Bir seçim daha geride kaldı. Hafızalarda kalanlar bir yana; bir sonraki seçimlere hazırlık amacıyla yenen tokatlar, çekilen kulaklar, yenen fiskeler not edildi politikacılar tarafından.

Kimileri oylarını düşürdüğü halde başarılı oldu. Kimileri oylarını artırdığı halde başarısız oldu.

Çokyüzlülük (politika) siyasetin özündedir.

Siyaset, “bizimle aynı fikirleri paylaşıyorsan, oyunu bize kulan” zorlamasıyla, ya da ricasıyla olmuyor. Aynı ideolojiden olmak, aynı kökten olmak seçimlerde birlikte olmaya yetmiyormuş. Son seçimde görüldüğü gibi…

Belediye başkanı adayları ithal edilmiş olan yerlerde başarı sağlamanın güç olduğu; Ağrı örneği… Adayın popüler biri olması halinde, ithal olması sorun olmamaktadır. Bir önceki dönem, HDP Ağrı belediye başkanı adayının Sırrı Sakık olması, Ağrılı seçmenlerce kabul görmüştü. Milletvekilliği yapmış ve popüler biri kişi olması bunda en önemli etkendi. Bu dönem, adayın Ağrılı olmayışı, hem de tanınmayan biri olması, kaybetmek için yeterli sebep haline geldi.

Binlerce gerekçe ileri sürülse de, en önemli sebep diğer sebepleri gölgede bıraktı.

HDP’yi düşman göstererek, bütün partilerin (CHP göstermelik bir aday göstererek) birleşip tek cephe haline gelmesinin iyi niyetle izah edilir bir tarafı yok. Halkın bu cepheleşmeye, hedef göstermeye karşı, “Iğdır tepkisi” ve “ Kars tepkisi” ders niteliğindedir. Iğdır ve Kars halkları, siyasi partilerin(!) düşmanlaştırmalarına karşı dostluğu savunması, HDP’nin ayrışmaya karşı birliktelik politikasıdır. Ama söylemlerde bölücü olan yine HDP.

Birilerini dışlamak bölücülükten sayılmıyormuş.

CHP tarafından, yirmi beş yıldır kazanılamayan İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanlıklarının, Kürtlerin hafif bir omuz desteğiyle nasıl el değiştirdiğine tanık çok. Aynı destekle Adana ve Mersin… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Kürt kardeşlerimizin oylarının hiç kimsenin tekelinde olmadığı” mealindeki birçok açıklamasının ne kadar doğru olduğu ispatlandı. Demek ki, Kürt oyları HDP’nin tekelinde değilmiş. Şimdi de CHP’nin tekelinde olduğunu söyleyenler çıkar mı? Yoksa çıktı mı?

HDP’nin hiçbir siyasi partiyle ortaklık kuramayacak hale getirilmesi, birçok partinin işine geliyordu. Son seçim gösterdi ki bu da yanlış...

Yine görüldü ki, gelecekte yapılacak olan seçimlerde HDP ile görünmekten çok, “Kürt kardeşlerinin” oylarına talip olma revaçta olacaktır. Ama bedavacılar her zaman bu havayı yakalayabilir mi, bilemeyiz. Sanmıyorum.

Dilleri ne söyler bilemeyiz. Ama akılları, fikirleri Kürt kardeşlerinin oylarını cebe indirme çabalarının hesaplarıyla meşgul bir düzine parti olacaktır. Kardeşler öyle çoğalacak ki… Kürtlerin, göstermelik, dönemsel ve çıkarcı bu üvey kardeşlerine ne kadar inanacakları belirleyici rol oynayacaktır.

Herkes gördü. Bugün Ankara, İstanbul, Adana, Mersin ve pek fark edilemeyen diğer iller; yarın… Bir çivi bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu…

Bugünden fırsatı kollanmaya çalışılacak olan erken genel seçimlerde politik duruşların farklı olacağı kesindir. Zorunlu ittifakların devam etmesi muhtemel ise de, açık ve gizli desteklerin illere göre farklılık göstereceğinin sinyalleri alındı.

HDP açısından yerel seçimlerdeki lokal hataların çokluğu; Ankara, İstanbul, Adana ve Mersin başarılarıyla örtülmeye çalışılsa da hata hatadır.

Bugün yürütülen politikaların yarın da devam edeceğini sananlar; her seçim sonrasında soğuk birkaç duş niyetine, seçim sonuçlarına itiraz ederler.

Halkın iradesine saygı, seçim sonuçlarını gocunmadan kabullenmektir. “Ben kazanıncaya kadar sayımların tekrarlanması” rezaletine varmadığı sürece; seçim sonuçlarına itiraz hukuki bir haktır.