Futbol hayatının bitebileceği söylentileri bir tarafta futbolu okuyamayanların uzaylısı Messi, kariyerindeki onaltıncı sakatlığını geçiriyor ve 2014'e kadar büyük bir ihtimalle (dinlendirme de dahil) çok sevdiği meşin yuvarlaktan uzak kalacak. 26 yaşındaki Rosairo’lu solak'ın aynı yerden yine sakatlanma riski her zaman mevcut. Fakat Messi'nin sol baldırından sakatlığını ne kadar fizyolojik özelliklerine indirgerlerse indirgesinler bu aslında ‘robotlaşmış’ bir futbolcular topluluğuna doğru evirilen futbolun mekanikliğinin bir sorunsalı...

11 yaşındayken Messi'nin yeteneği ortadaydı, fakat yatırım nesnesi olarak daha karlı gelmiyordu kulüplere... Normal gelişim dediklerinin altında kalıyordu ve büyümesine engel olan bu süreç özellikle de Messi’nin boyu üzerinde etkili oluyordu. Dezavantaj olarak görülen boyunun uzamamasını Messi, çeviklik olarak avantaja çevirdiği aşikar. (Garrincha’ya da doktorların futbol ‘oynayamayacağı teşhisi’ koyduğunu hatırlayalım).

Bu yatırımından karlı çıkabileceğini düşünen bir kulüp vardı: Barcelona. Carles Rezach yoluyla- Messi’yi altyapısına aldı, tüm tedavi masraflarını karşıladı ve bugün bonservis bedeli ödeyerek pek alma şansı olmayan bu oyuncuyu, erken yaşta, -hastalığının da etkisiyle- ağlarına alarak karlı bir iş çıkarmış oldu. Bu bile bize, Avrupa’daki tekelleşen kulüplerin, Latin Amerika ve Afrika’da, küçük yaşlarda çocukları, altyapı bünyelerine katmalarını endüstriyel futbolda sömürünün boyutlarını gösteren örneklerden biri sadece.

Futbol tarihinde az sayıda futbolcuda olan ve bugün, Messi’de izlediğimiz top tekniğinden bahsedelim biraz... Bu teknik rakibe çalım atmaktan ibaret değil sadece. Bu teknik, daha farklı bir oyuna işaret ediyor ve topla birlikte yapılan hareketlerde rakibe topa erişemeyeceği hale getiriyor. Topu daha küçük dürtmelerle kontrol etmek bunda önemli bir parçayı oluşturuyor. Küçük dürtmelerle geometrik alan küçülüyor ve daha fazla iş yapılıyor. Messi’de özellikle küçük dürtmelerle daha dar alanda istediği her şeyi yapabiliyor.

Fakat bugün futbolda oyun tek tipleşiyor, oyuncular robotlaşıyor. Tam da bu noktada ‘Rosairo’ doğumlu L.Messi tek tipleşen futbola karşı bir direniş gösteren oyunculardan biri. Son yıllarda oynadığı maç sayısı, vücuduna binen yük düşünüldüğünde zorlamanın olduğu aşikar. Ne kadar Guardiola döneminde kulüp fizyoterapisti Lorenzo Buenaventura ile çalışması, sıkı perhiz, vitaminler vs.. ile daha az sakatlıkların olduğu bir dönem geçirse de aslında tam da vücuduna yapılan müdahaleler bugünkü sakatlığı üretiyor, gelecektekileri üretecek. Sahada birer hareketli ecza dolabına dönüşen, tıp yoluyla performans artırıcı ilaçların nesnesi konumuna getirilen bedenlerin sakatlığı da biyo-iktidarın bir parçasını oluşturuyor. Sakatlanma da hemen güçlülük, güçsüzlük, dayanıklılık üzerinden okunuyor ve oluşturdukları normal bedenlerle kıyasları yapılıyor. Bu noktada masum olan Messi: o oynadığı oyunu seviyor, sadece oynuyor... Tedavi olmak, futbolda ful kondisyonlu olmak gibi bir dertten çok o oynamak istiyor, tam da karşısına çıkıyorlar ve: futbol hayatın tehlikede... Tehlikede olan Messi üzerinden dönen milyon dolarlık reklamlar, ticari anlaşmalar ve endüstriyel futbol pastasının değeri dedikleri yapay sömürü mekanizması...