Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenlerinden TİP’in bazı yerlerde seçimlere kendi logosuyla katılma ısrarı eleştirilmeye devam ediyor. En son Gültan Kışanak ve Selahattin Demirtaş da TİP’in tavrını eleştirdi.

Kışanak, “Bir tek oyu bile heba etmeye kimsenin hakkı olmadığının altını çiziyorum” dedi.

Demirtaş da, “Tek bir milletvekilliğinin bile geleceğimizi belirleyeceği bu seçimde Türkiye'nin tüm sosyalistlerini, tüm demokratlarını Yeşil Sol Parti listelerine güç vermeye, güç almaya çağırıyoruz. Gültan Başkanımızın çağrısını yerde bırakmayalım” sözlerini paylaştı.

Erkan Baş, Kışanak ve Demirtaş da kendilerini eleştirince bir açıklama yaptı. Ancak, tavrını değiştirmedi, daha önceki söylemlerini sürdürdü.

Erkan Baş’ın eleştirilerin nedenini anlamaya çalışmasını, hiçbirimizin geleceğini riske atmayacak bir sorumluluk göstermesini umut ediyorum.

Bu amaçla yazdığım önceki yazımda yer almayan başka konularda yeni argümanlarla neden BU SEÇİMLERDE hiçbir yerde TİP logosuyla seçime katılmamaları gerektiğine biraz daha değinmek istiyorum. Sözlerim biraz sert gelebilir, ama testi kırılmadan bazı şeyleri dile getirmezsek iş işten geçmiş olacak.

Evet, TİP olarak seçime girerlerse vekil dağılımında İttifak oyları değil parti oyları baz alınacağından 8-10 vekilin muhalefet yerine iktidar tarafından kazanılmasına yol açabilirler. Bu nedenle Meclis çoğunluğunu Cumhur İttifakı kazanabilir. Ancak bunun yanında parti olarak seçime girmelerinin başka zararları da var. Şimdi onlara değinelim…

ÖBÜRLERİ DE GİRİYOR, AMA…

“Diğer ittifaklarda da kendi logosuyla girecek partiler var” denebilir. Ancak onlarda durum farklı.

Saadet Partisi, Millet İttifakı içinde ve kendi logosuyla seçime girmek istiyor. Çünkü öyle yapmazsa Milli Görüşçü seçmeninin YRP ya da AKP’ye oy verebileceğini hesaplıyor. (En son Saadet, Deva ve Gelecek Partileri bile CHP listesinden seçime girmeye karar verdi) İyi Parti de kendi logosuyla girmezse Ülkücü seçmenin MHP ya da BBP’ye oy vereceğinin hesabını yapıyor. Yani bu partilerin rakipleri karşı ittifakta. Ama TİP'in oy almayı planladığı kesimler Cumhur İttifakı'nda değil. Emek ve Özgürlük İttifakı ve CHP'de.

Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı'nın içindeki partiler birbirlerine çok uzak çizgilerde olduklarından ayrı logo ile girmelerinin bir getirisi var, seçmenlerini tek listeye oy verdirmede zorluk yaşıyorlar. Milli Görüşçü ve Ülkücü seçmen tabanları da %20’lerin üzerinde bir oy potansiyeline sahip. TİP’in logosunu görmeyince TKP’ye oy basacak bir %20’lik oy potansiyelinden ise bahsedemiyoruz. Eğer TİP, eski partisi TKP’nin % 0,20 oy olma ihtimalini dert etmiyorsa.

CHP’DEN OY BÖLME

TİP her ne kadar “biz İttifak’a zarar vermeyeceğiz, İttifak’ın kazanacağı yerlerde aday göstermeyeceğiz” vb dese de biliyoruz ki İstanbul başta olmak üzere İttifak’ın çok sayıda vekil çıkarabildiği yerlerden de seçime girmeyi planlıyor. Yani İttifak’ın oyunu bölüyor.

TİP’in Emek ve Özgürlük İttifakı’nı rahatlatmak için söylediği “biz Emek ve Özgürlük İttifakı’ndan değil CHP’den oy çekeceğiz” iddiası doğru olsa bile, böylesi bir dönemde CHP’den oy çalmaya çalışmak ne kadar doğru bir tutum olur diye düşünmek gerekiyor. Açıkçası tam “özrü kabahatinden büyük” durumu. CHP’den alınan oy da muhalefetin oyunu bölmüş olmuyor mu?

CHP seçmeninin bir bölümü geçmişte “HDP baraj altı kalırsa o vekillikler AKP’ye gider” diye HDP’ye dayanışma oyu vermişti. İYİ Parti'nin grup kurabilmesi ve seçimlere katılabilmesi için 15 CHP’li vekil İYİ Parti’ye geçmişti. Kılıçdaroğlu’nun tek adam rejiminden kurtulmak için yaptığı çabalar ve aldığı riskler de ortada. TİP de bunu takdir ediyor ki cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu’nu destekliyor. O zaman neden parti olarak seçime girip hem Emek ve Özgürlük İttifakı’nın hem CHP’nin oylarını bölmeye çalışıyor?

