Geçtiğimiz hafta Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan bir açıklama bana bu hafta da ‘Tesadüf’ başlıklı bu yazıyı yazmayı hak gördü.

Eh en nihayetinde Türkiye’de şu anki iktidarın aslında diğer iktidarlardan farkı olmadığını ve ulus devlet yapısı içerisinde iktidarların bazı konularda hep aynı şeyleri düşünüp yapacağının bir kez daha zikre dökülmüş halini gördük geçen hafta.

Geçtiğimiz yıl dünyada sayılı ekonomi profesörleri arasına giren Daron Acemoğlu’na Paris Büyükelçiliği teklif eden Dışişleri Bakanı Davutoğlu geçtiğimiz hafta bir yemekli toplantıda ‘Neden olmasın bizim ülkemizde böyle bir atama için herhangi bir engel yoktur’ deyivermiş.

Anlaşılan Davutoğlu’nun henüz kendi ülkesinin yazılı olmayan kurallarından ve kanunlarından haberi yok. Zira ben kendimi bildim bileli bu ülkede gayrimüslimler ne polis ne itfaiyeci ne de çöpçü olabilir. İşte bu vesile ile aslında Türkiye’de geçerli bir örnek yaratıp yıllardan bu yana süregelen bu yazılı olmayan kanunlar efsanesini yıkmaya kalktı Davutoğlu. Eğer Acemoğlu 24 Nisan öncesinde yapılacak bu atama ile ona kurulan bu tuzağın içerisine düşse idi o zaman gerçekten tarihi bir hata olurdu. Hoş bunun adı kirli siyaset, dolayısı ile yine devletin istediği olmuş oldu. Acemoğlu bu talebi reddetti ve devletin eline geçici bir süreliğine ‘biz davet ettik kendileri istemedi’ kozu geçmiş oldu.

Ama sorarım sizlere. Dışişleri Bakanı Davutoğlu eğer bu kadar çok devlet geleneğini kırmak istiyor ise, neden önce Kültür Bakanlığına, ki bu ülkenin tarihi değerlerinin yarısına yakını Ermeni mirasıdır, ya da eğitim bakanlığına, ki birçok ermeni halihazırda uluslararası konferanslarda Türkiye’yi temsil etmekte, almadı.

Davutoğlu nezdinde Devleti temsiliyetinden dolayı şunu söyleyebilirim; Kurulan bir oyun ve tuzak söz konusu idi aslında. Ya da satranç deyimi ile ‘açmaz’. Daron Acemoğlu bu görevi reddederse “biz teklif ettik Ermeniler istemedi” diyeceklerdi. Kabul etse de 24 Nisan’da Paris’teki anma protestoları sırasında Türkiye’yi temsil etmesi için Fransa Ermenilerinin karşısına bir Türkiyeli Ermeni çıkaracaklardı.

Beyler, bakanlar; bizler yıllarca bu oyunlarla yaşadık, siyaset arenasında bizleri yeni görmeye başladığınız için bize yeni yetme muamelesi yapmayınız, zira biz bu oyunlara gelmeyiz.

Daha birkaç ay önce kısmen AB’ye kısmen de TC’ye bağlı olan Avrupa Birliği Genel Sekreterliği’ne bağlı çalışacak olan Leo Suren Halepli’yi işe almakta zorlanan Egemen Bağış’a ne cevap verildiğini çok merak ediyorum. Kendisi her ne kadar bir gayrimüslim vatandaşın ABGS ofisinde çalışmasını istese de devlet geleneği onun bu isteğine cevap veremedi. Leo Suren Halepli uzun süre sonra TC’de bir gayrimüslim bürokrat olabilmenin kapılarını bile aralayamazken şimdi nasıl oldu da Dışişleri Paris’e Büyükelçi olarak Daron Acemoğlu’nu önerdi sizce.

Çok yorulmayın ben söyleyeyim… Tesadüfffffff……