Hem tuz bolluğundan, hem suyunu boşaltan Asi’yle ağırlaşmış, ucu görünmeyen bir deniz; ince kumun 14 kilometre boyunca ufalandığı devasa bir sahil… Suriye’nin düşürdüğü ‘iddia edilen’ uçağın sesini en son bu sahilde duydular. Gözleriyle iki uçak görenler var. Bir müddet de ölen pilotları arama çalışmaları bu sahilde sürdü. Peki kıyıda her gün biriken naylonlar, pet şişeler Suriye’nin çöpü mü, Türkiye’nin mi? Hemen herkesin Suriye’de bir akrabası varken, bu da ayrı bir mesele.

Işte o sahilde üç dört gün önce 35 bin kişi toplanmış Ferhat Tunç’u dinliyordu. Iki gün sonra Selda Bağcan için gelenlerse 50 bini geçti geçecek. Samandağ’ı, Evvel Temmuz Festivali’ni bilenler için anlatacaklarım ‘günaydın’ faslından olur lakin hiç görmeyene girizgâh lazım.

Samandağ’ı özgün kılan nedenleri anlamadan festival anlaşılmaz. Bir kere etnik ve dini kimlikler nasıl da birbirine girmiş. Çoğunluk Arap Alevileri, ki Nusayrilik Anadolu Aleviliğinden birçok açıdan farklı. Hıristiyan Arapların dışında şu anda Türkiye’nin tek Ermeni köyü Vakıflı da burada. 1915’ten diri kurtulanlar, eski köylerinin yakınlarına daha sonradan gelip yerleşmiş. Boşaltılan köylere zamanında devletin yerleştirdiği Türkmenler var. Göçle gelen Kürtleri de ekleyin…

Samandağ’da çoğunlukla azınlığın, Türkiye’nin sair bölgelerine çok da uymayışı havasını, günlük muhabbeti bile değiştirmiş; çeşitler normalleşmiş.

Oylar için nöbet
Politikaya girdiğinizde ayrı koca bir başlık. Buralarda AK Parti’nin adı pek geçmiyor. Bölgede senelerin CHP hakimiyeti, yerel düzeyde ÖDP üzerinden kırılmış geçen seçimlerde. Sohbetlerde mesela iğneleyerek ‘iktidar’ diye lafa girildiğinde CHP’yi anlamamız lazım. Mesele CHP’yle.

1980’ler sonrasında başlayan örgütlü sol geleneğin 2000’lerde bu kadar diri ve çeşitli olduğu Samandağ kadar az yer vardır. 7-8 yaşındaki çocukların içinde ‘materyalizm’ geçen cümleler kurduğu, hemen herkesin örgütlü olduğu ama farklı örgütlerden gençlerin de birlikte halay çektiği bir yer. Konser alanına kurulan stantlarda çeşit çeşit sol derginin satıldığı, ailelerin cezaevindeki tutsakların yaptığı takılardan alışveriş yaptığı bir yer. Kadınlar Samandağ Kadın Platformu yararına çay, poğaça satarken erkeklerin çocuklara baktıkları bir yer.

2009 yerel seçimlerinden iki yıl önce kurulan Yerel Çalışma Platformu’nun hikâyesini, yaşanan yere sahip çıkma gayesiyle bir araya gelen çatısız bir inisiyatifin kapı kapı nasıl örgütlendiğini, sonra nasıl bir politik güce dönüştüğünü uzun uzun dinledim. Son anda ÖDP’yle girilen seçimin arkasından neme lazım diyerek, sandıkların bulunduğu binanın aleacele dışarıdan demir parmaklıklarla kapatıldığı, oylar oradan çıkana kadar da dört köşesinde nöbet tutulan bir seçim dönemi, böyle bir inat… Önümüzdeki seçimler için hazırlık başlamış.
Gölgede 33 derece

Kökü dört bin yıl önceye, çok tanrılı dinler dönemine uzanan festival ilhamını hasat zamanından alıyor. Bir bereket şenliği. 1990’ların sonlarından itibaren giderek büyüyen Evvel Temmuz Festivali, panellerle, sergilerle fikrî bir bereketin de peşinde. Gölgede 33 derece sıcaklıkta, üç yanı açık Ahmet Kaya Düğün Salonu’na tutuklu öğrenciler ve üniversiteler üzerine bir paneli dinlemeye beş yüz kadar kişinin geldiğine bizzat şahidim. Tutuklu Öğrenciler Inisiyatifi’nden Ahmet Saymadi bölgenin yabancısı değil; Cihan Kırmızıgül’le biz Samandağ’la yeni tanışanlardandık. Suriye, faili meçhul cinayetler, kürtaj, medya; konu ne olursa olsun bütün paneller böyle tıka basa geçti.
8 Temmuz’da başlayan festival bu akşam sona eriyor. Ama önümüzdeki yıl yine aynı tarihte ‘bereket’ için buluşulacak.