“Beyoğlu’nda gezersin, Gözlerini süzersin” diye fıkır fıkır bir şarkımız var ya, işte o bir yıldır gerçek oldu.

 

Beyoğlu’nda, Taksim’de sokaklara atılan masa ve sandalyeler Beyoğlu Belediyesi’nce toplandı. Artık Beyoğlu’nda gezebiliyorsunuz ama kıçınızı şöyle rahat ve serin bir yere koyamıyorsunuz? Geze geze ayaklarınızın dermanı kesiliyor, etrafı da ancak baygın gözlerle süzüyorsunuz.

 

Ben Kadıköy’de yaşadığımdan, pek fırsat da bulamadığımdan birkaç yıldır Taksim’e uğramıyordum. O nedenle şu masa sandalye yasağının vahametini çok hissetmedim açıkçası. Geçen hafta Doğubeyazıt’tan bir üniversite arkadaşım geldi. 20 yıldır görüşmemişiz. İstanbul’un ortasında, Taksim’de buluştuk.

 

Ben evsahibiyim ya sözde, aldım onu rehberlik yapıyorum. Bir yandan yürütüp sohbet ederken, bir yandan şöyle dışarıda serin serin oturacak bir yer bakıyorum. “Az kaldı, şurda vardır, bi de şuraya bakalım” diye diye, Taksim’in tüm ara sokaklarını dolaştırdım. Arkadaş İstanbul’a geldiğine de, benimle görüşmek istediğine de pişman oldu mu bilmem. Pek çaktırmadı.

 

Malum, havalar da çok sıcak, kapalı mekanlarda oturulacak gibi değil. Birkaç yere girme denemesinde bulunduk ama girmemizle dışarı fırlamamız bir oldu. Nefes almak bile mümkün değil çünkü.

 

İstiklal Caddesi’nin sağlı sollu sokaklarında, eskiden bildiğim kuytu yerlerdeki dürümcüde, çay ocağında bile öndeki masa ve sandalyeler kaldırılmış.

 

Beni hayrete düşüren çoğu birçok konuda duyarlı, hakkına, hukukuna sahip çıkan esnafın nasıl bu uygulamayı 1 yıldır değiştiremediği. Demek öyle bir baskı kurmuşlar ki kimse masa ve sandalyesini çıkarmaya cesaret edemiyor. Korkunç bir yıldırma.

 

Birkaç sokakta birkaç küçük masa var ancak boş durması mümkün değil tabii. Herhalde oturacak yer bulunamadığından olsa gerek İstiklal’in her tarafı aşırı kalabalık, insancıklar habire dolanıyor, dolap beygiri gibi.

 

Neyse, aynı yerlerden defalarca geçerek, masa kapmaya çalışarak, yürü yürü Galata Kulesi’nin dibindeki çay bahçesinde boş bir masa bulup çöktük. Kulenin etrafındaki birçok işyerinin de masaları kaldırılmış. Neyse ki buranın orjinali böyle, üstü açık. Aman Belediye duymasın, buradan masaları kaldıramamış ama üstünü kapatmaya kalkabilir.

 

İşte böyle, Beyoğlu sokakları tam bir yıldır masa ve sandalyesiz. Uygulamanın birinci yılında festival gibi bir protesto etkinliği gerçekleştirilecekmiş.

 

"Beyoğlu'nu Seven Gelsin" diyorlar. Beyoğlu ilçesinde hizmet veren eğlence yeri sahipleri tarafından kurulan BEYDER, Beyoğlu esnafını, Beyoğlu’nu sevenleri ve ”Sokaklar herkesindir” diyenleri Beyoğlu’ndaki masa sandalye yasaklarına karşı 18 Temmuz günü saat 19.00'da Bekar Sokak’ta buluşmaya çağırıyor.

 

Sokak müzisyenleri ve ikramlar eşliğinde gerçekleşecek etkinlik saat 23.00’e kadar devam edecekmiş.

 

Her ne kadar onlar "Beyoğlu'nu Seven Gelsin" deseler de ben Beyoğlu’nun bu halini hiç sevmiyorum ama yine de gelmeyi düşünüyorum açıkçası.

 

Gerçi bir Kadıköylü olarak bizim yakanın esnafının bu uygulamadan gayet memnun olduğunu belirteyim. Kadıköy Çarşı’nın ara sokakları bile cafelerle doldu ve hepsi de dopdolu.

 

Bir yıl önce masa ve sandalye yasağını belki çok da önemsememiştik. “Nasılsa gevşer” demişti kimimiz. Ancak bu bir yıl içinde “kürtaj ve sezaryanın cinayet olduğu ve yasaklanması gerektiği” tartışmalarını yaşadık. Sağlık bakanı geçen hafta yakında içkiye karşı da kampanya başlatacaklarının müjdesini verdi. Eyüp’te 11.’si düzenlenen bir müzik festivalinde Alperenler, muhafazakar Eyüplüler ve AK Partili belediye işbirliğiyle bira yasağı getirildi. Çamlıca’ya dev bir camii yapılması önemli gündemlerimiz arasına girdi. Dış politikada mezhepçi bir siyaset öne çıkmaya başladı ve petrol zengini Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi insan hak ve özgürlüklerinin hiç yaşanmadığı, diktatör krallıklar biricik dostumuz, diğer mezheplerin hakim olduğu islam ülkeleri düşmanımız haline geldi. Yeni eğitim sistemiyle birçok okul İmam Hatip Ortaokulu’na dönüştürüldü. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın protokoldeki sırasının 52. sıradan ilk beşe alınmasının hedeflendiği açıklandı. Alevilerin mecliste cemevi talebi Diyabet İşleri Başkanlığı’nın fetvaları dayanak gösterilip, “Alevilerin ibadet yeri camidir” denilerek reddedildi. Aksini savunan Alevilere hükümet üyeleri Alevilik dersi verdi.

 

O nedenle “Beyoğlu'nu Seven Gelsin" dediklerine bakmayın, bence özgürlüklerini korumak isteyen herkes ”Sokaklar herkesindir” diyerek 18 Temmuz günü saat 19.00'da Bekar Sokak’ta buluşmalı…