Demokratik siyasetin Türkiye’de iktidar olma ihtimaline inanıyorum. Üzerinde ki öznel ve nesnel handikaplara rağmen bu olasılığa inanıyorum.

Türkiye’de demokrasi, özgürlük ve emek talebi sahiplerinin milyonlarla ifade edildiği biliyorum.

Evet, ismi sol olan partiler seçimlerde sıfır küsuratlı sonuçlar alıyor. Birçok ilde bu partiler tabela bile asamıyorlar.

Evet, sol gazeteler bu 80 milyonluk ülkede, 10 bin anca satıyor.

Evet, toplumun hiçbir dinamiği ile organik bağları yok.

Evet, solun şu an benim bildiğim bir belediye başkanı dışında belediye başkanı yok, bir muhtarı yok.

Evet, solun bir muhtarı bile yok.

Peki yanlış nerede?

1 Mayıslarda bu ülkede kaç milyon sokağa çıkıyor? Bunca dernek, kurum, dergi Anadolu topraklarında nasıl varlığını sürdürüyor.

Sendika, oda, baro, vakıf bunca kurumda nasıl solcular yönetimde.

Edebiyatta, sanatta, sporda (kısmen de olsa), sinemada demokratik siyasetin ruhu bu denli nasıl hakim?

Bunca akademisyen, yazar, gazeteci ne yazıyor, ne çiziyor? Bu tarihsel birikim nasıl açıklanabilir?

Yani öyle zayıf, köksüz durumda değildir demokratik siyaset.

Ben şahsen demokratik siyasetin bu ülkede hala canlı diri bir alternatif olduğunu düşünüyorum.

Demokratik siyasetten de anladığım şudur; ÖDP’in HDP’nin, EMEP’in, TKP’nin hatta biraz CHP’nin seçim beyannamesinde yazdığıdır. Sadece bu partiler değil, birçok parti seçim beyannamesinde demokratik siyasetin söylemini savunuyor, samimi ya da değil. Lakin referansı demokratik siyaset işte.

Peki neden bu yalnızlık?

Neden bu başarısızlık?

Kanımca öznelerin demokratik siyaset utangaçlığındandır. Demokratik siyasete kafa yormamak ve bunu içselleştirmemektir.

Birde dağınıklık.

Birde eskinin tüm ayak bağı.

Demokratik siyasetin şu an ihtiyaç duyduğu şey; egosu alınmış siyasal söylemlerin, hayatın içinde var olmuş politik öznelerin anlaşılır, somut, uygulanabilir, sürdürülebilir söz ve davranışlarıdır.

Türkiye topraklarında bir fikir var; demokratik siyaset bununkökü soldadır, kolları tüm Anadolu değerlerindedir. İktidar olmayı bekliyor.

Çünkü birlikte barış içinde yaşamak anca bu yolla olur.

Çünkü demokrasi özgürlük ve hukukun üstünlüğü ancak bu yolla olur.

Çünkü ekonomik istikrar ancak bu yollar olur.

Yoksa ne oluyor biliyor musunuz?

Sadece 2017 İHD verilerine bakmak yetiyor bile. Ki bu veriler bir kısmı sadece. Hepimiz biliyoruz onlarca, işkence, kaçırılma, baskı ve hak ihlali daha kayıt altına alınmamıştır. Ya korkudan ya da bunun sonuç alıcı bir yol olduğuna inanılmamasından…

Durum ortada, demokratik siyaseti sahiplenen milyonlar var. Demokratik siyasete ihtiyaç duyan bir ülke var ve bunun öznesi olduğuna inanan bir avuç insan.

Hata nerede acaba?