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Muharrem İnce’nin adaylık ısrarını şöyle yorumladı birkaç gün önce: "Hiç kimsenin kendisini, partisini önceleyeceği bir evrede değiliz. Bu ülkenin yüzde 99’u acı çekiyor. Bu kadar acı çekilen bir ülkede küçük hesaplar yapmanın zamanı mıdır? Siyaset, memlekete karşı sorumluluktur."

Peki aynı sözler TİP ve Erkan Baş için geçerli değil mi?

TİP’in bu tavrı sadece kendilerine zarar verecek olsa, “hadi bir deneyin bakalım, umarız başarılı olursunuz” denir. Ama bu tavır hem Emek ve Özgürlük İttifakı’nın hem CHP’nin zararına, hem de AKP’nin yararına bir sonuç doğuracak. Bu zarar meclis çoğunluğunu Cumhur İttifakı’nın kazanmasına kadar varabilir. Hapishanelerde yatan, yurtdışında yaşamak zorunda kalan, KHK’larla işlerinden olan, hayatın her alanında ağır bedeller ödeyen insanların ve yakınlarının böyle denemeler yapacak, kumar oynayacak bir lüksü yok. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Lütfen biraz empati yapın…

TİP’İN YURTDIŞI VE GÜMRÜK OYLARI NE OLACAK?

Yurt dışında ve gümrük kapılarında kullanılan oylar seçimlerde çok önemli. Çünkü yaklaşık 3 milyon civarı seçmen, 1,5 milyon civarı geçerli oy barındırıyor. Her seçimde bazı vekillikleri yurtdışından gelen oylar tayin ediyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde seçim bölgelerinin bir önemi kalmadığı için hangi adaya ne oy verildiyse ilgili haneye yazılıyor. Ancak durum, milletvekili seçimlerinde çok daha farklı.

TİP’in yurt dışında ve gümrük kapılarında alacağı oylar 87 seçim çevresine dağıtılacak. Ama TİP 87 seçim çevresinde seçime girmeyeceğini, özellikle Emek ve Özgürlük İttifakı’nın kazanacağı yerlerde pusulalarda yer almayacağını açıklıyor. Yani yurt dışında ve gümrük kapılarında alacağı oylar girmediği seçim bölgesinde, üstelik içinde bulunduğu İttifak’ın kazanma ihtimalinin olduğu yerlerde boş yere TİP hanesine yazılacak ve hiçbir etkisi olmayacak. Yani boşa gidecek.

YSK bu konuda şöyle diyor: “Bir seçim çevresinde seçime girmeyen siyasi partiye yansıması gereken yurt dışı oyları; o partinin başka bir seçim çevresindeki oylarına ilave edilmez; o seçim çevresine yansıtılan oy miktarı olarak gösterilir.”

BU SÖZLER HERKESE

Sürekli “TİP neden bu seçime kendi logosuyla katılmamalı?” diyoruz ama TİP için dile getirdiğimiz sözler alacakları oy barajı geçmeye, vekil çıkarmaya yetmeyen tüm partiler için geçerli. O partiler de bu seçime katılmayıp seçmenlerini vekil çıkarabilen muhalif partilere oy vermeye çağırsalar daha büyük sempati toplarlar.

Partiler bunu yapmasa da tabanda seçmenin oyunu boşa atmamasını, kendi seçim bölgesinde vekil çıkarabilen muhalif partilere oy vermesini diliyorum.

SON SÖZ

Yazımı geçtiğimiz günlerde Muharrem İnce’yi eleştiren TİP Genel Başkanı Sayın Erkan Baş’ın sözleriyle sonlandırayım: "Hiç kimsenin kendisini, partisini önceleyeceği bir evrede değiliz. Bu ülkenin yüzde 99’u acı çekiyor. Bu kadar acı çekilen bir ülkede küçük hesaplar yapmanın zamanı mıdır? Siyaset, memlekete karşı sorumluluktur."

Yazının 1. Bölümü: TİP'e Oy Verilir mi?

Yazının 3. Bölümü: Beyoğlu Türkiye’den Daha mı Önemli?

________

Not: Seçimde oylar nasıl hesaplanır, yurtdışı oylar nasıl dağıtılır, vekiller nasıl belirlenir vb konularda YSK’nın son kararına buradan ulaşılabilir: https://www.ysk.gov.tr/doc/karar/dosya/82583/2023-224.pdf

Yurt dışında ve gümrük kapılarında kullanılan oyların nasıl dağıtıldığını detaylı öğrenmek isteyen bu yazıya da bakabilir: https://www.malumatfurus.org/yurt-disinda-kullanilan-oylar/