Spotlight filmi hakkında Vikipedi özetle şöyle diyor; “Spotlight, Tom McCarthy tarafından yönetilen ve McCarthy ve Josh Singer tarafından yazılan 2015 yapımı Amerikan drama filmi. Film ABD'de halen etkin olan en eski araştırmacı gazete birimi The Boston Globe'unSpotlight” ekibini konu edinmektedir. Filme konu olan olay gazeteye 2003 Halka Hizmet için Pulitzer Ödülü'nü kazandırmıştı. Filmde Mark Ruffalo, Michael Keaton, Rachel McAdams, John Slattery, Stanley Tucci, Brian d'Arcy James, Liev Schreiber ve Billy Crudup oynamaktadır.”

Çok güzel bir film. Dünyanın her tarafında gazetecilik yapma konusunda engeller vardır. Sistem hep aynı işliyor. Dünyanın en büyük gazetesinden, taşra gazetesine değin benzer engeller mevcut. Filmde birçok konu üzerine vurgu yapılmakta. Flim eğer izlenirse daha iyi anlaşılır.

Bu yazıya yardımcı olan fikir; Büyük bir gazete olan The Boston Globe'un bünyesinde bağımsız hareket eden “Spotlight” ekibi var. Spotlight’ı bağımsız bir dergi veya gazete olarak düşünebiliriz. Güzel işler başarıyor. Bu işleri ise The Boston Globe ile daha yaygın bir kitleye ulaştırıyor.

Bunu bir iş birliği olarak görebilir ve ülkemize uyarlayabiliriz.

Anti demokratik dönemlerde gazetecilik sansür ve ekonomik baskı altındadır. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Temmuz 2019 istatistiklerine göre, işsiz gazeteci sayısı 11 bindir.

11 bin gazeteci şimdi ne yapıyor? Hadi bunları birçok nedenle elersek, hala gazetecilik yapmaya niyetli ve bu konuda kendi mecrasını kurmayı düşünen kanımca en az bin kişi vardır.

Oysa ayrı ayrı mecralarda varlığını sürdürmek yerine bir merkez mecrada içerik üretmenin yaratacağı etkiyi düşünün. Yüzlerce gazeteci, yüzlerce içerik ve yüzlerce nitelikli geri dönüş.

İçerik her şeydir. İçeriği doğru mecralarda yayınlamak ise daha büyük bir şeydir. Çünkü her içeriğin okurla buluşma mecburiyeti vardır. Okurla güçlü buluştuğunda içerik anlamlı olur.

Gazetecilik halen ülkemizde ve dünyada bir güçtür. Bu güç birçok sorunu çözmeye yardımcı olmaktadır. Mesele sadece politika değildir. Politik gazetecilik değildir. Eğer bugün kadına yönelik şiddete bir duyarlılık varsa, çocuk istismarına yönelik bir duyarlılık varsa, iş cinayetlerine yönelik bir duyarlılık, hayvan ve çevre haklarına dair bir duyarlılık varsa, bunda basının rolü vardır.

Yüzlerce dosya konusu işlenmeyi bekliyor. Bu dosyalar hepsi bir dert, kamuoyu ile paylaşılınca da derman bulunabilir. Çözüme dair bir mümkünlük var. Bu nedenle gazetecilik değerlidir yapılmalıdır ve birlikte yapılırsa daha güçlü olur.

Demokrat Haber’de yazabilme, yayınlayabilme ve başka işler üretme imkanının olduğunu şuradan biliyoruz. Gazeteden Mehmet Göcekli dokuzuncu yıl mesajı olarak okurlara şu mesajı paylaştı;

“Lütfen Çiçek Göndermeyin :)

14 Ocak 2011’de yayına başlayan Demokrat Haber 9 yılını doldurdu.

Çok zorluk yaşadığımız doğru ancak baskılara ve ekonomik yetersizliklere rağmen 9 yıldır yayınımızı sürdürebilmemiz de bir başarı.

Bu başarıya birlikte ulaştığımız, sitemize gönüllü olarak köşe yazısı, haber, röportaj gönderen dostlarımıza, bizi takip eden okurlarımıza ve Patreon bağışçılarımıza çok teşekkür ediyoruz.

Not: Demokrat Haber’e doğum günü hediyesi vermek, çiçek göndermek isteyenler onun yerine Patreon sitesinin şu sayfasından bağışta bulunabilir: patreon.com/demokrathaber

Sevgilerimizle.... Mehmet Göcekli”

Bu mesajın anlamı benim için şudur; “birlikte üretebiliriz”. Zaten bir köşe yazarı olarak böyle bir yazıyı hem bu mesaja dayanarak hem de iki küsur yıldır hiçbir problem ile karşılaşmadan yazmanın verdiği güvenle yazabiliyorum.

Birçok sorun onları işleyecek gazetecileri bekliyor.

Sadece gazetecileri mi? Akademisyenlerin de gazeteciler kadar bu süreçte söz söylemeleri gerekir. İşte burası demokratik bir mecra…

Spotlight filminde bir replik ; “Bu gazeteyi okuyucuları için değerli hale getirmek” diyor.

Evet zaten Demokrat Haber değerlidir, fakat hep birlikte daha değerli hale getirebiliriz. Bu vesile ile Demokrat Haber’in 9. var olma yılı kutlu olsun…