Siyasi, Ekonomik ve Toplumsal Araştırma Vakfı’nın (SETA), “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” başlıklı bir rapor yayınladı.

Raporun birkaç kişinin bireysel çabalarıyla ulaştıkları bilgilerden oluştuğu kanısında değiliz. Bazı odakların yayınlattığı bir çalışma olarak düşünülmesi daha akla uygun gelmekte.

Rapor, özgür basına yeni bir tuzak kurulma aşamasında olunduğu kuşkusu doğurmakta.

Wikipedia gibi, uluslararası yayın yapan basın-yayın kuruluşlarını da kapatabilseler, elleri çok güçlenecek.

Raporda, BBC Türkçe, DW Türkçe, Amerika’nın Sesi, Sputnik Türkiye, Euronews Türkçe, Independent Türkiye ve CRI Türk (Çin Uluslararası Radyosu) çalışanlarının özgeçmişleri ve daha önce çalıştıkları kurumlar listelenirken, gazeteciler “mesleki ölçütler”le ilgisi olmayan mantıkla yargılandığı, “basın/anlatım özgürlüğü”ne vurgu yapan sosyal medya paylaşımları üzerinde bile kuşku yaratmaya yönelik sözlerin kullanıldığı görülmekte.

Kitle iletişim araçlarının içte olduğu gibi dışta da susturma, etkisizleştirme çabası böyle bir şey olsa gerek.

Uluslararası basın kuruluşları ve bunlarla dayanışmayı başaranlar, yalaka basın organları gibi olayları çarpıtma yerine, olduğu gibi yansıtmayı başarmaktalar. Bu toprakların insanları bu çabalarla soluk alabilmekte, gerçek bilgilere ulaşabilmekte. Bu durum ülkeyi yönetenlerin işine gelmemekte. SETA Raporu bunlara “uzantı” sıfatı yakıştırarak kamuoyu önünde değerlerini düşürmeye çalışmakta. Gerçekleri gören kamuoyu değeri olmayanların, bu tür çarpıtma raporlar düzenleyenler olduğunu görmekte.

82 milyon insanı ülke sınırları içinde, dünyadan kopuk biçimde tutuklu durumuna getirerek ürettikleri yalan, yanlı, yanlış bilgilerle ezip, sömürüp istedikleri gibi yönetme düşleri kuranlar bu tür uydurma, gerçekleri yansıtmayan raporlar hazırlatırlar.

Türkiye toplumunu avuçlarının içine alarak, Dünya insanlık ailesinden kopararak, Ortaçağ artığı algıların karanlığına sürükleyerek yönetmeye çalışma çabalarının dışavurumuyla karşı karşıya olunduğu anlaşılmakta. Türkiye’yi uluslararası alandan koparıp, evirip çevirip sömürebilmenin peşindeler.

Türkiye’de üretilen haberlerle, bilgilerle gerçekleri anlama, bilimsel çalışma yapma olanağı yok. Sözgelimi, Türkiye’de işçi ücretlerini araştıran bilimsel bir çalışma yapamazsınız. İşçinin bodro üzerinde yazılı ücreti başka, gerçekte aldığı ücret başkadır. İşçinin gerçekte aldığı ücreti saptama olanağınız da yoktur. Hangisini temel alarak bilimsel bir çalışma yapabilirsiniz?

Türkiye’yi uluslararası ilişkilerden koparabilseler, içteki her şeyin dengesi değişir, dengeler kötüleşir, gerçeklerden kopar. Bunu Türkiye’nin sağduyulu aklı da, Dünya kamuoyu da istemeyecektir, bu gidişe izin vermeyecektir kanısındayız.

Bilgi evrensel olmak zorunda

“Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” başlıklı raporda, uluslararası alanda gazetecilik yapan kişilerin fişlendikleri görülmekte. Ululararası basın kuruluşlarının her ülke gibi, Türkiye’de de neler olup bittiğini izlemesi, bunun için insan çalıştırması, işbirlikleri kurması doğal. Türkiye ile ilgili Dünya kamuoyuna bilgi verirken, AKP borazanı yayın kuruluşlarının uyduruk, yalan, yanlı bilgilerini değil, gerçek bilgileri yansıtması gerekir. Bu bizim insanımız için de, Dünya kamuoyu içinde de gerekli bir durum.

Gazeteci Murat Yetkin’in raporla ilgili değerlendirmesinin bir bölümü şöyle:

“HÜKÜMETİN, DİĞER HÜKÜMETLERE BASKI KURMASINI İSTİYORLAR: Yayınlanan rapor ne bir akademik, ne bir düşünsel amaca hizmet etmektedir; sadece medya üzerindeki baskının arttırılmasını teşvik amacıyla yapılan bir kışkırtma operasyonu saymak gerekir. Herhalde medya sahipliğinin ezici çoğunluğunun hükümet yörüngesindeki iş insanlarına geçmesi yetmedi, pek çok nitelikli habercinin, programcının, yazarın, yapımcının, basın emekçisinin işsizlikle sınanması yetmedi, şimdi onların işlerini ve seslerini ellerinin uzanamayacağı mecralarda duyurmasını da engellemek istiyor birileri. Hükümeti, diğer hükümetler üzerinde baskı kurarak bu yayınları engellemeye kışkırtmak istiyorlar sanırım.

FAZLA İZLENEN KURUMLARI, İSİMLERİ İHBAR EDİYORLAR: Son seçimler halkın vergilerinden kesilen paralarla suni teneffüste yaşatılan bu yavuz hırsız medyasının AK Parti’nin artık hiçbir işine yaramadığını kanıtladı; Erdoğan’ın bunu görmediğini ümit ederek hâlâ farklı sesler çıkaran ve onlardan çok daha fazla izlenen kurumları, isimleri şikayet ve ihbar ediyorlar. Belki de böylece halkın haber alma hakkından vazgeçip kendi sığlıklarını izlemeye mecbur kalacağını düşünenler var.

NEDEN SİZİN MEDYANIZI İZLESİNLER: Cevapsa belli: Neden “sizin medyayı” izlesinler? Hangi akşam, hangi ekrana, kimin konuk olarak alınacağının neredeyse günlük bildirimlerle belirlendiği tek tip göze girme programlarını izlemek için mi? Yoksa tek ehliyetleri editörlerin gelen talimatlara uymasını sağlamak olan yayın yönetmenlerinin çıkardığı gazetelerde tek amacının Erdoğan’ın bir sonraki uçağında da yerini korumak olduğu bilinen yazarların köşelerini okumak için mi?”

Murat Yetkin’in sözlerine katılmama olanağı yok. Tüm dünya basını AKP’nin yalanlarını yayınlamak zorunda değil.

_______________________

  1. Yetkin: SETA'nın raporu medyada baskının arttırılması için kışkırtma operasyonu, gazeteduvar.com.tr İnternet Gazetesi, 07.07.2019