Neden politik yazılar yazdığımı bilmiyorum. Gündelik hayatta politika ile gram ilişkim yok. Türkiye'nin gidişatı politik yazılar yazdırıyor insana. Şöyle normal bir ülke olaydı Türkiye samimiyetle ne solculara ne sağcılara ne de İslamcılara ne de liberallere ne de herhangi siyasetten bahseden birine/birilerine selam dahi vermezdim. Misal tarihi eserlerin restorasyonunu takip derneği kurar insanlığa fayda sağlardım.

Normal bir ülkenin ölçütü demokrasi, hukuk, insan hakları, emekçilerin insanca yaşamaya yetecek ekonomik koşullar, makul bir eğitim, işkenceye sıfır tolerans, Kürt sorunu başta olmak üzere halklara tüm dezavantaj oluşturan sorunların çözülmesi, din mezhep özgürlüğü, çocuk hakları, kadın hakları, doğa ve tarihi değerlerin korunması, adil seçim barajı, makul bir siyasi partiler yasası... Ne bileyim çözemedik bu meseleleri. 1923'ten bu yana bu meseleler kimse tarafından çözülemedi. Kimse çözmeye de niyetlendi mi tam bilmiyorum. Kimse çözmeye niyetlenmedi sanırım. Herkes bir çatı kurmuş, bir flama benimsemiş, bir lidere inanmış, kutsiyetle davasının iktidarının peşinde. Sağcısı, solcusu, İslamcısı Matruşka Bebekler misali, birbirine benzeyen, birbirine dönüşen şeyler...

Çözemedik, çözülmüyor, çözebileceğimize dair veri de yok gelecekte.

Mesele böyle iken bir de Erdoğan rejimi ülkeyi ele geçirdi. Erdoğan rejimi fena. Başka önceki rejimlere benzemiyor. Faşizmden beter, ama faşizm değil, ülkenin bütün kurumları yerinde duruyor ama içi boşaltılmış, İslamcı desen hiç değil, ne idüğü belirsiz lümpen merdiven altı bir dincilik oluşturdu, ya da İslamcılık budur, başka İslamcılık yok, bilemiyorum. Bonapartçı bir rejim, toplumun birçok kesimine rüşvetler dağıtmış ve suni hikayeler oluşturarak kendine bağlamış. Lümpen, fena bir iktidar. 

Ülkenin başına bela bir rejim. Seçimle gidip gitmeyeceği dahi şüpheli. Durum buyken hayatı siyasi başarısızlıklar ile dolu CHP genel başkanı bu rejimin karşısında aday olmak istiyor. Kılıçdaroğlu'nun adaylığı Türkiye için felaket olacaktır. Erdoğan rejimi bu adaylık ile kurumsal faşizme geçiş vizesini alacaktır. Bir insan böyle vahim bir zamanda nasıl bu denli yanılsama içinde olabilir, gerçeklikle, tarihle ve gelecek felaketler ile nasıl bağı bu denli kesilmiş olabilir anlamak mümkün değil...

Lafı uzatmayalım, CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu eğer Erdoğan karşısında aday olursa kazanamaz, kazansa da kazanamaz…