi ve cari açığın kapatılması hedefleniyor. Salgına dayalı finansal adımlar kademeli olarak geri alınıyor" diye konuştu.

Albayrak şöyle devam etti: "Normalleşme adımları önümüzdeki haftalarda da devam edecek. Stratejik reformları hayata geçirmeye devam edeceğiz. Enflasyon ve cari dengedeki kırılganlıkları azaltacak rekabet, teknoloji ve verimlilik odaklı reformlara öncelik vereceğiz. 2020 yılına güçlü büyüme performansıyla başlamıştık. Büyüme hedeflerine ulaşmak için ihracat, katma değerli üretim ve istihdama yoğunlaşacağız. Yılın tamamında büyümenin pozitif olmasını ve yüzde 0,3 oranında gerçekleşmesini öngörüyoruz.”

Bunlar nasıl olacak? Bu hedeflere hangi ekonomik kaynaklarla ulaşılabileceği belirsiz. Somut hiçbir verili açıklama yok. Uygulanan ekonomide yapısal değişikliklerle ilgili yeterli bilgi yok. Ekonomide yapısal değişimler olmadan, hiçbir alanda düzelme olamayacağı açık.

Türkiye Cumhuriyeti ekonomisinin 3 yıllık yol haritası belirsizliklerle dolu. Bu belirsizlikler, kimsenin önünü göremeyeceği, geleceğe yönelik umutlu adımlar atamayacağı günler yaşanacağını göstermekte.

Ekonomini şu alanına şu kadar yatırım, turizmin geliştirilmesi için şunlar yapılacak, kamu harcamalarından şu kısıtlamalar yapılacak gibi net bilgiler içeren tek tümce yok. Yapılacak, edilecek, oturulacak, kalkılacak, havaya uçulacak türünden ucu açık, her yana çekilecek esneklikte çocuklara masallar anlatısı gibi bir yol haritası.

…cek, … cak, bekliyoruz türünden, bilimsel verilerle, akılla, ekonomik verilerle açıklanabilecek, akla uygun anlatımlar yok. İki yıl sonra çıkıp kürsüye “Bekledim de gelmedi. Öngörmüştük gerçekleşmedi. Yanılmışız. Allah bizi affetsin” deyip yaptıkları yanlışların, neden oldukları yıkımların altından kalkmaya çalışırlarsa şaşırmamak gerekir.

Ekonomi kendi kurallarıyla çalışır

Siyasal çabalarla ne denli eğip bükmeye çalışsanız ekonomi kendi yasalarıyla çalışır.

“Faizleri düşürüp doların değer artışını önleyeceğiz” dediler. Olmadı. Yerli, yabancı yatırımcının, halkın güvenini sağlayamadığınız, ülkeye dolar girişinin önünü açamadığınız sürece, doların değer kazanmasını önleyemezsiniz. Bu kürsülerden ateşli söylevler atarak olmuyor.

Bir ürünün ya da hizmetin değeri ekonomik alanda yaşanan gelişmelere bağlı olarak artıyor ya da eksiliyor. Bu süreçte birilerinin dediği değil, ekonominin kuralları belirleyici oluyor.

Mal hizmetlerin değerleri, ulusal ve uluslararası pazarlarda yaşanan gelişmelere, alım satımlara göre belirlenmekte.

Ekonomi mal ve hizmet üreterek gelişebilir

İşsizliği önleyeceğiz diyerek işsizlik önlenemiyor. İşsizliği önlemek için sanayide, ticarette, turizmde, mal ve hizmet üretimi alanlarında yeni yatırımlar, yeni iş, çalışma alanları açılması gerekmekte. Bunlar olmadan işsizliğin önlenmesi olanaksız.

Yeni Ekonomi Programı diye açıklanan belgede, bu konularda yapılan açıklamalarda bunlara yönelik tek dizelik bir bilgi yok.

Türkiye Cumhuriyeti’nin dış kaynak akışı sağlamdan yaşamını belirleme olanağı yok. Dış ülkelere 1 birim mal ve hizmet satıp dışarıdan 2 birim mal ve hizmet alarak yaşamak zorunda olunduğu biliniyor. Bu dengeyi bozacak yaptırımlar uygulanması durumunda çok ağır bedeller ödeneceği açık.

Dış borçları, iç borçları yeni borçlar alarak ödeyen, borçlarını ödeyecek üretim, alım-satım sistemleri kuramayan, teknolojik gelişmelere ayak uyduramayan, bilim yerine doğmalara yönelen ülkelerin gelecekleri karanlık günlere gebedir. Bu ülkeler yoksulluktan, ekonomik toplumsal çalkantılardan kurtulamazlar.