Ne komik bir başlık değil mi?

Bu bize ve birçoklarımıza komik gelse de sınır görevlileri ve doğuda birçok kentte görev yapan emniyet ve istihbarat görevlileri için şakadan daha öte bir durum.

Ermenistan'a yaptığım son ziyaret sırasında sınırdan geçerken Ermenistan tarafındaki memur bir Türk pasaportuma bir Ermenistan pasaportuma bakıp kıl olmuş, sonra da bana ajan muamelesi yapma niyetiyle bugüne kadar hiç vurmadığı Ermenistan çıkış kaşesini Türk pasaportuma vurmuştu. 

Aklı karışanlar için söyleyeyim iki ülkenin pasaportuna da sahipseniz giriş çıkışlarınız girip çıktığınız ülkeye göre yapılır. Mesela Türkiye’den çıkarken Türk gümrük kapısı çıkışı Türk pasaportunuza, Ermenistan'a girerken Ermenistan girişiniz Ermenistan pasaportunuza vurulur. Ama işte gümrük memurunun gıcıklığına denk gelirseniz tam tersi de olabilir. Bana da öyle oldu.

Türkiye pasaportuma bir çıkış vurdu Ermenistan gümrüğü. "Görsünler" diye. "Yahu" dedim "Türkiye gizli servisinin benim iki ülkenin pasaportuna da sahip olduğumu bilmediklerini mi zannediyorsunuz? Bu kaşeyi göstermekten mi korkacağım sandınız?"

Biz bu inadımızla yılanların bile vize almadan geçtiği sınırlardan geçmeye devam ederken bir geçen hafta yıllardır Türkiye'yi Anadolu'yu baştan başa kat eden Digran Yegavyan'ın son Diyarbakır gezisi sırasında gözaltına alınarak sorgulandığı haberi gazetelerde boy gösterdi.

Hem de alışılagelmiş en aleni şekilde ismi ve pasportunun ilk sayfası fotoğrafıyla afişe edilerek. Türkiye'de gazetelerin bunları yapmasına alıştık. 

Bilmeden, kaynak araştırmadan basılan bu haber Digran'ı resmen hedef gösteriyor ve "ajan" damgası vuruyordu. PKK ile görüşmelere katılmış gibi gösteriyordu. Ki bu haberi yapan gazetelerin köşe yazarları ve habercileri arasında bugüne kadar PKK yetkilileri ile görüşmeyen kalmamıştır.

İşte böyle bir ortamda zor zar yıllardan beri ördüğümüz diyalog ağları sayesinde yeni yeni Türkiye'ye gelip temaslarda bulunan diasporalı Ermeni dostlarımızın bu şekilde görülmesi atılan adımların geri alınmasına da sebep olabilir.

Bu bugünkü hükümet için hiçbir kayıp yaratmayacak, bunu gördük, anladık. Recep Tayyip Erdoğan hükümeti Türkiye Ermenistan ilişkileri konusunda bugüne kadar en olumlu adımları atmış gibi gözükse de ne yazık ki halen Türkiye'nin Ermenilerle ilgili geçmişini temizlemesi konusuna çok uzak.

Böyle de duracağa benziyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin Ermenistan'ı ziyaret edip önümüzdeki yıl yapılacak seçimlerde Fransa'daki 800 bin Ermeni’den oy alabilmek için yaptığı yalakalıkları görüp ardından Türkiye'de 'kendi iç siyasetine oynuyorsun' mesajları vermesi sırasında RTE'nin aslında Ermenistan Azerbaycan ilişkileri konusunda hangi siyasete oynadığını hatırlatmak gerek. 

Ayrıca Recep Tayyip Erdoğan'ın grup toplantısında sarf ettiği "Devlet adamlığı ünvanını taşımak gelecek seçimleri değil, gelecek nesilleri düşünerek hareket etmeyi gerektirir" sözleri çok hoşuma gitti. 

Aynısını kendisine yine hatırlatmak gerek:

100 bin Ermeni’yi "sözde" sınır dışı ederken,

Vakıf Mallarının iadesini kolaylaştırıyormuş gibi gözüküp zorlaştırırken,

Bu ülkenin geçmişinde olanları inkar ederken,

Türkiye ile Ermenistan arasındaki kapıyı kapalı tutarken,

Diyarbakır'ı Van'ı, Kürtleri görmezden gelirken…