1 Mart 2014 tarihinde 5580 sayılı “Özel Öğretim Kurumları” kanununda yapılan değişiklikle dershanelerin, 01.09.2015 tarihinden itibaren faaliyetlerini sonlandırarak “Dönüşüm projesiyle” Bakanlık denetimi ve teşvikiyle özel okul olarak faaliyet göstermelerinin önü açılmış oldu.

MEB, dershanelerin kapatılma tartışmalarının tozu dumanı ortasında, sorunun çözümünü hülle yaparak aşmakta buldu. Böylece dershanelerin dönüştürülerek örgün eğitim verecek liselere evirilmesine yol açacak yasal değişikliklerle bu akıl tutulmasını ete kemiğe büründürdü. Dershaneleri ortaya çıkaran koşulların, mevcut eğitim sisteminin dayandığı kaotik yapının doğal sonucu olduğunu bir kez daha görmezden gelerek, bu gerçekliği hülleyle maskeleme yolunu seçti.

Dershanelerin okullara dönüşümünde yürürlükteki mevzuatla mümkün olmayan orta öğretim kurumunun açılması, özel okul açma standartlarından esnetilmesini zorunlu kıldı. Bu farklılık düşük standartlarda, fiziki koşulların yetersiz olduğu eğitim kurumlarını sokak aralarında apartman dairelerinde açılmasını sağlamış oldu.

14.03.2014 tarih 6528 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan kanunu dayanak yaparak 13.09.2014’de yayımlanan “Orta Öğretim Kurumları Yönetmeliği” çerçevesinde dershaneden dönüşerek, dershanecilik faaliyetlerini özel okulla birleştirip sunabilen Orta öğretim özel okulları yasallaştı. Farklı teşviklerin de sunulduğu bu okullara "Temel Lise" adı verilerek eğitim sistemimizde yeni bir okul türü garabet örneği olarak faaliyete başladı.

Bakanlıkça hazırlanan Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nde dönüşen okulların tanımı şöyle yapılmakta:

“Temel Lise: Kanunun geçici 5’inci maddesi kapsamında dönüşüm programına alınan kurumların kurucuları tarafından açılan ve faaliyetleri 2018-2019 eğitim öğretim yılının sonuna kadar devam eden ortaöğretim özel okullarını ifade eder.”

Yukarıdaki maddeden anlaşılacağı üzere beş yıl gibi bir geçiş süreciyle dönüşerek eğitim öğretime başlayan Temel Liselerin, sonradan yapılan açıklamalarla eğitim sistemimizde kalıcı hale gelebileceği yönünde sinyaller siyasilerden ve devlet bürokrasisinden sıklıkla kulaklarımıza gelmektedir.

TEMEL LİSELER NEDEN CAZİP?

Dershanelerin 1 Eylül itibarıyla kapanması, Anayasa mahkemesinin kapatma kararını iptal kararı ve Bakanlığın bu kararı uygulamadaki ikircikli tutumu öğrencilerde ve velilerinde kafa karışıklığı yarattı.

Dershanecilikteki belirsizlik, Bakanlığın dönüşüme başvurmayan dershanelerin faaliyetlerine devamını engelleyerek işi fiilen yokuşa sürmesiyle yıllardır yapılan değersizleştirme politikalarının bir sonucu olarak velilerin devlet liselerine olan tutumları da değişti. Kararsızla var olan kuşkunun tetiklenmesi velinin düşünmeden harekete geçmesine yetti de artı bile.

İşin içine “Üniversite Hazırlığı” girince, zamanın kısalmasıyla birlikte 11. ve 12. sınıflardan, Temel Liselere kitlesel göç başladı. Kayıtlar sırasında öğrenci velilerinin, özellikle not konusundaki kaygılarını göz önünde tutarak velinin, bu gayri meşru isteğini, beklentileri okşayan vaatlerle gideren Temel Liseler, O.B.P(Orta Öğretim Başarı Puanı) puanların hesabını yaparak üniversite sınavında avantaj sağlamak isteyenlerin yüreklerine su serpti.

