Yaz başıydı... Bakkaldan ekmek almaya giderken başından vuruldu Berkin Elvan... Bir polisin attığı gaz bombasının kapsülüyle... Bir polis Berkin'in başına gaz bombası attığı için tanıdık Berkin'i...

Kocaman gülümseyen resmi ve direnciyle hepimizin kardeşi, oğlu oldu…

Ama savcılar, hakimler tanıyamadı... Berkin uyurken adalet de uyudu... Berkin'in başına isabet eden gaz kapsülünü atan polisin kimliği hala bilinmiyor.

Ankara'da YÖK eylemleri sırasında gözaltına alınan öğrencilere Berkin Elvan 'terör örgütü' üyesi sayılarak sorulan soruda şöyle denilmiş:

“YÖK’e hayır- Parasız Eğitim Sınavsız Gelecek İstiyoruz- Öğrenciyiz Haklıyız Kazanacağız- Tutsak Öğrenciler Serbest Bırakılsın- Hasan Ferit Gedik Ölümsüzdür- Berkin Elvan Onurumuzdur- şeklindeki DHKP/C terör örgütünü, örgüt mensubunu övücü ve yüceltici nitelikte sloganlar ile terör örgütünün silahlı yapılanması olan Silahlı Propaganda Birlikleri’nin ismini zikretmek suretiyle terör örgütünün propagandasını yaparak terör örgütüne müzahir şahısların örgütsel bilinç ve motivasyonunu arttırmak amacıyla marşlar söylenmiştir.”

Öğrencilerin avukatlarından Duygu Demirel, soruşturma savcısına Berkin Elvan’ın hikayesini anlatmış ve sonra Savcı “Berkin Elvan’ın kim olduğunu bilmiyorum” yanıtı vermiş...

Bir mevsim boyu uyudu Berkin... hala uyuyor... Yaşıtları bambaşka bir hayat yaşarken o uyuyor.

Berkin uyurken yaz geçti... Denize gidemedi Berkin. Top oynayamadı, arkadaşlarıyla gezemedi, haytalık yapamadı... Ergenliğinin ilk bunalımlarını arkadaşlarıyla paylaşamadı. Annesi “saat kaç oldu hala eve gelmedi. Gelince şuna bir şey söyle” diye yakınamadı babasına. Ablası “ya anne ben arkadaşlarımla konuşurken gelip dinliyor” diye şikayet edemedi. Babası “saçının o hali ne diye kızamadı” Berkin'e.

Yaz Güneş'inde yanamadı Berkin. Arkadaşlarının onun evinin önünden geçerken çalacakları ıslık yarım kaldı...

Berkin uyurken iki Bayram geçti... Amcası “Elimi öpmeye gelmedi” diye darılamadı. Teyzesi çaktırmadan cebine harçlık koyamadı. Ertesi gün kesilecek bir koyunun başını okşayamadı Berkin...

Berkin uyurken tatil bitti... Okul açıldı... Annesini “şu spor ayakkabısından istiyorum” diye sıkıştıramadı Berkin... Babası “boy attı yeni takım elbise almak lazım ne yapsak” diye tasalanamadı... Arkadaşları okulu kırıp halı sahaya maça gitmek için Berkin'i kandıramadı. Öğretmenleri “dersi dinle Berkin” diye uyaramadı. Okul müdürü haylazlık ettiği için “Yarın velin gelsin” diyemedi... Yoklama defterine adı hep yok yazıldı.

Berkin'in sırası hep boş kaldı...

Dikkat edin genelde olumsuz gibi görünen şeyler yazdım... Berkin’den biraz haylaz, haşarı bir çocuk gibi bahsettim. Aileden biri okusa “bizim Berkinimiz öyle değil ki” diyecektir. Ve yine eminim ardından uyansa da bütün bu huzursuzlukları yapsa böyle dertlerimiz olsa diye de ekleyecektir... 14 yaşında bir çocuk Berkin. Böyle istekleri olan, olabilecek... Okulu kırmak isteyecek, derste yaramazlık yapan, yapabilecek, eve hava karardıktan sonra gelen ya da gelebilecek. Oysa o aylardır bunların hiçbirini yapamıyor.

Berkin uyuyor...

İşte sayın savcılar sizin tanımadığınız ve örgüt üyesi dediğiniz bu çocuk da böyleydi... Tıpkı sizin çocuklarınız gibi... Belki biraz haşarı, biraz yaramaz, ya da sessiz sakin, kendi halinde. Ama 14 yaşında.

Velev ki Berkin o eylemlere katılmış olsun hatta ileri gidiyorum polise taş hatta ve hatta molotof atmış olsun. Sadece 14 yaşındaydı... Şimdilerde hükümetin çokça bahsettiği anayasanın bilmem kaçıncı maddesi 16 Haziran'da yok muydu? Devletin 16 Haziran’da gençlerini koruma zorunluluğu yok muydu ki Berkin yasal bir mermiyle başından vuruldu. Ve hiçbir devlet yetkilisi ailesinden ne özür diledi ne de bir açıklama yaptı. Siz Berkin'i tanımadığınız gibi uyurken onu 'yasadışı örgüt üyesi' yapabildiniz. Yaklaşık 4 aydır hastane kapısında bekleyen yakınlarının adalet taleplerini görmezden geldiniz. Çığlıklarını duymadınız. Siz de uyudunuz...

Bir mevsim uyudu Berkin... Yaz bitti... Sonbahar bitiyor, kışa dönüyoruz... Hala uyuyor...

Ben bu satırları yazarken Berkin 4. ameliyatını geçiriyor. Annesi ve bütün yakınlarının kalbi kuş gibi atıyor. Gelecek haberi bekliyorlar. Gelecek iyi haberi... Binlerce insan tanıyor artık onu. Binlerce insanın kalbi onun kalbinin yanında. 'Hadi Berkin' diyorlar. 'Hadi oğlum uyan artık'...

Berkin uyanacak inanıyoruz... Ya adalet?