Sizler nasıl insanlarsınız anlayamadım gitti!

O güzelim kuşlardan, balıklardan, yapıp ettiğimiz ustalık dönemi müteahhitlik eserlerimizden, yalnız yurtta değil cihanda da esip gürlememizin yankılarından bahsetmiyorsunuz da sürekli ecdadımızla, onlara layık olmaya çalışan torunları ile uğraşıp duruyorsunuz.

Şu güzelim vatanın birlik ve geleceğinin o muhteşem mirasını taş gibi sağlamlaştırmakla korunacağını halen anlayamadınız ya ben ona yanarım.

Israrla hukuk, adalet, özgürlük demagojileri ile ortalığı zehirleyip duruyorsunuz.

Bir halt edip birkaç kez İttihatçıları ve Kemalistleri eleştirdik ya hemen ondan geleceğe dair çıkar umdunuz.

Ya arkadaş o bir hataydı. Hatta hata da değildi oy için söylenmiş gelir geçer laflardı.

Nasıl ki oyunu aldığımız halkın zaman zaman gönlünü hoş tutmak için varlığını anıyorsak, onun gibi bir şeydi.

Bu açık seçik propagandaları dahi anlamaz ne acayip insanlarsınız.

Ha romantik idealistlerdenseniz burası uymaz bu halinize gidin bir başka memlekete.

Burada böyle şeylere yol vermedik, verdirmeyiz de bilin bunu.

Her daim Hrant Dink'i, Fırat'ın doğusunu, Roboski'yi, Kürtlerin, Alevilerin haklarını yazıp duruyorsunuz.

Ya kardeşim gerçekten ne anlamaz kıt zeka sahibisiniz! Gerçekten nasıl halen II. Abdülhamit'ten beri şu eşsiz vatanın biricik harcı, çimentosu olan Türk-İslam ideolojisi ile harmanlayıp çabaladığımızı nasıl görmez ve idrak etmezsiniz anlamış değilim.

Anlatmaya gerek yok ama kısaca o unutkan zekanıza tekrar hatırlatmak gerekirse; Bildiğiniz gibi rahmetli II. Abdülhamit'in eksik bıraktığı yerden sağ olsunlar ecdadımız Talat ve Enverler zaman zaman yine at sırtında, zaman zaman da motorize kuvvetlerle o başlanan işi büyük ölçüde hallettiler. Biz de onlara layık olmak için önce naaşlarını bulup getirttik, getirtmekle yetinmedik o naaşları anıtlarla taçlandırdık. Yetmedi Yüce Türk Adaletinin tecellisi için Avrupa'nın en büyük Adalet Sarayı’nı da onların mezarlarının yanı başına inşa ettik. Bir boşluğun milli ülkümüze verilecek en öldürücü zehir olduğunu düşünerek her şeyi düşündük.

BAZILARINIZ ŞARAP EŞLİĞİNDE BOĞAZA BAKARAK VATANI PARÇALIYOR

Mülkümüzün temelini koruyan milli hakim ve savcılarımız unutulur mu? Es kaza geçmişini unutur da görevlerini savsaklamasınlar diye her sabah ecdadını ve onun aziz eserlerini hatırlasınlar istedik. Onun için mezarlarının tam yanı başına bizim Varyap'çılara bu adalet sarayını yaptırttık. Aslında en büyük eserimiz bu eserdir. Ama bu mesajımızı torunlarımız iyice zikretsin, çözsün diye sözünü etmiyoruz. Onlara layık olmak için cumhuriyet idaresinden beri bu aşkla yanıp tutuşuyoruz. Siz ne yapıyorsunuz? Hep o içi boş evrensel hukuktan, adaletten dem vurup duruyorsunuz. Ha bir de son yıllarda sürekli vicdan deyip duruyorsunuz. Arkadaş işiniz gücünüz para, mal, mülk, şöhret getirmeyen o ucuz lafları edip vatanı bölüp parçalamak. Hatta bazılarınız bunları şarap eşliğinde boğaza bakarak yapıyor. Hiç mi utanmanız arlanmanız yok?

Son günlerde yine bir tutturmuşsunuz neymiş efendim, ölüm fermanı olan ceza dosyasında Hrant Dink'in kararına onay veren hakimi nasıl olur da ombudsman seçermişsiniz?

Ya adam söyledi ben onu Fırat diye biliyordum. Yine durmadanız bu adam yalan söylüyor dediniz.

Ya arkadaş siz nasıl o ecdat torunu baş denetçimize yalan söylüyor dersiniz?

