Seçimi atlattık, genel kabul gören görünüm şu şekilde; ‘CHP içindeki sağa kayanlarla, AK Parti içindeki sola kayanlar buluştu ve bu sonuç ortaya çıktı.’ Bakırköy’de %79, Beşiktaş’ta %83, Adalar’da %70, Kadıköy’de %81, Şişli’de %73, Kadıköy’de %81 oy oranları Ak Partinin ezici bir yenilgisi olarak benimsendi. Bu seçimi neredeyse yanılma payı olmadan bilen ve tahmin edebilen Konda Başkanı Bekir Ağırdır'ın verdiği bilgilere göre, Ocak ayının ilk yarısına Binali Yıldırım %41 ve Ekrem İmamoğlu da %34 ile başladı, 24 Mart'ta İmamoğlu 43-41 öne geçti, fakat ilk seçim 41-41 beraberlikle bitti. Ve İmamoğlu Mayıs başında YSK kararının etkisiyle 10 puan farka yükseldi. Son gün Öcalan hamlesiyle milliyetçi cepheden de ciddi kopuşlar yaşandı ve Kürt seçmen bu saçmalığa inanmadı. Yanlış yönlendirilen Erdoğan siyasi hayatı boyunca yapmadığı kadar hatayı bu iki seçim arasında yaptı... Evet, iktidarın işi çok zorlaşıyor; hem seçim sosyolojisi hem ağırlaşan ekonomik ve jeopolitik sorunlar yüzünden. Detaya girmek yerine, video sitelerinde rahatlıkla bulabileceğiniz iguana-yılan kovalama-yakalama-yakalayamama-kaçırma videolarını tavsiye edebilirim...

Kendi cephelerine bakacak olursak, bir dönem Anadolu Ajansı’nın (AA) başına getirilen ve Ajansta bütün eski çalışanların işine son vererek Atatürk'ün kurduğu devlet ajansını parti ajansı haline getirme misyonunu yerine getiren Kemal Öztürk; “Kişisel küçük çıkarları için her şeyi mubah görüp, öylesine haysiyetsiz şeyler yaptılar ki, koskoca bir camianın dinine, davasına, inancına, ilkelerine leke sürdüler, zarar verdiler. Asıl öfke duymamız gereken şey budur. İstanbul’u kaybetmek bunun yanında küçük kalır” diyor. Dilipak ise, “belediyeyle gelen, belediye ile gider” diye yazabildi. Partinin kurucuları arasında yer alan Nihal Bengisu Karaca, Ak Partinin seçim çırpınışları için "aynı anda bütün tuşlara basan çocuk" benzetmesi yaparken, zamanında Ak Partiye tam destek veren liberal kanadın önemli isimlerinden ve eski Başbakan başdanışmanlarından olan Etyen Mahçupyan çok daha ağır konuşuyordu; "Yaşlanan, hasta ve çaresiz insanlar ellerine geçen her şeyi karşıdakine fırlatırlar, bu bir nevi bunama emaresidir. Erdoğan da aynen bu şekilde, çaresizlik içerisinde elinde olan ve olmayan bütün kozları kullanıyor ve eline ne geçerse karşı tarafa hoyratça fırlatıyor... Erdoğan'ın sözleri ve davranışları ilk kez kendi seçmenini utandırmaya başladı. İnsanlar ilk defa Tayyip Erdoğan'dan utanıyorlar ama aynı zamanda bunun maliyetini karşılamaya da hazır değiller…”

25 Ocak 2017 tarihinde Cumhurbaşkanı Başdanışmanlarından Mehmet Uçum “tek adam değil ama tek kişilik hükümet” tanımı yapmıştı. Önceden hiçbir altyapı hazırlığı yapılmadan bir referandum ile dayatılan sistem ve rejim değişikliği netice itibariyle Erdoğan’a da yar olmadı ve partisinin işine yaramadı. Umarım Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan bizzat millet tarafından iletilen mesajı gerektiği şekilde almıştır. Erdoğan gibi ideolog, demagog, konformist ve pragmatik bir lider, bu yeni duruma kısa zamanda uyum sağlayacaktır. 2023'te tekrar aday olarak kendini büyük riske atmak ve tüm görkemli siyasi kariyerini ağır bir yenilgi ile yerin dibine batırmak yerine, kenara çekilip maçın son dakikalarında barışçı ve sevecen lider pozları tanınacağını beklemek gayet makul olacaktır. Zira seçim gecesi sadece CHP kaleleri olan Kadıköy veya Beşiktaş'ta değil, daha çok Giresun, Ordu ve Rizeli yurttaşların yaşadığı Beykoz ilçesinde bile belirli seviyeyi koruyan sevinç gösterilerine tanık olduk. Ak Parti karşıtı seçmen, ellerinde ve arabalarındaki Türk bayrakları ile ve marşlar eşliğinde zaferlerini kutluyorlardı. İnsanlara adeta bir umut ve cesaret gelmişti...

Damat Bakan Albayrak “Son sekiz ayda ekonomiye yapılan saldırıları savuşturduk” derken bir de “Halletmemiz gereken enflasyon ve faiz kaldı” diyerek tabiri caizse, ‘gül dikiyor”. Seçimler bitti ve beklenen zamlar başladı bile. Seçimin hemen ardından pompa fiyatları artarken, şekere %16 zam geldi ve Çaykur çaya %15 zam yaptı. Zamlar tabii ki devam edecek ve enflasyon sıçrayacak, zira popülizm son buldu.

“Dünün güneşiyle bugünün çamaşırı kurutulmaz” derdi eski Cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel. Ak Parti ve lideri Recep Tayyip Erdoğan eski ve eskiyen söylemleri ile artık hiç bir yere varamıyor. Korkuttukları kitlede korku dağları aşmışken, kendilerinin korkutma enerjileri ve malzemeleri tükendi. Muhammed Ali’ye sorarlar; “yahu, sen her seferinde ringe güle oynaya çıkıyorsun, hiç korkmuyor musun?”. Efsanevi boksör şöyle cevap verir; “elbette korkuyorum ama bildiğim bir şey var, rakibim benden daha fazla korkuyor…”