Ovacık belediye başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, Dersim belediye başkan adayı olarak gösterildi. Adaylığı konusunda başta HDP olmak üzere birçok grup bir tartışma yürütüyor.

Yürütülen tartışmalar, uzun açıklamalar ile destekleniyor. Açıklamalar o kadar uzun ki. Her şey var. Tarih, sosyoloji, yöntem, tarz, ideoloji, geçmiş tecrübeler gibi liste uzadıkça uzar.

Bu açıklamalar etrafında dolanan, ortalama bir okur hiçbir yere varamaz. İşin içinden çıkmak zorlaşır. Sanki anlaşılmamak için herkesin özel bir çabası var.

Oysa mesele basit ve pratik.

Olay şudur.

Terzi Fikri’nin Fatsa deneyimi sonrası ilk defa herkes tarafından kabul gören bir sol belediye pratiği var.

Ovacık’ta iyi şeyler yapıldı. Bunlar kamuoyuna yansıdı. Kamuoyu bunları sahiplendi. Bir tebessüm ile anıldı Ovacık. İşte komünist icraat budur dendi. Bu bile çok değerli bir kazanım.

Başkan Mehmet Fatih Maçoğlu’nun kendisi, açıklamaları, hatta kolektif akıl ile yürütüldüğü söylenen sosyal medya hesaplarındaki mizah, hep iyimser bir tablo çizdi hepimize.

Öyle bir başkanın hedef büyütüp, imkan ve olanaklar açısından daha büyük olan Dersim belediye başkanlığına aday olması çok doğal ve iyidir. Hatta kendi aday olmasaydı bile orada siyaset yapan öznelerin, “Başkan, sen haklı olarak birçok insanı etkiledin. Bir model yarattın. Gel Dersim’de bu modeli daha büyüt, kurumsallaştır, hepimiz yardım edelim sana” demelerini beklerdik.

Oysa öyle olmadı. Başta HDP olmak üzere (gerekçesi ne olursa olsun) buna karşı çıktı.

HDP’yi nasıl biliriz?

HDP bu ağır faşizm koşullarında dimdik ayakta durmuştur. Bünyesi içinde çok farklı grup ve kişileri kendi özleri ile birlikte siyaset yapma demokratik tavrını göstermiştir. Bu yelpaze öyle geniş ki, kimseye kendi özünden ayrıl da gel dememiştir. Duymadık.

Ki o kadar demokratik tutum içine girmişler ki bana sorarsanız işi abartmışlar. TİP meselesine makul bir izah getirmediler. Zira o on binlerce oy HDP’ye verilmiştir. Vekil olan o iki yurttaş, bağımsız veya kendi partilerinden aday olsaydı sanmıyorum bin civarında oy alsınlar. Sanmıyorum.

Bunun yanında HDP’nin yıllarca süren yerel yönetim pratiği vardır. Bu pratik çok şeffaf, demokratik ve temiz olmalı ki, bu kirli medya, bu troller ve devletin tüm kurumlarının dillerine dolayabildikleri bir olay dahi yoktur.

Yine HDP’yi şu noktadan eleştirebiliriz. Neden bu deneyimleri yeteri kadar belgesel, kitap, makale, film ve benzeri metotlarla derlemediniz, aktarmadınız, yazmadınız. Gerçi daha geç değil. Dün yapılmadıysa, yarın yapılmayacak anlamına gelmez bu. Biz nasıl yönettik? Biz nasıl yönetiyoruz, diye esaslı materyallere gelecekte üretilecektir. Umut ediyorum.

Evet mesele basit, çözüm kolay.

Mehmet Fatih Maçoğlu güzel bir yerel yönetim örneği sergiledi. Kamuoyu bunu duydu, benimsedi, sahiplendi. Başkan Dersim’de HDP ve diğer grupların da desteği ile daha iyisini yapabilir.

Meseleyi iyiye sahip çıkmak adına çözmek gerekir. Fakatsız, amasız…