1982'nin Brezilya'sından bugüne değişen birçok unsurun başında doktor Sokrates ve arkadaşlarının, futbolun şiirle birleştiği oyunun artık olmaması olduğunu söyleyebiliriz. Daha sonraki jenerasyonlarda biraz daha mekanik ama bireysel yeteneklerin ön plana çıktığı 1998-2002 ve 2006 takımlarını da unutmayalım.

Futbolun mücadeleye evirildiği bir süreçte Brezilya'nın dışarıda kalmasından söz edemeyiz. Özellikle Brezilya'dan erken yaşlarda Avrupa'ya transfer olan 'yıldız' adaylarının futbol gelişimlerinin belirli plan dahilinde ilerletildiği ve estetik oyundan uzaklaştıkları bir dönemde Brezilya'nın son kalesi olarak karşımıza çıkıyor Neymar Jr......

Tabi bu noktada Neymar'ın oyun gelişimi ve eğitiminin 20'li yaşlara kadar Brezilya'da olması oldukça önemli. Tabi futsal kökenini de unutmayalım. Oyununu olgunlaştırıp Barcelona'ya gelmesi ve var olan oyunundan çok da taviz vermeden oynamaya devam etmesi Neymar'ın oyununu analiz edebilmemiz için en baştaki etkenler arasında geliyor.

Peki Neymar'ın (geçmişte kalan) arkadaşlarına ne oldu? Ya da ne zaman katılacaklar yeniden Brezilya futboluna? Uzay takımı olarak atfedilen Ronaldo-Ronaldinho-Rivaldo'ların takımı neden yetişmiyor?

Brezilya Ligi'nde "wonderkid'lerin" (menajerlik oyunlarının diliyle söylersek) -Avrupa'ya göçünde yaş ortalaması çok da çocuk yaşlara indiğini söyleyelim. 6-11 yaş arası birçok çocuk Avrupa takımlarının ya altyapısına alınıyor ya da genç takımda oynayacak yaşa gelinceye kadar anlaşmayla tutuluyor. Genç takımlardan Avrupa'ya transfer olan özellikle 15-18 yaş grubundaki oyuncular da oyun eğitimlerini, oyuncu tarzlarını tamamlayamadan Avrupa takımlarına transfer oluyor. Hem altyapı yoluyla hem de genç takımlardan oyun karakteri daha oturmadan İtalya, Almanya, Fransa, İspanya, Almanya ve İngiltere'ye transfer olan genç yeteneklerin futbol gelişimleri daha mekanik eviriliyor.

Genç yetenekler, Brezilya'da ne kadar kulüpte oynarlarsa oynasınlar, antrenman bilimi kaslarının gelişimlerini ne kadar planlarsa planlasın futbolun estetiğini üretebilecekleri koşullar oldukça fazla. Mahallelerde futbol hala çok da çekici. Estetiğin de yeniden üretildiği sahalar olduğun vurgulayalım. Antrenman maçında Latin bir çocuğa sol bek olmanın mekanik görevlerini ne kadar anlatırsanız anlatın, sonuç itibariyle en iyi onları anlatacak cümle 'bağlasan durmaz' olur sanırım....

Bugün Brezilya milli takımındaki oyunculara baktığımızda farklı görünen oyuncu karakterlerinin benzeşmeye çalıştığını görüyoruz. Ortaklaştıran kavramımızı da oyunun düzenine sadakate karşılık gelen GÖREV üzerinden düşünebiliriz. Var olan yetenekler bile oyununu, planın dahilindeki sınırlarda gerçekleştiriyor. Örnekleyelim....

Oscar, Ramires, Willian Chelsea oyuncuları.... 10 numara, kanat veya 8 numara gibi oynayabilecekleri görevleri tarif etmek bir yana şunu söyleyelim: "Box to box midfielder" (iki ceza sahası arasını kat edebilen savaşçı orta saha) oyuncuların bir seviye daha teknik oyuncuları aşikar olsa gerek. Yine Manchester City'li Fernandinho da "Box to box midfielder" arasında yer alıyor. Orta saha kurgusundaki defensif Midfielder oyuncuları (Luiz Gustavo G. Silva vb..) hiç hesaba katmadan forvet hattına geçelim: santrafor yetenekleri hakkında fikir sahibi olamayacağımız Fred, top rakipteyken görevini en iyi yapanlardan....

Topun arkasına geçebiliyor, gücü kadar da prese katkı sağlıyor... (Luiz Ronaldo'yu izleyenler eleştirime hak vereceklerdir sanırım).... Sol önde oynatıldığında Douglas Costa daha sprinter ve çalım yeteneği yüksek… Hücumun sağında Oscar’ı devşirebiliyorlar ya da Hulk / Willian ikilisi arasında tercih yapılıyor. Hulk güçlü, çalım atabiliyor, şutları etkileyici. Model olarak Rooney devşirmesi bir Brezilyalıyı izliyoruz sanki.... Sahada topla Brezilyalı gibi oynayan tek futbolcu Neymar....Orta saha ve forvet hattının analizine baktığımızda sanki sahada bir Avrupa takımı izliyoruz.

Almanya maçında yedi gollük hezimette yenilgi sadece Brezilya’ya ait değil. Sahada yenilen takım Avrupalaşmış Brezilya takımıydı. Çünkü Almanların karşısında, onlara benzemeye çalışan, kompakt ve boş alan bırakmamaya çalışan bir Brezilya vardı. Almanlar aslında kendi prototiplerini yendiler. Skoru bir kenara bırakalım, Almanlara karşı 2002 ve 2006 Dünya Kupası maçlarında Brezilya sahada futbol oynuyordu.

Birçok yönüyle Brezilya takımında yeteneğiyle göze çarpan tek oyuncu Neymar.... Ya da geçmişin tek hatırası.... Bir tarafıyla Ronaldinho'nun efsaneleştiği dönem bugünün emarelerini taşıyordu içinde. Hala Brezilya Liglerinde birçok yetenekli genç oynuyor, oynayacak da. Fiziki yapıları pek de yeterli olmayan oyuncular Brezilya Liglerinde kalmaya devam edecekler. istenilen gelişimi sağlayanlar Avrupa'ya transfer olmaya devam edecekler. Brezilya Ligi Avrupa liglerinden geri dönen Veteran oyuncular, 15-20 arası gözlemci ağına takılmış ama transfer edilmemiş gençler ve daha üst yaşlarda fiziki gelişimi istenilen düzeyde olamayan oyunculardan meydana gelen bir lige doğru eviriliyor.

Yazımızı şöyle bitirelim: Ronaldinho veya Luiz Ronaldo kadar yetenekli bir gencimiz olsun. Brezilya'dan 15'inde alalım. Chelsea genç takımına dahil edelim. Sizce 25'inde yine Ronaldinho veya Luiz Ronaldo izleyebilir miydik?