Bali’yi etkileyen daha on sene kadar önce meydana gelen ve tsunami ile birlikte yüz binlerce kişinin öldüğü büyük depremlere ve yakın geçmişteki yabancılara karşı "radikal Müslümanlar" tarafından düzenlenen iki bombalama eylemine rağmen, Bali uzak doğuda Singapur’dan sonra Avustralyalı ve Avrupalı turistleri cezbeden ikinci önemli destinasyon olmayı sürdürüyor. En çok Çinliler, İngilizler, Avustralyalılar ve Hollandalılar tarafından ziyaret ediliyor.

Bali Denpasar havalimanı neredeyse denize sıfır ve Bali’ye geldik, denizin üstünden uçuyoruz derken, birden yere iniveriyorsunuz. Bali havaalanı oldukça lüks ve güvenlik önlemleri üst düzeyde, plastik aksamlı da olsa saatinizi bile çıkarmak zorundasınız ve ayrıca uçakta uyuşturucu kaçırmanın karşılığının ölüm cezası olduğu hatırlatılıyor.

Bali boydan boya 200 km. Yüzölçümü 5600 km2’nin üzerinde (İstanbul ile neredeyse aynı) ve bu Endonezya’nın toplam yüzölçümünün %0.3’ünden daha azı demek. (Antalya: 20.753 km2, İstanbul 5400 km2). Adalar, tapınaklar, tabiat parkları, pazarları vs görülmeye değer ve keyifle gezilecek o kadar çok yer var ki. Kuta plajı havalimanına en yakını ve en kalabalık olanı, havalimanından yürüyerek bile ulaşmak mümkün, ona bitişik Legian da kalabalık bir plaj, üstelik kirli ve gürültülü, fakat Seminyak’tan itibaren sahiller makul ve düzenli. Havalimanına Kuta 5 km, Seminyak 10 km, Ubud ise 40 mesafede yer alıyor. Bu sahiller daha ziyade sörf için ideal, dalgalı, yüzmesi zor. Bali’de sörfün saati 50.000 rupi, yani 10 lira.

Akşam günbatımından sonra sular hızla çekiliyor ve özellikle bu saatlerde denize girmek tehlikeli, ters akıntılar çok kuvvetli. Sular çekilip akşam olur olmaz, sahili yakın aralıklarla şık ışıklandırmalı ve hepsi canlı müzik yapan mekanlar kaplıyor. Ay ışığı ve yıldızların altında harika bir atmosfer. Bali’de uçurtma yaygın bir hobiye dönüşmüş durumda, uçurtmaların çok değişik şekilleri var ve uzunlukları ise 30 metreyi bulabiliyor. Uçurtma festivalleri düzenleniyor. Jakarta’da ise bir uçurtma müzesi bile mevcut.

Bali’de füzyon mutfağı başta olmak üzere, her türlü yiyecek çeşidi ve mutfağı bulmak mümkün. Bir Türk restoranı da var. Çeşitleri aşırı sınırlı Endonezya mutfağına bir süre maruz kaldıktan sonra, bu çeşitlilik ilaç gibi gelecektir. Bali’de yemeklerde net hesabın üzerine %10 vergi ve ayrıca %3 de hizmet ücreti ekleniyor. Bu ayrıntıyı bilmekte ve hatırlamakta fayda var.

Bali’de, özellikle merkezi bölgelere yaklaştıkça, trafik çok artıyor ve sıkışıyor. Caddelerde her türlü küresel marka var, bizdeki ile aynı fiyatlara, her yerde 24 saat açık MiniMart adında mini marketler var, ayrıca Bintang adındaki market gibi daha büyükçe marketler de bulunuyor ve burada ucuza getirilebilen hediyelik eşyalar, meyve ve giyecek dahil her şeyi bulabiliyorsunuz.

