Türkiye Cumhuriyeti gideceği yeri şaşırmış gemilerin Okyanuslarda sallanması gibi sallanmakta. AB’den koparak, Şanghay Beşlisi’yle ortaklık kurmaya, Arap ülkeleriyle kaynaşmaya, şimdi de yeniden AB’ye yanaşmaya çalışmakta. Bu dağınıklıklar, bilinmezlikler içinde, sorunlara yenileri eklenmiş, batışın eşiğine gelinmiştir.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden (MIT) Prof. Dr. Daron Acemoğlu, ekonomik olarak Türkiye'nin önünde çok zor dönemler olduğunu belirterek, şunları söylemekte:

“… Bence en büyük problemler Türkiye’de şu anda içten gelen problemler. Son 10 yıldır verimliliği düşük büyüme özellikle tüketime bağlı, devlet harcamalarına, devlet bankalarına bağlı bir büyüme tablosu var. Türkiye’deki şirket bilançoları, banka bilançoları kötü durumda. Tüketici bilançoları kötü durumda. Türkiye’nin ekonomik olarak çok zor dönemler var önünde. Tabi ki dışarıdan gelen unsurlar buna katkıda bulunabilir ama asıl problemler içeride”(1)

Daron Acemoğlu, ülkemizin yapısal sorunlarına gerçekçi bir tanı koymuş bulunmakta.

Görüldüğü gibi ülkemizde her şey kötü, yöneticilerimiz Dünya’nın en başarılı yöneticileri (!).

Türkiye Cumhuriyeti’ne ABD, AB yaptırımları uygulanmamış olması, yabancı yatırımların gelmesi, döviz girdisi sorunlarının çözülmüş olması, sorunları erteler, kesin çözümler getirmez, getirmez. Ülkenin kaynakları doğru yerlere, doğru biçimde harcanmadığı sürece sorunlar bitmez. Yaşadıklarımızın nedenleri bunlar.

Asıl sorun Türkiye Cumhuriyeti’nin kaynaklarını verimli olarak kullanıp kullanamamasında. Kaynakların, alınan borçların üretime, bilime, teknolojiye yönelik yatırımlarda kullanılmadığı bir gerçek.

Dış borç resmi rakamlara göre 438 milyar dolar. Bu sayının gerçek borcu göstermediği bilinmekte. Dış borçların 600 milyar doları aştığına ilişkin bilgiler uçuşmakta.

438 milyar dolar borç üzerinden düşünelim. Bu ülkeyi yönetenlerin eline bir 438 milyar dolar daha para geçse, ülkenin yapısal sorunları çözülebilir mi? Çözülebileceğini düşünmüyoruz. Gelecek olan paranın ne kadarının gerçek yatırımlara, ne kadarının yatırımlara harcandı gösterilerek kişilere, gerici vakıflara aktarılacağı kolay açıklanacak bir konu değil. Borç tutarı yüzde 100 artar, sorunların yüzde 10’u çözülebilir. Bu kısır döngüde yaşayan bir ülke sorunları çözemez. Bir avuç insanın olağanüstü varlıklara kavuştuğu, geniş halk kitlelerinin bu çarpıklığın bedellerini ödediği bir sarmalın içinde çırpınıp durulur.

Dünyanın en büyük yönetim yapısı olan 1250 dolayında ayrı bölümü olduğu söylenen, bir yapıyla Türkiye Cumhuriyeti Dünya’da en iyi yönetimin yapıldığı ülke mi oldu? Ülkenin batışın eşiğine bu sarayların saltanatlarıyla taşındı.

Dışardan borç para alarak Dünya ülkelerine Kiliseler yaptıran bir Batılı ülke duydunuz mu? Bu ülkelerin de bağlı oldukları inanç sistemleri var. Suudi Arabistan Krallığı’nın, İran İslam Cumhuriyeti’nin, Dünyada en çok Müslümanın yaşadığı Endonezya Cumhuriyeti’nin başka ülkelere cami yaptırdıklarını duydunuz mu? Türkiye Cumhuriyeti borçla yaşayan bir ülke olarak, aldığı borçlarla Dünya’nın 6 Anakara’sının (Kıtasının) değişik ülkelerine camiler yaptırma gösterişi içinde olan bir ülke. 34 kişinin geldiği yere 63 bin kişilik cami yaptırmış bulunmakta. Yıllarca ulusal gelirinin büyük bölümünü güvenliğe ayırmış olmasına karşın, güvenlik sorunlarının giderek arttığı bir ülke koltuğuna oturmuş durumda.

Bilimsel çalışmalar alanında devinimler içinde olan TÜBİTAK topal ördeğe çevrilerek etkisizleştirildi.

Türkiye Cumhuriyeti, Dünya’nın en borçlu 6. Ülkesi. Batma riski en yüksek 5 ülkesinden birisi. Buna karşın aşırı harcamalar içinde olan bir ülke. Bu resimden olumlu bir geleceğe doğru gidilemediği anlaşılmakta.

Bilime, teknolojiye sırtını dönüp, Ortaçağ’ın zamanı çoktan geçmiş ölü düşünceleri arasına gömülerek ülke düzlüğe çıkamaz. Gelişmeye değil, yerinde saymaya, gerilemeye sıkışmaktan kurtulamaz.

Yolsuzluklar, hukuksuzluklar, taraftar kayırmaları bitmeden, sistemi hukukun yönlendirdiği bir çizgiye oturtmadan sorunların bitme olanağı olmaz.

-----------------------------------------

(1) Acemoğlu, Daron, (Şehriban Kıraç’ın haberi), Prof. Dr. Daron Acemoğlu’ndan Türk bankaları için korkutan uyarı, Cumhuriyet Gazetesi, 19.12.2020