Mutlu olabilir miyiz? Ne bileyim ben. Çünkü mutluluk göreceli bir duygudur. Herkese göre değişir. Kimi bir telefonla mutlu olurken, diğeri sağlık sorunlarını çözerek. Bu son derece kişisel bir meseledir. Esas tartışmak istediğim şey mutsuzluğa, hüzne toplumsal olarak yatkınlığımızdır.

Kedere meyilli insanlar olarak sevince dair hep aramızda bir mesafe vardır. Bu meyil ülke ve kişisel hikayemizle direk ilgilidir. Bu ülkenin çok güçlü bir arabesk damarı vardır. Bu damar ile yetişen kuşaklar nasıl sevinç içinde olsun? Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses, yetmedi Acıların Kadını Bergen, Abdullah Papur müziği ile temas etmiş, bir toplum nasıl mutlu olabilir? Hele hele o arabesk filmler... Her biri bir travma sebebidir. Küçük Emrah filmleri, İbrahim Tatlıses filmleri... Bu kültürel atmosferde ancak acılarımız kimliğimiz olur.

Kedere, yasa, derbederliğe tarihsel bir eğilimimiz var. Bu kültürel kodlar adeta toplumu sakatlamıştır. Yarım bırakmıştır.

Ahmet Kaya'yı düşünün. Ahmet Kaya müziği sol arabesk değil de ne? Ferhat Tunç onun daha alt vasatı. Emekçi diye bir müzisyen vardı. Buğulu, yılgın sesi bile bir bunalım sebebidir. Hele hoşt Amerika, bilmen ne Amerika şarkıları. Bunlar neydi? Ajitasyon propaganda şarkıları mı? Kimi etkilemedi bu müzik atmosferi? Zülfü Livaneli gibi mühim bir müzisyeni, Selda gibi muazzam bir sesi dahi etkiledi, zamanında.

Bu Grup Yorum neden sevilir Anadolu'da? İki kaşı iki gözü var diye mi? Hayır! Bu arabesk müzik kültürünü bitirdiği için Grup Yorum güçlüdür. Bundandır Grup Yorum'dan sonra tüm solcu, sağcı, İslamcı müzik gruplarında Grup Yorum izi vardır. Grup Yorum Anadolu'nun müzik algısını değiştirmiştir. Başka bir ufuk oluşturmuştur. Çağ kapatmıştır. Grup Yorum'un gücü budur yani!

Anadolu toplumu kedere meyilli bir toplumdur. Ağıt toplumudur. Dolayısıyla kolay kolay sevinci yaşayamayan bir toplumdur.

Bu hayat kederi ve sevinci içinde barındırır. Esas mesele ise sevince odaklanmaktır. Çünkü sevincin içinde sağlık ve umut vardır. Sağlığa odaklanırsa sağlığı daha geliştirebiliriz.

Sevinçli, iyimser ya da mutlu olmaktan, korkmamak gerekir. Türkiye'de verilere göre bugün 60 ile 70 milyon kutu antidepresan kutusu kullanılıyor. Psikolojik rahatsızlık için başvuru sayısı milyonlar ile ifade ediliyor. Bazı rakamlar var, yazmak istemiyorum çünkü korkunç rakamlar. Ayrıca bunlar şanslılar esas önemlisi tanı konmamış, doktora başvurmamış aramızda dolaşan yaşayan kişilerdir. Her 3 kişiden biri psikolojik rahatsızlık içindedir. Rakamlar bir felaketi işaret ediyor. Dolayısıyla sağlığa odaklanmalıyız. Sağlığı korumalı ve geliştirmeliyiz.

Bu bakış açısı Salutogenes diye tanımlanan bakış açısıdır. Mevzu doktorluk olmadan önce yapabileceğimiz şeyleri yapmayı öğütlüyor bu düşünce bize.

Sevinç iyi bir şeydir. Umut iyi bir şeydir. Mutlu olmak ayıp değildir. Bu duyguların kudretli bir gücü vardır. Yeter ki buradan hayata bakalım.