Bali, Endonezya’nın Hindu ağırlıklı adası. Halkın %80’i Hindu, %10 Müslüman ve %10 Budist. Bali; globalizmin (ve doğal olarak kapitalizmin) Hinduizm ile kesiştiği cennet... Buradaki gelişmişliğin, din etkisinden mi, turizmin katkısından mı ileri geldiğini kestirmek gerçekten çok güç. Ama şu kesin ve bariz, insanlar daha kibar, daha medeni, ortak alanlar temiz ve düzenli, işletmeler dürüst, çevre çok temiz. Hiçbir doğa sorunu yok. Bali’nin mutlu insanları, yağmur ormanları arasında, Batı’nın keyiflerine (de) hitap eden bir vaha meydana getirmişler... Ve böylece mutlulukları artmış... Zenginleşmeleri ve gelişmişlikleri tabiata zerre kadar zarar vermelerini zorunlu kılmamış. Bali halkı köklü Bali kültürü ile Hinduizmi başarılı bir şekilde harmanlamış.

Bali’ye 10.000 tapınak diyarı da deniyor. İç taraflara da doğru gittikçe, irili ufaklı tapınak sayısı artıyor. Bali’de tapınakları gezmeye başlamadan önce Bali hinduizminde hem kadın hem de erkeklerin tapınaklara girerken giymesi zorunlu bulunan sarong adındaki etekten almanızı ve yanınızda bulundurmanızı tavsiye ederim. Aksi halde, her tapınak kapısında satın almanız gerekiyor ve bir miktar kirlenmiş oluyorlar. Sarongu 100.000 rupiye, yani 20 liraya alabilirsiniz. Bu arada hatırlatmakta fayda var, bu kural sadece faal tapınaklarda geçerli. Yani mesela Yogyakarta gibi Müslüman bir şehirdeki Parabanan gibi kültür mirası niteliğindeki bir tapınakta giymeniz gerekmiyor.

Bali’den Gili adalarına motor seferleri 07:00 – 16:00 arası çalışıyor. Gili adaları Bali’den 1 saat, Lombok’tan ise 25 dakika sürüyor. Bali – Lombok arası çalışan feribot 2 saat sürüyor ama limana kadar da yine 2 saat karadan yol kat etmek gerekiyor. Bunun yerine, 20-30 dakika süren ucuz bir uçak yolculuğu yapmak da mümkün. Bali – Lombok arası çalışan uçak küçük ve pervaneli bir uçak, genellikle rötar yapması olası. Fakat bu sefer de Lombok havalimanından limana gitmek gerekiyor, yani ikisi de aşağı yukarı aynı hesap, karar size kalmış...

Bali’de taksi veya araba kiralamak yerine, motosiklet kiralayıp gezmek isterseniz, günlüğü 60.000 rupi, yani 12 lira. Benzinin litresi 9.000 rupi, yani 1,5 lira ve 4 litre ile 100 km yol gidilebiliyor. Yollarda araba ve motosiklet sayısı eşit ve arabalar genelde jip şeklindeler. Bali’de tek kelimeyle yok yok... Ama dilencilik yok, Kapalı Çarşı yapışkanlığı ve yalakalığı yok, yabancı tacizi yok... Üstelik, Mudo Concept ve Yargıcı gibi güzide markalarımızın ürünlerini beşte bir fiyatına bulabiliyorsunuz...

Bali’de mantıklı olan, her gün araba kiralayarak gezmek, tam gün 50 dolar tutuyor, bunlar genelde gayet rahat ve konforlu jip şeklinde araçlar ve 5-6 kişiyi rahatlıkla alır, sonra gittiğiniz yerde kalıp sabah tekrar oradan hareket edilebilir... Gezilebilecek bazı noktaları şöyle sıralayabiliriz;

Seminyak; Kuta ve Legian’ı geçince, daha sakince ve kalınabilir nitelikte, gayet temiz ve düzenli bir plaj ve bölgenin adı. Sahiline sadece 5 dakika mesafede spa’lar, butik dükkanlar ve elit restoranları bulabileceğiniz canlı bir merkeze sahip.

Pengumuman Tapınağı; Bali’nin en önemli tapınaklarından biri.

Goa Gajah; Buradaki büyük heykel yakın zamanda meydana gelen bir deprem neticesinde yıkılmış ve büyükçe parçalarının her biri yine bir tür tapınak kabul ediliyor. Goa Gajah, “Fil Mağarası” anlamına geliyor. Pek çok rölyef ve taş üzeri oyma görebiliriniz. 9. yüzyılda inşa edilmiş.

