Kanımızı dökenler bilmediler, kanımız temel taşıdır.
Kan umudumuzu pekiştirdi. Bizim elele düştüğümüz
yerde barışın parkları, sokakları, oyun bahçeleri,
okulları yükselecek şimdi.
Sennur Sezer

Muratpaşa Belediyesinin kimi çalışmalarını kısaca hatırlatarak başlayayım: Pandemi sürecinin ilk günlerinde milletin maskeye ulaşamadığı o karmaşa günlerinde nüfusu 500 bini aşan ilçede birkaç günde tüm evlere yeterli sayıda maske ulaştırılmıştı.

Antalya Büyükşehir Belediyesinin AKP lehine el değiştirmesinin (2014-2019) ardından artık yapılmayan bir çok etkinliği de üstlenerek sürdüren Muratpaşa Belediyesinin çalışmaları dikkatle izlenir oldu. Muratpaşa Belediyesi yaptığı kültürel etkinliklerle farkını ortaya koyan bir çalışmanın içindedir hep.

Muratpaşa Antalya’dır. Muratpaşa Antalya'nın kültür ve sanat merkezidir. Muratpaşa Antalya'nın kendisi, kimliğidir...

Beykoz Belediyesinin “Sıfır Atık” hedefiyle geliştirdiği “Ekmeğini Çöpten Çıkar” projesi bir yanda, Muratpaşa Belediyesinin Çevreci Komşu Kart projesi bir yanda.

Antalya’da Muratpaşa Belediyesinin işlettiği Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV) koordinasyonunda yürütülen program kapsamında Muratpaşa Belediyesi’nin kentin simgesi falezlerin denizle buluştuğu noktada yer alan falez plajları bu yıl da mavi bayrak aldı. Parkları, bahçeleri , yolları, temizliği ile dikkat çekiyor.

Çeşitli ülke adlarıyla kültür parkları, “Demokrasi Parkı”, “Üç fidan Parkı” sanatçı-edebiyatçı adları verilmiş parklarıyla zengin Muratpaşa’da belediye binasına yakın bir parka, Korkmaz Tedik Barış Parkı adı veriliyor. Korkmaz Tedik Barış Parkı.

Yükü insan sevgisi, doğa/çevre sevgisi olanlar, emekten , demokrasiden yana olanlar , yükü barış olanlar 10 Ekim 2015 günü Ankara Garında barbarlar tarafından katledildiler... Demokrasi ve barış için bir araya gelenlerden birisi de Korkmaz Tedik’ti. “Malatya’da başlayıp 10 Ekim 2015’te Ankara Tren Garı önünde sona eren 32 yıllık yaşamın ismiydi Korkmaz Tedik. Bu kısa yaşamın içine çok şey sığdırdı. Örgütlü mücadele ve işçi sınıfının davasına bağlılık hayatının özetiydi. “

Patlamada önce 101 can ardından yaralı 2 can ile birlikte 103 canı hayattan kopardılar. Onlar artık insan hakları, demokrasi ve barışın ölümsüzleri oldular...

Bahar mezarına gömsünler sizi
Yapraklar gibi buluştunuzdu
Kokular gibi seviştinizdi
Bahar mezarına gömsünler sizi”
(Cemal Süreya, Dört Mevsim)

Ülkenin her yanından Ankara’ya barış talebiyle giden emekçiler , gençler, türkülerle yola çıkmışlardı. Araç konvoyları mola yerlerinde durduğunda alışılmışın dışında orayı coşkulu halaylarla bayram yerine çeviriyorlardı. Yapılabilseydi eğer , ‘’Emek, Barış, Demokrasi Mitingi”de bayram yerine dönecekti. Ama IŞID canileri kana buladı. Daha önce yapılan bütün katliamların hepsinin çok ötesinde bir acımasızlık ve vahşete tanıklık etti Ankara Tren Garı.