Koskoca adam Fırat diyorsa Fırattır. Bir bildiği vardır. Tartışmayı kapatmak istiyordur.

Ne diye yalan söylüyor diye halen üstüne üstüne gidiyorsunuz?

Adam bu koskoca devlette 36 yıl hakimlik yapmış, şimdi de vatanın ombudsmanı olmuş üstün bir ecdat torunu. Haliyle içki de içmez. Yazmış da açık açık CV’sine. Yemini sırasında “ileri demokrasi” de demiş.

Bunlar yetmiyor size, devamla “aman efendim beyfendi büyük lutufta bulunmuş da Ermeni komşusunun varlığına tahammül etmiş.”

Neymiş efendim bu tür söylem sahipleri medeni ülkelerde ömür boyu ırkçılık etiketi ile yaftalanır, bir daha kamuoyuna çıkamazmış.

Ya kardeşim orası başka burası başka. Ne diyecekti ki bu kardeşimiz?

“Bu vatan; Ermenisi, Rumu, Süryanisi, Zerdüştü, Ezidisi ile bizim ortak vatanımızdı” mı diyecekti?

Pes artık yani... Bu elin yabancılarına eski Cumhurbaşkanımızdan, yüce yargımıza, ordumuzdan, emniyetimize, okul ders kitaplarına kadar hep yabancı deyip durmamış mıyız ve ona göre işlem yapmamış mıyız?

Üstüne üstlük onca işinin içinde Özel Harp Dairemiz bunlar için sürekli teyakkuzda olup özel planlar yapmamışı mı?

Bizler de milletçe ve devletçe bu planlara sahip çıkmamış mıyız? Tüm bunlar yenimi ki halen anlamamakta ısrar edip bu zavallı ombudsmanın üzerine gidiyorsunuz?

Bu kıymetli ecdat torunu daha ne yapsın?

Hatta Ermeni komşularını onurlandırmak için evlerini dahi ziyaret ediyormuş.

Yok olmadı bir de istifa etsin ve “efendiler ben bu makama layık değilim, tarafsızlığım ve güvenirliliğim konusunda çok şüphe doğdu” desin. Pes artık. Daha neler...

İnanın bunu düşünen hainler de var aranızda.

Nasıl ki Hrant Dink, büyük emekle yetiştirilip Dersim'i bombalamaya gönderilen Büyük Türk Kadınımız, Atamızın manevi evladına Ermeni iftirasını attığında O'na karşı milletçe ve devletçe karşı çıkmışsak ve linç etmişsek yine yaparız.

Bırakın artık o kıymetlimiz, içki içmeyen ombudsmanımızın peşini. O kalın kafanıza sokun artık: “Türkiye Türklerindir”.

Bunu bir ara sevgili Vecdi abimiz münasip bir dille yine dillendirmişti de yine o bildik koro hep birden karşı çıkmıştı.

Kardeşim o taş kafalarınız artık anlasın, gerektiğinde evlatlarımızın hepsi birer Ogün, Yasin olur. Bu çocuklar buraları dar ederler size. Zaten sizin yüzünüzden o çocuklar hak etmedikleri ağır hapis cezaları aldılar. Az kalsın yine sizin yüzünüzden örgüte sokulup terörist yapılacaklardı.

Yaa düşündükçe sizin yediğiniz haltlara ne yer dayanır ne kalem.

Daha geçenlerde işkenceci, tecavüzcü diye diye bir ecdat torununu daha yerleştirdiğimiz emniyet müdürlüğü koltuğundan kaldırmaya teşebbüs ettiniz.

Neymiş efendim solculara, Kürtlere işkence yapmış. Halbuki bunları söylemeden önce mağdur olduğunu iddia edenlere bir baksanıza. Bu insanların topu zaten makbul insan değil ki. Bunların lafları ile ortalığı bulandırıyorsunuz. Bununla yetinmediniz AİHM'den kararları ortaya saldınız. Bir Türk oğlu Türk yargıcın verdiği kesinleşmiş bir kararı gösterebildiniz mi? Hayır gösteremediniz. İşiniz gücünüz hainlik.

Ha yapmışsa ne olmuş. Zaten bu iddiaları atan insanlar her daim tahammül sınırlarımızı zorlayan insanlar değil mi? Bunların topu her türlü iftirayı ecdadımıza atmaya müsait değil mi?

Bakın size son sözümüz; sabrımızı taşırmayın ve ekmeğini, suyunu içtiğiniz bu vatanın milli reflekslerini aşındırmayın artık. Özel Harp Dairemize iş çıkartmayın.

Sevgili Yasinimizin dediği gibi, efendiler akıllı olun akıllı!