Monkey Forest; adından da anlaşılacağı üzere, sayısız maymunun yaşadığı bir alan, bir orman. Aslında burası hem bir milli park, hem de bir Hindu tapınakları kompleksi. Maymunlar artık insanlara kendilerini çok yakın hissediyorlar ama yine de dikkat etmek ve huzurlarını kaçırmamaya çalışmakta yarar var. 115 ağaç çeşidini barındırıyor, toplam 10 hektarlık bir alanı kaplıyor ve ayda 10.000 turist çektiği söyleniyor.

İçeride Pura Dalem Agung Padangtegal, Pura Beji ve Pura Prajapati adında üç tapınak var. Bu ormancıktaki maymun nüfusu 605’i aşmış. Maymunları türü Bali uzun kuyruklu maymun şeklinde tanımlanıyor. Maymunlar özellikle tatlı patates ve muz, papaya, mısır, salatalık, Hindistan cevizi ve diğer yerel meyveler ile besleniyorlar. Bu alan ayrıca Timor rusa türünde bir geyik cinsine de ev sahipliği yapıyor.

Ubud; Sarayı, pazarını görmek, sokaklarını gezmek gerek. Buradaki homestay konaklama işletmeleri tapınaktan bozma ve kesinlikle kalınmalı, gayet efsunlu bir havaya sahipler ve üstelik merkeze gayet yakınlar. Böyle bir yerde kahvaltı dahil yaklaşık 300.000 rupiye (60 lira) kalınabiliyor.

Gitgit şelaleleri; 35 metre yüksekliğindeki ikiz şelaleye rahatlıkla girilebilir ve bir de tekli şelale var ki derinliği 8 metre, bu yüzden girmek ve yüzmek yasak. Seminyak’a 2 saat ve Denpasar’a 70 km uzaklıkta.

Beratan Gölü (Lake Beratan); çok popüler ve bakımlı bir yer, manzarası pek güzel ve 2 adet restoranı var. Seminyak’a 1 saat uzaklıkta. Burası sadece bir göl değil, kıyısında aynı zamanda Shiva’ya adanmış, 1663 yılında inşa edilmiş olan bir su tapınağı var ve tam adı Pura Ulun Danu Bratan. Orta Bali’nin topraklarının bereketinde önemli bir yere sahip olan ve 1200 metre yükseklikte yer alan bu gölün bir başka adı da Kutsal Dağ Gölü.

Botanik Bahçesi (Eka Karya Botanic Garden); denizden 1250-1450 metre yüksekte, 157.5 hektarlık bir alanda yerleşik bulunan, sıcaklığı gün boyunca 10-25 ‘C arası değişen, %70-90 arası bir nem ortalamasına sahip bulunan ve 1959 yılında açılan bu Botanik Bahçesi, gayet büyük, huzurlu ve tapınaklı bir saha niteliğinde, farklı bölümleri, göl manzarası ve kaktüs koleksiyonu var.

Ayrıca, devasa ve süslü heykeller bulunuyor. Kumbhakarna Laga heykeli bunlardan biri. Botanik bahçesinde kalmak da mümkün, bir misafirhanesi var, bunun için önceden rezervasyon yaptırmalısınız.

Pirinç teraslarını ve tarlalarını da geziyoruz. Bir ücret ödeyip içeri girmek mümkün olduğu gibi, dışarıdan da fotoğraf çekebiliyorsunuz.

Mengwi; Badung’u biraz geçince, muhteşem, birbirine bağlantılı olarak yükselen 3 avlu ve içindeki tapınaklardan oluşan bir tapınaklar kompleksi çıkıyor karşısına, ismi Pura Taman Ayun diye geçiyor, 40.000 m2 alanı kapsıyor ve tarihi 1600’lü yıllara kadar dayanıyor. 1634’de Mengwi Raja’sı tarafından yaptırılmış Taman Ayun’un anlamı “Güzel Bahçe”. Pura zaten Bali kültüründe Hindu tapınaklarına verilen ad. Dört bir yani havuzlar, bahçeler, çeşmeler ve köprüler ile süslenmiş olan tapınak Ubud’a 8 km, Denpasar’a 18 km uzaklıkta yer alıyor.