Geçmiş yıllarda ülke genelinde isim yapmış Anadolu liselerinin not ortalamalarının çok üzerinde puanlarla öğrencilerini geçen yıl mezun eden Temel liseler, bu tutumlarıyla devlet liselerindeki öğretmenler üzerinde veli ve öğrencinin not baskısını da yoğunlaştırdı. Öğretmenler kurulunda öğretmenler, eğitimin temel sorunu üzerine odaklanmak yerine, saatlerce öğrenci kaçırmayalım diye, notları kısmamak, yüksek tutmak gerektiğinden bahseder oldular. Okul müdürleri öğrencileri kaçırmamak adına hazırlık kursu açmak için yine o bildik arayışlara girdi. Öğretmenleri bu kurslarda görev alması için bildik korkutma seansları, özveri teraneleriyle işe girişmişken ek ders saat ücretinin iki katına çıkarılmasıyla bir nebze olsun rahatlamış oldular. Gelinen noktada okullarda açılan kursların piyasadakilerle, öğrencinin hazırlanmasında ne ölçüde rekabet edebileceği önceki okul kurslarından bellidir.

Dönüşen okullarda şişirme notlarla kolay diploma verilebileceği, dolayısıyla bunun sınavda öğrenciye avantaj sağlayacağı gibi kamuoyunda oluşan olumsuz algıyı ortadan kaldırmak için neler yapılacaktır göreceğiz. MEB'in denetim sisteminin de çökertildiği düşünülürse, rehberliğin bilimsel ve yeterli düzeyde sahada uygulanamayacağı ortadayken, belki yapabilecekleri tek şey açık lise sınavları gibi ortak sınavları uygulamaya geçirmeleri olabilir. Bunu yapabilmeleri de TEOG sınav pratikleri ortadayken Bakanlığın liyakatsiz ve yandaş kadrolarıyla oldukça zor gözükmektedir.

Dershaneden dönüşen Temel Liselerde özel okullarda aranan okul açma şartlarının aranmaması, apartman dairelerinin alel acele tadilatla okul ortamı haline getirilmesini olanaklı kılmıştır. Mekân olarak akademik bir ortamın gereksinimlerini karşılamaktan çok uzak olan Temel Liseler, fiziksel yetersizlikler nedeniyle öğrencilere eğitim-öğretim dışındaki zamanlarını değerlendirebileceği sosyal, kültürel, sportif olanaklar sunamamaktadır. Bu da mekânsal olarak bu yapıların öğrencilerin sosyal, duygusal, psikolojik ve çevresel açıdan ihtiyaçlarına cevap veremeyeceği anlamına gelmektedir. Böyle kısıtlı alanlarda öğrencinin kendini kuşatılmış, kıstırılmış hissederek beklenen başarıyı yakalayıp yakalayamayacağı tartışmalı bir durumdur.

Fiziksel olarak eğitim ve öğretimin gereksinimlerine çok uzak binalarda dönüşüm adı altında açılan Teknik liseler, öğrencilere boş zamanlarını nitelikli bir şekilde değerlendirebileceği imkânlar sunmamaktadır. Öğrenciler doğal olarak bu boşluğu okul yakınındaki mekânlarda kendi başına değerlendireceğini ister istemez akla getirmektedir. Buna önlem olarak Temel lise yönetimleri, öğrenci velilerinin güvenlik kaygılarını paraya dönüştürerek, öğrencilerin dışarıya çıkarılmadığı tüm ihtiyaçlarının gün boyu karşılandığı bir anlamda modern cezaevi uygulaması başlatmaktadır.

İlginç olan öğrenciye hiçbir aktivite alanını zorunlu kılmayan yeni mevzuata göre; okulda öğrencinin kullanabileceği; “Bahçe, Çok Amaçlı Salon, Bilişim Teknolojileri Dersliği” gibi yaşamsal alanlar belirlenen standartlarda isteğe bağlıyken ibadethane açılması zorunlu kılınmıştır. Bu zorunluluk öğrencinin sosyal ihtiyacı olarak devlet katında biricik şeyin ibadet olarak kabullenildiğini göstermektedir. Yani Temel lise açabilmek için bir apartman katı, bir mescit mekânsal olarak yeterli görülmektedir.

Temel liselerin geçen yılki pratiğinden görebildiğimiz kadarıyla akademik başarıya odaklı bir eğitim yerine sınav odaklı, öğrencilerin sosyal, duygusal, bilişsel ve sanatsal gelişimlerini göz ardı eden bir yaklaşım sergilenmektedir. Müzik, Resim Beden Eğitimi, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi vb. dersler kâğıt üzerinde yapılıyormuş gibi gösterilerek onun yerine etüt çalışmalarıyla destekleyici çalışmalarda bulunmaktadır. Bu durum öğrencilerin sadece test teknikleriyle güdülendiği, sanatsal, kültürel faaliyetlerin öğrencinin yaşamına yabancılaştırıldığı, öğrencinin bilişsel olarak sakatlandığı bir sistemi dayatmaktadır.

