Unutulmasın Ki İdam En Çok İnsanlığa Karşı Suç İşleyenler İçin ve Faşizan Kararnamelere İmza Atanlar İçin Risk Teşkil Eder

Uzun süredir MHP oylarını almak için, muhalefeti sindirip susturmak için idam cezasının yeniden getirilmesi özellikle Erdoğan'ın intikamcı popülizmiyle körükleniyor. 90'lı yıllarda idam cezasının neden kaldırılması gerektiğini sürekli tartıştık. O dönemde İHD olarak sayısız kampanyalar yaptık.

Avrupa Konseyi'ne üye devletlerin hiçbirisinde idam cezası yoktur. ABD'de 38 eyalette idam cezasına son verilmiştir. İdam cezasını kaldırmayan devletlere de BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği sürekli uyarı yapmaktadır. Ulusalüstü antlaşmalar insanın "yaşam hakkı" nı ana ilke olarak benimsemiştir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 3. maddesi "Yaşamak her ferdin hakkıdır" demektedir. Yaşam hakkı temel hakların anasıdır. Ölüm cezası yaşam hakkının dokunulmazlık ilkesini ortadan kaldıran bir cinayettir. Devlet cinayetidir.

Ceza hukuku ve kriminoloji alanında yapılan araştırmalar, ölüm cezalarının, ağır cezalı suçları önleyeceği yolundaki iddiayı çürütmüştür. 1953 yılında İngiltere'de oluşturulan "Ölüm Cezası Kraliyet Komisyonu" dünyanın her yerinden topladığı istatistikleri inceledikten sonra düzenlediği 789 sayfalık raporunda; "Ölüm cezasının kaldırılması, ilgili suç oranını artırmamakta, ölüm cezasının yeniden konulması da suç oranını azaltmamaktadır" sonucuna ulaşmıştır(Ümit Hassan, Ölüm Cezası Sorunu, 1972, sy. 98). 1960 yılından idamın kaldırıldığı tarihe kadar coğrafyamızda görülen gelişmeler de bunu doğrulamıştır. Gerçekte suçların kökeninde ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel adaletsizlikler neden teşkil etmektedir.

Ünlü italyan cezacısı Alfieri bunu şöyle izah etmiştir; "Suçu toplum hazırlar, birey işler" demiştir. Toplumdan kastedilen toplumsal düzendir. Bireysel ve toplumsal psikoloji; bir insanın devlet eliyle öldürülmesinin başkalarında caydırıcı bir örnek teşkil etmediğini, aşırı cezaların suçları önlemede hiç de etkin olmadığı gerçeğini kesin olarak ortaya koymuştur (Prof. Bahri Savcı, Yaşam Hakkı ve Boyutları).

Konunun önemli bir yönü de şudur; adli hata hallerinde ölüm cezasını düzeltmek olanaksızdır. Ölüm cezasında burjuva hukukunun kabul ettiği "ıslah" amacı da yoktur.

İnsan öldürme ilkel bir eylemdir. Kişinin bunu tehevvürle yada başka etkenlerle yapması olasıdır. Ama devlet bunu yapamaz. İdam devletin cinayet işlemesi, siyasi saikle öç alması, kısasa kısas demesidir. Kaldı ki suç ile ceza arasında var olması gereken orantı da ölüm cezasında yoktur. İdama ceza bile denemez. Devletin vahşetidir. Victor Hugo bu konuda; "Suç, vicdan azabıyla ödenir, balta yada yağlı kementle değil" demiştir. Temelde ölüm cezası "kana kan isteme" gibi ilkel bir anlayıştan kaynaklanır. Bu nedenle ceza hukuku uzmanı Meccaci; "Herhalde ölüm cezası ahlak örneği vermez. Tersine halkın ahlakını tahrip eder, vahşeti ve kana susamayı tahrik eder, intikam duygusunu besler" demiştir( Prof. Faruk Eren Ceza Hukuku, sy. 188). Ceza hukuku uzmanı Pons'a göre de; "Halen ölüm cezasının ortadan kaldırılmasına engel olan şey, bir düşünce değil batıl bir itikattır. Cinayetlere karşı toplumu ancak ölüm cezasının kurtarabileceği yolunda batıl bir inanıştır" (Faruk Eren sy. 189).

Ölüm cezasının amacı korkuyu kurumlaştırmak, korku toplumu yaratmaktır. Öldürülen kişi için yokluk mutlaktır. Onun yeniden yaşama dönmesi beklenemeyeceğine göre, insanı yok etmek bir ceza olabilir mi? İdamı savunan iktidarlar; kendi halklarına savaş açan, karşıtlarını yok etmek isteyen iktidarlardır.

