Adı Umut Gündüz'dü, henüz 19 yaşındaydı ve profesyonel bisiklet sürücüsüydü. Bisiklet sürmek onun için bir hayal ve tutkuydu. Umut hayalinin ve tutkusunun peşinden gidiyordu. Hem ailesi hem de kendisi Umut'un hayallerine ulaşacağından emindi. Çünkü hayallerine giden yolda emin ve sağlam adımlarla ilerleyen biriydi Umut. Ta ki o "sözde kaza" yaşanana kadar. Profesyonel bisikletçi Umut Gündüz 15 Temmuz 2020'de akşam saatlerinde Ankara 75. Yıl Hipodromu yanındaki yolun sağında bisikletiyle ilerliyordu. Umut'un sürücüleri uyarmak ve bisikletli birinin olduğunu göstermek için kaskında ve bisikletinde ışıklar da mevcuttu. Ama alkollü ve hız sınırını aşan sürücü Çağdaş Ş.'nin kontrolündeki araç Umut Gündüz'e çarpıp kaçtı. Ardından başka bir araç daha Umut'a çarptı. O da durmadı kaçtı.

Sözde kaza (!) çünkü Umut hastaneye yetiştirilseydi ölmeyecekti. Çünkü sürücü alkollü olmasaydı ölmeyecekti. Çünkü araç aşırı hızlı olmasaydı ölmeyecekti. Çünkü Umut'u yaralı bir şekilde bırakıp ölüme terk ettiler... Bu yüzden kaza değil cinayet diyor, Gündüz ailesi.

Profesyonel bisikletçi 19 yaşındaki gencin babası Menderes Gündüz olayı ilk öğrendiğinde, Umut'un profesyonel olduğunu ve küçük bir kaza olduğunu varsayarak hastaneye gitti. Hastaneye vardıklarında kalabalığı gördü. Menderes Gündüz hastanede oğullarını kaybettiğini anlayınca, "Boğazımda bir acı, yumruk oldu. Bunun bir acı olduğunu da fark etmedim. Yutkunamıyordum. Tarif edilemez bir acıydı. Allah düşmanıma bile yaşatmasın," diyor.

Umut-Menderes-Gunduz-2

Umut Gündüz'e aracıyla çarpan Çağdaş Ş' nin olay yerinde plakası düşmüştü. Sürücü Çağdaş Ş. olay üzerinden belli bir zaman geçmesine rağmen yakalandığında hala 1.53 promil alkollü çıktı. Çağdaş Ş.," Bisikleti ve bisikletin ışıklarını görmediğini," söyledi.

Hazırlanan bilirkişi raporunda, Çağdaş Ş.'nin görüş, hava, yol ve trafik şartına uymadığı, bisikletli ile arasındaki mesafeyi korumadığı belirlenerek, ‘asli kusurlu' olduğu anlaşıldı. Diğer sürücü ise ‘tali kusurlu' sayıldı.

Umut-Menderes-Gunduz

Gündüz ailesi, Çağdaş Ş.'nin "kasten öldürme" suçundan yargılanması için dilekçe verdi. Fakat mahkeme Çağdaş Ş.'ye “taksirle ölüme neden olmak” suçundan 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezası verdi. Üstüne iyi hal indirimi uygulanan sürücü Çağdaş Ş.'ye tutuklama kararı da çıkmadı. Ve ehliyetine 1 yıl süre ile el konuldu.

Fransız iktisatçı Mirabeau, “Adalet topaldır, ağır ağır yürür, fakat gideceği yere er geç varır” der. Ancak Türkiye’de artık adalet topal değil, yatalak bir hastadır. İşte bu karar Türkiye'de artık adaletin topal değil, yatalak bir hasta olduğunu bize gösteriyor. Bitmedi... Bütün bunlar yaşandıktan sonra, adaletin halen yatalak bir hasta olduğunu gösteren başka şeyler de yaşadı Gündüz ailesi.

Mahkeme salonunda verilen bu karar Gündüz ailesinin acısına acı kattı. Aile yıkıldı. Kim olsa yıkılırdı. Baba Menderes Gündüz dayanamayıp bazı sözler sarf etmeye başladı. Gündüz kararın verdiği acıyla mahkeme salonunda, “Bu verdiğiniz karar ile katili koruyorsunuz. Oğlumun kanı sizin de elinizde. Siz de yargılanacaksınız ve tutuklanacaksınız” dedi. Bu sözler üzerine Menderes Gündüz hakkında “kamu görevlisine alenen hakaret” suçlamasıyla dava açıldı. Baba Gündüz için açılan dava 10 Mayıs 2022’de görülecek.

menderes_gunduz

Menderes Gündüz, 19 yaşında profesyonel bisikletçi olan oğlu Umut Gündüz’ün faili cezalandırılsın diye mücadele ederken şimdi belki de kendisi ceza alacak. Çünkü adalet topal değil, yatalak bir hasta.

Menderes Gündüz şunları söylüyor, “Oğlumuz Umut’u kaybettikten sonra birçok farklı davalara katıldık. Belirli kişilerle konuştuk. Yaşadıkları süreçleri dinledik. Başta bisiklet ölümleri olmak üzere bu tür ölümlerin nasıl olduğu, ne şekilde önleneceği ile ilgili çok ciddi gözlem ve çalışmalar yaptık. Bu çalışmaları meclisteki özellikle hukukçu milletvekilleri ile paylaştık.”

Gündüz yaşanan cinayetlere kaza süsü verildiğini belirterek, “İş cinayetleri, kadın cinayetleri ve bisikletli cinayetleri gibi oluşan cinayetlere kaza denilerek alt sınırdan cezalar veriliyor. Bu yüzden çoğu kişiye 5 yılın altında cezalar verilerek faillerin hapis yatmaları engelleniyor. Örneğin, Umut’u öldüren kişi 4 yıl 5 ay aldı. Ama ceza 5 yıl altında olduğu için yatmayacak. Ama bana hakaret davasından üst sınırdan ceza verilirse benim yatarım olacak,” diyor.

Gündüz ailesi, Umut’u kaybetmiş olabilir ama umudunu kaybetmedi. Gün be gün mücadelelerini büyütüyorlar. Artık onlar ülkenin dört bir yanını gezerek “kaza değil cinayet” diye bağıracaklar. Faillere etkin cezalar verilmesi için mücadele edecekler.

Umuyoruz ki yatalak durumdaki adaletin iyileşeceği günler gelir. Umuyoruz ki adalet bir gün topallığından bile kurtulur ve koşar. Umut'a ses, adalete sestir.