Birilerinin, içinden ne geldiyse, kızgınlık ve öfkeyle Ekrem İmamoğlu'nu harcamaya, küçümsemeye, alçaltmaya çalışmasını; kah akıl vererek, kah ayıplayarak yazılanları okurken dehşetle izliyorum.

Kaç kişi böyle düşünüyor, sayısını bilmiyorum.

Ama aklı başında yorum yapana da pek rastlamadım.

Bir kişi kalsam da, biraz insaf, biraz izan diyeceğim; herkes belki bana da kızacak. Olsun, kızan kızsın, ben özür dilemeyeceğim.

Ekrem İmamoğlu için bu kadar ön fikirli, peşin hükümlü davranılması hayra alamet değil. Ülkem adına üzgünüm.

Adamcağız ne yapsaydı da hoşunuza gidecekti?

Erdoğan'ın uçak gezilerinde yaptığı gibi mi yapsaydı mesela?

Sadece kendini alkışlayacak yandaşları mı toplasaydı çevresine?

O Fotoğrafta ikiye karşı tam dört gazeteci daha vardı?

İnsaf edin!

Onlara saygısızlık olmuyor mu biraz? Onların niye davet edildikleri görmezlikten geliniyor.

Hatta onları da harcamaya yeltenenler var iktidar cenahından.

Bir taşla iki kuş vuralım hesabıyla İmamoğlu'na  çamur atmalar başladı beklendiği gibi.

Ekrem İmamoğlu niye bu geziye çıktığını, amacının ne olduğunu saklamadan, ama son kararı altılı masaya bırakacak şekilde saygılı ve özenli davranarak  beyan etmedi mi?

Ben varım, kararı siz vereceksiniz diye ortaya çıkmadı mı?

Kimse bunu konuşmuyor, sormuyor, merak etmiyor!

Unutmayın ki bu insan seçim anketlerinde Erdoğan'a açık ara en çok destek toplayan iki kişiden biri...

Ülke çok tehlikeli bir virajı dönmek üzere!

Bu ülkenin geleceğinden endişe edenlerin gerçekçi çabaları bir kalemde silip keyif çatacakları an değil.

Çözümlerin arkasında birikmek için bir taş da ben koyayım deme zamanı. Engel yaratmak yerine.

Merak ediyorum, muhalefet yapmayı  sakız çiğnemek sananlar, ne söylediğinizin farkında mısınız?

Ayağına kurşun sıkar gibi!

Yapmayın...