Albert Camus idamın caydırıcı olduğu tezini şöyle çürütüyor; "Bilinmeyen bir katili yıldırmak savında olan bu ceza daha belirli birçok canavarı kendi iç güdüsüne kavuşturmuş bulunmaktadır. Mademki en acımasız cezalarımızı bile olası hesaplarla haklı göstermek noktasındayız, hiç kuşku duymayalım, hizmeti geri çevrilmiş yüzlerce kişiden hiç değilse biri, giyotinin kendisinde uyandırdığı kanlı güdüleri başka yoldan doyuracaktır". Ölüm cezası ile cinayetleri karşılaştıran Albert Camus çok haklı olarak "Böylesine müthiş bir caniye kişiler arasında rastlanmamaktadır" diyor. Bu cani kim? Tabi ki idam cezasını koruyan devlet. Coğrafyamızda savunanlar da bu caniliğe, cellat başlılığına soyunuyorlar.

İdamın savunulmasının tek nedeni Kürt halkının eşitlik, adalet, özgürlük taleplerinin bastırılmak istenmesi, sol ve demokratik güçlerin susturulmak istenmesidir. Srilanka modelini baz alanlar Tamillere yönelik insanlık dışı katliamı rol model almak istiyorlar.

Günün birinde idam yasalaşırsa, bugün onu savunanlar da okkanın altına gidebilir. Sur'da, Cizre'de, Varto'da özel güvenlik bölgelerinde insanlığa karşı suç işleyenler günün birinde idam istemiyle yargılanırlar.

Anayasa'yı ihlal niteliğinde OHAL kararnameleri imzalayanlar ağırlaştırılmış müebbet istemiyle değil de idam istemiyle yargılanabilirler. En son çıkarılan iki kararnamede daha önceki kararnamelerde olduğu gibi Anayasa'nın tam 19 maddesini çiğneniyor. Demokratik Hukuk Devleti ilkesi ( Any. 2), Eşitlik İlkesi (Any. 10), Anayasa'nın bağlayıcılığı (Any. 11), Temel Hak ve Hürriyetlerin Niteliği (Any. 12), Hürriyetlerin Sınırlanmasında Ölçüler (Any. 13), OHAL'de Sınırlamanın Kriterleri (Any. 15), Kişi Hürriyeti Ve Güvenliği (Any. 19), Düşünce Ve Kanaat Hürriyeti (Any. 25), Düşünceyi Açıklama Ve Yayma Hakkı (Any. 26), Basın Hürriyeti (Any. 28), Adil Yargılanma Hakkı (Any. 36), Suç ve Cezanın Geriye Yürümezliği, Masumiyet Karinesi (Any. 38), Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti (Any. 48), Çalışma Hakkı (Any. 49), Kamu Hizmetlerine Girme Hakkı (Any. 70), Öğretim üyelerinin YÖK veya üniversite yetkili organlarının dışında başka makamlarca görevlerinden uzaklaştırılamayacağı (Any. 130), Cumhurbaşkanının Anayasa'ya uyarak Anayasa'nın uygulanmasını gözetmesi (Any. 104), Toplantı ve Gösteri Yürütüşü Düzenleme Hakkı (Any. 34), Mülkiyet Hakkı (Any. 35). son kararnamelerle Anayasa'ya, Türkiye'yi de bağlayan uluslararası sözleşmelere karşı suikast yapıldı, cinayet işlendi, hukuk katledildi.

Bırakalım OHAL'i savaşta dahi dokunulamayacak sert çekirdek temel haklar ortadan kaldırıldı (Ayrımcılık Yasağı Any. 10, Kişi olarak tanınma hakkı Any. 12/1,17/1, Yaşam Hakkı Any. 17, İşkence Yasağı Any. 17, Kulluk ve Kölelik Yasağı Any. 17, Din-Vicdan-Düşünce- Kanaat Özgürlüğü Any. 24,25, Suç ve Cezaların Kanuniliği, Geriye Yürümezliği Any. 38/1, Masumiyet Karinesi Any. 38/4, Borç Nedeniyle Hapis Yasağı Any. 38/8, Adil Yargılanma Hakkı Any. 36).
 
Günün birinde bu kararnameleri imzalayanlar Anayasa'yı ihlalden yargılanabilirler. "Allah göstermesin" eğer idam yasallaşırsa idam istemiyle yargılanabilirler. Ama 'reis' ve ekibi bilin ki biz insan hakları savunucuları olarak geçmişte nasıl şiirden yargılanma gündeme geldiğinde buna karşı çıktıksak sizin de idamınıza karşı çıkarız.