“Yeni yıl” bir zaman döngüsünün adı. Bir akşam yatıp ertesi sabah kalkınca bir yıldan daha başka bir yıla başlamış olmak gerçekçi bir yaklaşım değil. Yeni yıl, yaşamınızda bir yenilik, bir değişim varsa anlamlı olur. Her şeyin eskisi gibi olabileceği bir yıla “Yeni yıl” adı vermenin anlamı yok. Yeni bir yılı, yeniliği, değişimi anlatabilmek için bir durumdan başka bir duruma geçilmiş olmalı.

2018 yılı çok tatsız, acı dolu günlerle geçti. 2019 yılında, bu acıları azaltacak günler beklemek en doğal hakkımız olsa gerek. Oysa büyük çoğunluğumuz 2019 yılında, 2018 yılından daha kötü günlerle karşılaşacağımız kanısında.

İnsanlar, mutsuzlukları, başarısızlıkları, yoksullukları geride bırakarak mutlu, sevinçli, daha iyi koşullarda yaşayacakları günleri özlerler. Bu özlem, adı verilen bitim-başlangıç noktasında daha yoğun duruma gelir.

Zaman ölçüsü birimi

İnsanlığın uzunca bir döneminde zaman ölçüsü birimi “Yıl” olmuş. Koyunlar yılda bir kez kuzu yapıyor. Ekinler yılda bir kez ürün veriyor. Ağaçlar yılda bir kez yaprak açıyor. Arılar yılda bir kez bal yapıyor. Zaman bunlara göre ölçülüyormuş. Sonra, yılın belli zamanlarının ötekilerden farklı nitelikleri olduğu anlaşılmış. Belli ayların öteki aylardan daha farklı oldukları görülmüş. Bu“Mevsim” kavramını ortaya çıkarmış. Bu algılamalar sürüp gitmiş. Günümüzde zaman ölçüsü birimi “saat” olarak saptanmış. Oysa içinde yaşadığımız zaman diliminde saatin 1/60’i dakika, dakikanın 1/60’i saniye gibi ölçüler de uzayarak, bir saniyenin 100 milyonda biri gibi bir zaman içinde, birçok işlerin yapıldığı hızda bir zaman algısı aşamasına ulaşılmış bulunmakta.

Bir değerlendirme günü

Ulus devletler, kamu ya da özel kuruluşlar, iş dünyası 1 yıl denilen 12 aylık zaman içinde neler yaptıklarının, neleri yapamadıklarının bir değerlendirmesini yaparlar. Yeni yılın bunlar için bir anlamı vardır. Geçmiş yılda ne sorunlarla boğuştuklarının, bu sorunların yeni yıl diye adlandırılan zaman yolculuğunda artarak süreceğini bilen geniş insan yığınları için sevinilecek ölçüde önemli bir yanı yoktur.

Düşler ülkesine yolculuk

2019 yılında ülkemizde, tüm Dünya’da, savaşların bittiği, demokrasiye geçişin gerçekleştiği, insan hak ve özgürlüklerinin yaşama geçtiği bir yıl olabilse. Silahların değil insanların konuştuğu bir yıl gelse. Analar ağlamasa, çocukların yüzleri gülse. Kimse çöplerden ekmek toplamak zorunda kalmasa. Herkesin yüzünün güldüğü günler yaşanabilse.

Sevginin, dostluğun tüm kapıları açtığı, sevgisine ve kendine güvenen insanların yan yana, kol kola yaşadıkları günler görülse.

Küskünlüklerin, öldürmelerin yok olduğu, sevgilerin, yardımseverliklerin yeşerdiği bir dünya kurulmaya başlansa.

Yüreklerimiz dünyayı değiştirmek için atsa, dostlarımıza güven tüm kapıları açsa, dünyamız hepimiz yetmeye başlasa, böyle bir yeni yıla kulaç açsak.

Yeni yıl bunlara denir. Çirkinliklerin her geçen gün bir önceki günü arattığı zaman dilimlerine, insanlığa bu olumsuzluklarla hiçbir zaman yeni yıl gelmez. Böyle ortamlarda yaşanan kandırmaca yeni yıllar kutlanmaz.

Sürekli kötüye giden bir ülkede, dünyada, yeni yıl eski yılı aratacaksa, yeni yılların gelmesi değil, gelmemesini istemek gerek.

Yeni yılları yaşayacak ortamları yaratarak kutlamaya başlamak gerek.

Tüm bu olumsuzlukları sıraladıktan sonra kendimizle çelişkiye düşmeyi göze alarak, her şeye karşın iyimser olmaya yönelerek, tüm okurlarıma, insanlığa daha iyi, daha sorunsuz bir yıl gelmesini diliyoruz.