"Yaz mezarına gömsünler sizi
İlk kezmiş gibi buluştunuzdu
Son kezmiş gibi seviştinizdi
Yaz mezarına gömsünler sizi”

Antalya’dan da 15 kadar otobüsle yola çıkmıştık. Ankara girişinde araç şoförü, Ankara Tren Garını bilmediğini bir kişinin öne gelip yolu tarif etmesini istemişti. Arkadaşlardan biri de ‘’gerek yok arkadaş, yolda göreceğin önlemler seni gara kadar götürür” demişti de yanılmıştı. O gün hiç güvenlik gücü ile karşılaşmamıştık. Nedense demek artık çok saçma;101 kişinin oracıkta hayatını kaybettiği, yüzlerce kişinin yaralandığı saldırı sonucunda ''simitçi kılığında bile sivil veya resmi kolluktan'' tek bir kişinin burnu kanamamıştı. Bunda şaşılacak bir şeyin olmadığını sonrasında başlayan 10 Ekim Ankara katliamı davasında öğrenecektik.

Canlı bombacıların varlığı biliniyormuş ‘’tedbirlerini almışlar” meğer.

"Güz mezarına gömsünler sizi
Salkımlar gibi buluştunuzdu
Ağular gibi seviştinizdi
Güz mezarına gömsünler sizi"

Dönemin Başbakanı Davutoğlu, intihar bombacılarının listelerinin ellerinde olduğunu söyledikten sonra; "Biliyorsunuz bu, bir eylem hazırlığı içinde ama bunu gerçek bir eyleme dönüştürmedikçe veya elinizde o eylemin olabileceğine dair bir veri olmadıkça tutuklayamazsınız. Türkiye, demokratik bir hukuk devleti. Dese ki savcı, 'Elinde ne delil var'. Bir saat sonra da serbest bırakılabiliyor. Bunda kimse hukuku da suçlayamaz çünkü Türkiye sebepsiz yere insanların tutuklanabileceği bir ülke değil". Hukuk devletinin ne menem bir devlet olduğunu, ''seçim başarısına''(!) rağmen kendisi bizzat görevden alındığında görmüştür sanırım.

Bu durum ister istemez 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta düzenlenen Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin yakılmasının ardından dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in "Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir. " ifadelerini hatırlattı.

‘’Kış mezarına gömsünler sizi
Sokaklar gibi buluştunuzdu
Çarşılar gibi seviştinizdi
Kış mezarına gömsünler sizi”

Andrey Tarkovski’nin ‘’Dünyada ne kadar kötülük varsa, güzellik yaratmak için de o kadar sebebimiz var demektir, “sözleri Muratpaşa Belediyesi’nin kadirbilirliği sayesinde gerçek oluyor. Korkmaz Tedik Barış Parkı açılıyor. Hesabı verilmemiş büyük, çok büyük bir suça/kötülüğe itiraz sesi olarak Barış Parkı bir nebze de olsa insanlığa umut etmenin ipuçlarını veriyor. Umut ne güzel şey... Bir güzellik olarak Korkmaz Tedik Barış Parkı Muratpaşa'da sebebimiz oluyor... Onlarda dünya kadar kötülük bizde dünya kadar sebep var. Güzellikler bizim işimiz...

Korkmaz Tedik şair Edip Cansever'in ‘’Mendilimde Kan Sesleri ‘’şiirini çok severmiş. “Diş değil, tırnak değil bir mendil niye kanar. “

Antalya/Muratpaşa’da Korkmaz Tedik Barış Parkı 21 Haziran 2022 Salı günü açılıyor. Bu parkta çocuklar oynayacak, uçurtma uçuracak, gençler vakit geçirecek, parka komşu olanlar, yolu oradan geçenler, Antalyanın sıcak havalarında serinleyecek. 
 

Hele bir demokrasiyi kazanalım; ‘’Bizim elele düştüğümüz yerde barışın parkları” Taksim’de , Ankara’da, Suruç’ta da olacak. Hele bir barış olsun ‘Behçet Aysan sokakları”bir yerde , bir başka yerde Şebnem Yurtman oyun bahçeleri, bir başka zamanda Sabahattin Ali, Ali İsmail Korkmaz okulları yükselecek... “
‘’Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör. “ (M. C. Anday)