Tanah Lot; sadece akşam sular çekilirken ulaşılabilen, kayalar üzerine kurulu bir tapınak... Tapınağa götüren cadde çok kalabalık, özellikle de saatler günbatımına yaklaşırken. Tanah Lot, denizdeki kara demek. Denpasar’dan 20 km uzaklıkta bulunuyor. Bali sahilinde dizili yedi deniz tapınağından biri ve en önemlisi. Bu tapınağı deniz yılanlarının koruduğuna inanılırmış. Zamanla yıpranıp yıkılmaya yüz tutunca, 1980 senesinde Japonya’dan sağlanan 130 milyon dolar değerindeki fonlarla onarılır.

Sanur (plajı), çok güzel bir plaj denilemez ama Penida adasına, Lombok ve Gili adalarına sefer var ve kişi başı 50 dolar kadar. Eskiden bir balıkçı köyüymüş, şimdilerde ise rağbet gören, turistik bir sahil.

Orkide bahçesi (Orchid garden); çok bakımlı orkideler bulunduğu söylenemez ve buna rağmen giriş nispeten pahalı (100 rupi).

Goa Lawah; deniz kenarındaki güzel bir Hindu tapınağı. Goa Lawah, Yarasa Mağarası (Bat Cave) demek. Bu adı içinde barındırdığı ve binlerce çığlık çığlığa yarasanın yaşadığı doğal bir mağaradan alıyor. Çok etkileyici ve sürekli adaklar getiriliyor, temizleniyor.

Kencana National Park ve Garuda Vishnu; Garuda kuşların kralı ve Vishnu’nun ulaşım aracı, dev bir kuş, aynı zamanda vefa, bağlılık ve özgürlüğü simgeliyor. Bali’nin Bukit yarımadasında yer alan 240 hektarlık bu kültür parkındaki çelik konstrüksiyon heykeller daha 10 yılık bir geçmişe sahip. 23 metrelik Vishnu da hemen Garuda’nın yanında denize doğru bakıyor. Garuda’nın kanat açıklığı ise 64 metre.

Çalışmalar devam ediyor ve Vishnu Garuda’nın üzerine bindirilerek tamamlandığında, 146 metreyle dünyanın en büyük heykelinin oluşturulması planlanıyor. Burada ginger denilen araca binilip de gezilebiliyor. Her gün 3.000 kişi ziyaret ediyor ve havalimanına sadece 15 dk uzaklıkta. Çıkışta serinlemek için bir hindistancevizi suyu içmeyi unutmayın.

Uluwatu; Antalya’nın falezler bölgesini andırıyor ve yine Bukit yarımadasında yer alıyor. İlk önce girişteki bir iki küçük tapınak yapısından sonra, iki taraftan sahile paralel uzanan surlardan ihtişamlı dalgaları ve derin falez manzarasını izleyebilirsiniz.

11. yüzyıldan kalma tapınağı geçtikten sonra, etrafınızda gezinip duran maymunlar eşlinde 70 metrelik uçurumdan bakıyorsunuz ve altınızda bir de genişçe bir mağara uzanıyor.

Dreamland Plajı; yeni Kuta plajı diye de anılıyor ve bizim Kaputaş Plajını andırıyor, ince kumu, inanılmaz büyüklükteki dalgaları ile harika bir görüntü sergiliyor ve sörf için uygun.

Jimberan Plajı; Dreamland gibi Bukit yarımadasında yer alıyor, günbatımı için çok uygun. Havalimanına 15 dakika mesafede yer alıyor.

Son olarak, şunu söyleyebiliriz, Türkiye’deki imajında olduğu gibi, çok para harcayarak da bir tatil yapabilirsiniz Bali’de, fakat bunun Antalya’da veya başka bir tatil yöremizdeki bir tatilden farkı ve ayrıcalığı kalmayacaktır. Bali bünyesi içerisinde değişik keyifleri ve tatları barındıran bir bölge, eğer biraz merak ve keşif duygunuz varsa, eminim fazlasıyla sevecek ve eğleneceksiniz!