"Her savaştan geriye üç ordu kalır:
Ölüler ordusu, yas tutanlar ordusu, hırsızlar ordusu."
Bertholt Brecht

Rusya Federasyonu-Ukrayna arasında yaşanan savaş insanlığın ilgi odağı durumuna geldi.

Rusya Federasyonu, Ortadoğu’da, Asya Anakarası’nda yayılmak, etkinliğini artırmak, Batı’nın, NATO’nun bu alanlara girmesini önlemek, ABD, Batı ülkeleri ise Rusya Federasyonu’nun bu yayılmacı isteklerini önlemek için savaşmaktadır. İki kesimin halklarının bu isteklerin gerçekleşmesinde önemli bir yararları yoktur, zararları vardır. Yapılmakta olan, bundan sonra yapılacak olan savaşların bedellerini ödeyeceklerdir.

Birinci ve İkinci Paylaşım (Dünya) Savaşlarında, 60 milyondan çok insan öldü. Bu yıkım karşısında insanlık savaşların durdurulması, bir kez daha böyle acıların yaşanmaması için arayışlara başladı. Avrupa, Batı merkezli arayışlar, uluslararası ilişkilerin Şiddetsizlik, sınırların dokunulmazlığı, kendi geleceğini belirleme (kaderini tayin)... gibi ilkeler belirlendi. Bunlar, savaş sonrası düzenin temel algılarıydı. Bu doğrultuda yükselen gelişmelerin Dünya barışını sağlayacağı düşünüldü. Bunu n için birçok anlaşmalar, sözleşmeler imzaladı.

Soğuk savaş dönemi

İkinci Paylaşım Savaşı’ndan sonra Batı ülkelerinde büyük ölçüde savaşlar durdu. ABD ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri arasında “Soğuk Savaş” dönemi başladı. Her iki taraf ölümcül silahların bulunması, yapılması için büyük bir yarışa girişti. Bu yarış SSCB’nin sonunu hazırlanmada en büyük etkenlerden biri oldu. Ülkenin geliri silahlanmaya aktarıldı.

Soğuk Savaş sırasında, ağır şekilde silahlanan iki blok karşı karşıya geldi. Bir yanda NATO, diğer yanda Sovyetler Birliği liderliğindeki Varşova Paktı. 1989/90'da sosyalizmin sona ermesi ve 1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla Avrupa'da savaş tehlikesinin tümüyle sona erdiği düşünülüyordu. Bu düşünce yaşama geçemedi.

1991 yılında SSCB dağılınca, ABD’nin Dünya’nın tek yöneticisi olacağı düşünülüyordu. Belli bir süre ADB Dünya liderliği yaptı.

İnsanlık, güçlü devletler, savaşma, Dünya egemenliğini eline alma yarışında dur durak bilmedi. SSCB’nin dağılmasından sonra yerine kurulan Rusya Federasyonu yeniden silahlanmaya girişti. Çin Halk Cumhuriyeti teknoloji, Dünya pazarlarına açılan değişik alanlarda başardığı mal ve hizmet üretimleri gerçekleştirdi. Silah üretimi, eğitim alanlarında çok önemli gelişmeler sağladı.

ABD, Batı ülkeleri de silahlanma, Dünya egemenliğini ellerinde tutma yolunda yeni yollar, yöntemler bulma, adımlar atmadan çekinmediler.

Savaşlar durdu gibi oldu, silahlanma, yeni savaş hazırlıkları hız kesmeden ilerledi. Bu dönemin adına “Soğuk Savaş Dönemi” adı kondu.

Rusya Federasyonu-Ukrayna arasında yaşanan savaş, Soğuk savaş Dönemi’nin yeniden başlayacağı tartışmalarını gündeme taşımış bulunmakta.

Yapay zeka savaşları

Günümüzün savaşları, özellikle büyük güçler arasında yaşanacak savaşlar, bundan önce kullanılan tüm savaş araç-gereçlerinin ilerisine geçerek Yapay Zekanın, virüslerin kullanılacağı savaşlar olacak. İnsanlık çok ölümcül, korkunç yıkımlara neden olacak savaşlarla karşılaşacak.

Günümüzün savaşlarının, hele Dünya’nın en güçlü ülkeleri arasında yaşanacak savaşların, insanlık için çok ölümcül bedeller ödenecek yıkımlar getireceğini kestirebilmek çok önemli uzmanlık gerektirecek bir iş değil.

Böyle bir savaşın Yerküre’de etkilemediği insan kalmaz. Savaş alanlarında ölmenin ötesinde ekonomik olarak, çevreye vereceği zararlardan etkilenenler, ruhsal yönden acılar çeken insanlar

Savaşların bedeli

Savaşların bedellerini “savaşları çıkaranlar” değil, “suçsuz insan yığınları” öderler. İnsanlık tarihi boyunca bu gerçeklik hiç değişmemiş. Savaşları çıkaranlar silah satışları yoluyla büyük vurgunlar vururken, yoksul, bilinçsiz geni halk yığınları ortaya çıkan zararları öderler. Geniş halk yığınları arasında en çok bedel ödeyen toplum kesimi kadınlar, çocuklardır.

Savaşsız bir dünya kurulması için savaş çıkaranlar, savaşların olmasından yararlananlar çaba harcamayacaklar. Savaşlardan zarar gören, bedellerini ödeyen geniş halk yığınlarının karşı durması gerekmektedir. Dünya barışının anahtarı, insanlığın geniş yoksul kesimlerinin ellerindir.