Ünlü bir Milli Eğitim Bakanının, “Şu okullar olmasa Milli Eğitimi çok kolay yönetirim” demişti.

Şu uluslararası kamuoyu, uluslararası kuruluşlar olmasa, Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetmek çok kolay.

“Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) bünyesindeki Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF - BM Silahsızlanma İşleri Ofisi) ve OPCW (Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü)) Genel Direktörü Dr. Marcus Pleyer, kuruluşun Türkiye raporunun işaret ettiği bulgular ışığında, Türkiye’nin gri listeye alındığını duyurdu.

Pleyer FATF’ın, 2019 yılındaki raporunda yapılan uyarılar konusunda tüm alanlarda ilerleme kaydetmesine rağmen, bankacılık, altın ve değerli metaller, ve emlak gibi ciddi konularda kara para aklama konusundaki tedbirlerini artırması gerektiğini söyledi.

G7 ülkeleri tarafından 1989 yılında kurulan Paris merkezli FATF, 200'den fazla ülkede insan kaçakçılığı, uyuşturucu kaçakçılığı, terör saldırıları ve kitle imha silahlarının finansmanı dahil bir dizi ciddi suçla mücadele için politikalar üretiyor ve standartlar belirliyor.

FATF’in tanımına göre, gri listeye alınan ülkeler artırılmış bir izlemeye tabi oluyor. FATF, gri listeye alınan ülkelerin stratejik eksikliklerini belirlenen zamanda giderme taahhüdünde bulunduğunu belirtiyor.” (2)

Ülkemiz uluslararası alanda, insanlığın gözünde saygınlığını yitiriyor. Bu durumu bir başarı öyküsü olarak sunuluyor.

Hiç kimse, hiçbir uluslararası kurum gerçekleri ortaya çıkarmasa, ülkeyi akşam sabah yalan banyosuna dalıp çıkarsalar, birileri çok daha başarılı yönetici gözükecekler(!).

“Türkiye'nin "gri liste"ye girme konusunda adının geçmesinin bile çok büyük bir itibar kaybına neden olduğunu söyleyen eski ekonomi bakanlarından Ufuk Söylemez, "Türkiye, FATF'ye 1991'de üye oldu. Ve biz 1990’lı yıllarda devlet olarak gerekli adımları attık. O zaman şeffaflık ne gerektiriyorsa uyguladık. Ancak Türkiye bundan 20 yıl sonra yanı 2011’de gri listeye alındı. Biz bunu tam 3 yıl sonra Mehmet Şimşek tarafından yapılan ve Türkiye’nin gri listeden çıkartıldığı açıklaması ile öğrendik. O dönem Türkiye’nin gri listeye alındığı açıklanmadı ama çıkartıldığı açıklandı" dedi.(3)

“İtibardan tasarruf olunmayan !” bir ülkede, Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda ne durumlara düştüğünden ülke insanının hiç bilgisi olmamış. Ülkenin gri listeye alınışını çıkarken öğrenmek, yönetimde ne denli açıklıktan yoksun durumlarda olduğumuzun kanıtı.

Türkiye Cumhuriyeti’nde, “terörle savaşıyoruz, terörle uğraşıyoruz, terörle boğuşuyoruz” sözlerinin havada uçuştuğu bir dönemde, “terörü destekleme” gerekçesiyle uluslararası alanda, daha çok izlenmeye alınması çok acı verici. Bu durum ayrıca ne denli yalan bataklığında olduğumuzu ortaya koymakta.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Türkiye'nin Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadele konusunda 'yeterince çaba göstermeyen' ülkelerin bulunduğu 'gri listeye' almasına ilişkin olarak, "Terörizmin en çok maliyet yüklediği ülke biziz. Onlar Avrupa'nın göbeğinde uyuşturucuyla beraber... Terörü finanse eden de göç veren de Avrupa'dır Batı'dır. Bunun maliyetini, mücadelesini yaşayan biziz ama susadıkları Türkiye! Bu kadar yüzsüzlük olabilir... Bu kadar nesnel, gerçeklerden, doğrudan aykırı bir takım tespitler yapılabilir" diyen Soylu şunları ekledi:

"Osman Kavala'yı serbest bırakmadık, Demirtaş'ı serbest bırakmadık. PKK ve FETÖ ile mücadelede kimseden talimat almadık… Yarın bizden Apo'yu da çıkarmamızı isteyebilirler. Yarın bizden 6-8 Ekim olaylarının faili, PKK'nın oyuncağı Selahattin Demirtaş'ı da çıkarmamızı isteyebilirler" (4)

Ortada bir durum, bir sonuç var. Bu durumla ilgili birbirinin tam karşıtı iki farklı bilgi veriliyor. Hangi tarafın doğru söylediğine, haklı olduğuna zaman daha iyi karar verecek.

Kimyasal silah kullanma suçlaması

“109 aydın, yazar, milletvekili, gazeteci, üniversite öğretim üyesi Türkiye’nin kimyasal silah kullandığı iddialarının araştırılması için BM Silahsızlanma İşleri Ofisi ve OPCW (Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü) Yürütme Komitesine çağrı yaptı”.

Yayımlanan bildiride: “Milletvekilleri, gazeteciler, aydınlar, Kadın Hakları aktivistleri, İnsan Hakları aktivistleri ve sivil toplum üyeleri olarak, sizi acilen bağımsız bir komisyon göndermeye ve etkilenen bölgelerde soruşturmalar yürütmeye çağırıyoruz. Böyle bir soruşturmayı yürütmenin sadece hukuki ve kurumsal yükümlülüğünüz değil, aynı zamanda ahlaki ve insani bir görev olduğuna inanıyoruz. Saygılarımızla” denildi.(5)

Böyle bir söylencenin olması bile ülkenin saygınlığını yaralayıcı. Bu konuda araştırma yapılıp gerçek olduğu ortaya çıkarsa, Dünya’da kime ne anlatabiliriz?

------------------------------------------------

(1) Artıgerçek.com.tr İnternet Gazetesi, Türkiye, FATF tarafından 'kara para' ve 'terör finansmanı' nedeniyle ‘gri liste’ye alındı, 21.10.2021

(2) Artıgerçek.com.tr İnternet Gazetesi, 109 aydından BM’ye 'Türkiye’nin kimyasal silah kullandığı iddialarını araştırın' çağrısı, 21.10.2021

(3) Eser, Emre, "Gri liste Türkiye için itibar kaybı", © Deutsche Welle Türkçe, 21.10.2021

(4) T24.com.tr Bağımsız İnternet Gazetesi, Süleyman Soylu, Türkiye'nin gri listeye alınmasını Kavala ve Demirtaş'a bağladı, 22.10.2021

(5) Artıgerçek.com.tr İnternet Gazetesi,109 aydından BM’ye 'Türkiye’nin kimyasal silah kullandığı iddialarını araştırın' çağrısı, 21,10.2021