2015-2016 eğitim öğretim yılından itibaren Devlet liselerinde haftalık ders saati sayısı ilk kez 40 saat olarak uygulanacak olmasına rağmen Temel Liseler 35 saatlik haftalık ders programı uygulayacak. Öğrencilerin zamana en fazla ihtiyaç duydukları son sınıfta devlet liselerinde öğrencilerin günlük temel liselere göre bir saat fazla ders işleyecek olması veli nezdinde açıklanabilir bir durum değil. Temel liselerin bu bir saati etüt saati ile birleştirerek daha verimli kullanacağı algısı velide oluştuğu için, en iyi Anadolu Liselerinin son sınıflarından başlayan öğrenci göçü diğer sınıflara da yayılarak çığ gibi büyüyerek artacaktır. Ayrıca dönüşen kurumlara mevcut özel ve Anadolu liselerinden farklı olarak ikili eğitim hakkı tanınması Temel lise öğrencilerini avantajlı hale getirecektir. Şöyle ki günlük 7 saatin ardından öğrenciye etüt yapma süresi kalabilecektir.

Haftalık Çizelgede, toplam ders 35 saat olarak belirlenmesiyle, zorunlu derslerde yüz yüze eğitim 9. sınıfların 26 saat, 10. sınıfların 25 saat, 11. sınıfların 13 saat ve 12. sınıfların ise 9 saat oldu. Yüz yüze dersin dışında Temel Liseler isterlerse uzaktan eğitim de verebilecekler. Bu eğitimin saatleri ilgili yönetmelik de şöyle tespit edilmiş: 9. sınıflarda 4 saat, 10 ve 11. sınıflarda 2 saat, 12. sınıflarda ise 3 saat uzaktan eğitim yoluyla ders verilebilecek olması Temel lise öğrencilerine sağlanacak avantajlardan biri.

Yine haftalık derslerin dağılımı 6 güne yayılabileceğinden, öğrencinin etüt, deneme sınavı gibi uygulamalarla desteklenerek sınav odaklı bir planlamayla Temel liselere yönelmesinde önemli bir etken haline gelebilir. Normal hafta içi eğitimin yanında hafta sonu hazırlık kursları, bire bir dersler sınav odaklı velilerin okul tercihinde devlet destekli itici güce dönüşerek, Anadolu liselerinin 11. ve 12. Sınıflarında önemli oranda öğrenci kayıplarına yol açacaktır. Okulların kendi imkânlarıyla açmaya çalıştıkları hazırlık kurslarının verimli geçmeyeceği inancı velilerde yılların uygulamasıyla pekiştiğinden öğrenci kaybının bu hamlede engellemede yetersiz kaldığı görülecektir.

Okuldaki rutin sınavların yanı sıra, temel liselerin kendi müfredatlarına göre hazırlamış oldukları Türkiye geneli deneme sınavlarını da haftada en az bir kere uygulanacağından aslında karma(sınava hazırlık-lise) bir program fiilen var olacaktır. Karma programla öğrencinin YGS- LYS sınavlarına hazırlıkta normal lise öğrencisine göre avantajlar sağlayacağı, bu anlamda anayasada yazılı fırsat eşitliği ilkesine aykırı bir durum ortaya çıkacağı aşikârdır. Sınava yönelik hazırlık daha önceki sınavlara paralel deneme sınavlarıyla yapılacak ölçme ve değerlendirmeler öğrencinin iyi hazırlanmasını sağlayacaktır. Bir temel lise vereceği eğitimin niteliğini internet sitesinde şöyle açıklıyor:

”…. Temel Lisesi, lise müfredatını, sınav müfredatı ile birlikte harmanlayacak bunu da zengin dokümanları ve bilişim teknolojilerini kullandırma becerisiyle gerçekleştirecektir. Öğrenme süreçlerini sürekli takip edecek, geri bildirimlerle tam öğrenmeyi sağlayıp velinin de sürece dahil olmasına olanak sağlayacaktır.”

Bu açıklama bile temel liselerde Milli Eğitim müfredatının rafa kaldırılarak karma bir müfredatının uygulanacağının açık ilanıdır. Buradaki sihirli kelime harmanlamaktır. Neyin ne kadar harmanlanacağı, oranın ne olacağı da meçhul gözükmektedir. Harmanlama adı altında normal lise müfredatı dışında dershane hazırlık programının uygulanacağı karma sistem fiilen işlerlik kazanacak olması sonraki yıllarda Temel Lise öğrencileriyle, diğer liselerden mezun olacak öğrencilerin bir üst öğrenime geçme sayılarında açık ara farklılık olacaktır.