Yıllardır ülkenin çeşitli yerlerinde kalan tutuklu ve hükümlüler çığlık çığlığa bağırıyor:
-Günde sadece 2 kez 1 saat boyunca su veriliyor.
-Koğuşlar tıka basa dolu, değil yatacak, ayakta dikilecek yer dahi yok.
-Yemekler aşırı yağlı, içinde böcekler ve kırılmış plastik çatal bıçak parçaları geziniyor.
-Ben siyasi suçluyum, adli koğuşa atıyorlar, her gün dayak, her gün taciz. Kurtarın!
-Yasada belirtilen sohbet ve havalandırma hakkımızı vermiyorlar. Delireceğiz!
-Gardiyanlar çelik pencere pervazlarıyla çıplak bedenimize vuruyor. İnsanlıktan çıktık!
-Kanserim, akciğer yetmezliğim var, nefes alamıyorum, vücudumda yaralar var, ateşim düşmüyor. Revirde kimse yok, hastaneye sevk etmiyorlar. Öleceğiz!
Yıllardır böyle bağırdılar, duyan olmadı. Tecavüze uğramalarının tespit edilmesi, hastalıktan sefil olup ölmeleri bile isminde adalet olan bakanlığı harekete geçiremedi.

** 

En sonunda kendilerini yaktılar. 45 derecelik bir konservede ezilerek eriyen birer mahlukat olmadıklarını kanıtlamak için protesto eylemine başladılar. Yatağı yorganı yaktılar. Urfa Cezaevi C-15 koğuşunda cayır cayır öldüler. 3’ü hükümlü 10’u tutuklu 13 kişi.
30 yaşındaki Fuat Yıldız ‘kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınan eşya hakkında hırsızlık’ suçundan hüküm giymişti.
22 yaşındaki Sinan Özalp, gasptan, 30 yaşındaki Suphi Köksal hırsızlıktan hükümlüydü.
27’lik Yunus Ekşili ve 24’lük Mehmet Emin Gerçek yağma suçundan,
19 yaşındaki Hüseyin Kıskanç kapkaçtan, 18 yaşındaki Mehmet Satış, 21’lik Şükrü Üldez ‘bina içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık’ suçundan tutuklu.
27 yaşındaki İbrahim Halil Kaya, yağma…
22 yaşındaki Mustafa Kemal Kılıç, hırsızlık…
19 yaşındaki Taner Şimşek, hırsızlık…
21 yaşındaki İmam Bakır Tek, hırsızlık…
34 yaşındaki Mehmet Arslantay hırsızlık…
Suçundan tutuklu. İdiler.
8 kişilik koğuşta 18 kişi kalmaya zorlandıkları, insan etinden nefret edecek noktaya geldikleri için koğuşu yaktılar. Yandılar.

** 

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik dün şöyle dedi: “Cezaevi yönetiminin kusuru varsa gereken yapılacaktır. Ama cezaevleri kapatılınca tepki geliyor. Çünkü o illerin ekonomisine de getirisi var.”
Demek yukarıdaki bu listeye bakıp, bu vahim ölüm haberini duyup “cezaevlerinin ekonomiye getirisinden” söz edebilen de mevcutmuş.
Bu mevcutlara sormak isterim: Bu gencecik insanların hırsızlık yapmak zorunda kalmaları bu ülkenin ekonomisiyle ve gelir dağılımıyla ilgili size ne söylüyor?
Ders alsınlar diye gönderildikleri cezaevinde kendilerini yakacak kadar “vazgeçecek” hale gelmeleri bu devletin adalet anlayışıyla ilgili ne diyor?