Mafya lideri Sedat Peker’in uzun reklamlı, azcık itiraflı videoları sürüyor. Şu ana dek söylediklerinin bazılarından haberdardık. Kimisi de ilk defa duyduğumuz şeyler. Olaylar hakkında detay vermesi mühim. Süreç devam ediyor, bakalım ne olacak?

Türkiye iç hukuku bu iddialar için neden işletilmiyor? Belki gelecekte şöyle olabilir, ihtiyaç duyulursa, zamanı geldiğinde, ya da yeterli kamuoyu oluşursa, egemen erk soruşturma izni verecek, aynı erk ihtiyaç duyduğu cezayı verecektir. Hazır paket hukuk gibi bir düşünün bunu. Önemsiz şeyler bunlar. O kadar önemsiz ki İkizdere’deki bir ağaç kadar ehemmiyetli değil.

Esas mesele yaptığı açıklamaların uluslararası hukuka takılmasıdır.

Suriye'ye gönderilen yardımlar meselesi.

Bu yardımlar kimlere verildi ve nasıl dağıtıldı?

Suriye'ye gönderilen silahlar meselesi.

Bu silahlar kimlere verildi ve nerede kullanıldı? Bu silahlar ile savaş suçu sayılacak cinayetler işlendi mi?

IŞİD petrolü meselesi.

Bunun hakkında ne biliyor? Bu petrolün ticaretinde kimler rol aldı?

Bu üç mesele hakkında Sedat Peker konuşur mu?

Bir mesele uluslararası hukukun ilgi alanına girerse bu kolay kolay örtbas edilemez. Mahkeme kurulur ve mesele araştırılır. Muhataplarına icabında mahkûmiyet verilir. Bu mahkemeler Türkiye'nin iç hukuku gibi etkilenebilecek mahkemeler değildir. Çok ciddi sonuçlar doğurur.

Hiç tahmin edemeyeceğiniz erk sahibi insanların İnterpol tarafından aranması, yurtdışında bulunan mallarına el konması gibi cezaların yansıra, Türkiye'nin kendisine de ekonomik ve askeri yaptırımlar yapılır. Esas mevzu budur. Suriye'de birilerinin işlediği suçlar, yaptığı hatalar veya ticareti ülkeye ciro edilebilir.

Şimdi iki senaryo yazalım;

1. flimin adı; BEN YOKSAM BATSIN BU DÜNYA!

Mafya lideri Sedat Peker dönüş bileti saydığı içişleri bakanı Süleyman ile kavgasında Pelikancılar, Damat Albayrak ve nihayetinde Tayyip abisine Suriye itirafları ile dokundurur. Biliyorsa söyleyeceği değilse elde edeceği bilgiler ışığında birçok Türkiye Cumhuriyeti yöneticisini uluslararası mahkemelerde yargılatabilecek iddialar ve deliller ile benden sonrası tufan filmini çevirir. Bu film ona Türkiye’de büyük bir sempati oluşturur. Dediği gibi 40 yaş altı milyonlarca insanı etkiler. Bir mafya liderinden kahraman çıkmaz elbette, lakin bu halkla ilişkiler ve reklam çağından öyle bir anti kahraman oluşturulur.

2. filmin adı; YENİ DÖNÜŞ BİLETİ "TAYYİP ABİ"

Mafya Lideri Sedat Peker yapacağı tüm açıklamalarda failliği Erdoğan'ın erk ortaklarının üstüne atar. Bu hamlelerde Erdoğan'ın başını ağartacak tüm meseleleri birilerin üstüne yıkarak yapar. Karşılığında yeni bir dönüş bileti kazanır.

Bu durumda Süleyman Soylu istifa eder ve bir mafya babasının itirafları nedeniyle istifa ettiği için arkasına aldığı rüzgârı kaybeder.

MHP bu durumda ses çıkarmaz ve Erdoğan'a daha çok gebe kalır.

Mehmet Ağar ve oğlu tutuklanır ve Erdoğan demokrasi kahramanı ilan edilir yeniden.

Dünyaya mafya ile mücadele ediyoruz mesajı verilir.

Erdoğan Damat Albayrak ile yeniden barışır. Aile içindeki bu iş birliği pekiştirilir.

Suriye'de yaşanan kanunsuzluklar birilerine ihale edilir.

Olur mu olur. Akordeon siyaseti yürüten Erdoğan bu sefer demokrasi oyunu oynar.

Trajikomik bir durumdayız. Hukuk olsa Sedat Peker olmazdı. Hukuk olsa bu iddialar hemencecik araştırıldı. Hukuk olsa neler neler olurdu. Yok. Bu yokluklar içinde ancak mizah yoluyla derdimizi anlatabiliyoruz.