Aşının çok hızlı biçimde bulunup insanlığın hizmetine sunulmasından daha güzel ne var? Aşının bulunması başka, bulunan aşıların insanlığın geniş kesimlerine ulaşması başka bir iş. Aşıya herkesin ulaşmasında sıkıtılar yaşanmakta, yaşanacak.

Bunların olmaması için düşünceler üretmek, çözüm yolları önermek yerine “İlaç tekelleri acele biçimde aşı ürettiler, bizi öldürecekler, sömürecekler” gibi anlamsız bir yaklaşımla olayı değerlendirmeye kalkınca gülünç duruma düşülmekte. Aşı bir gün önce bulunsa da, tüm dünyada günde on binlerce insanın ölmesi, yoğun bakımlarda acılar içinde kıvranmaları önlense çok daha güzel olur.

Önüne gelen “Aşı buldum” diyerek satışa sunamıyor. Böyle olsa, deniz suyunu tüplere doldurup aşı diye halkına satacak ülkeler çok olur. Aşılar bilim çevrelerinin, Dünya Sağlık Örgütü’nün incelemesinde geçmek zorunda.

Aşıya kuşkuyla yaklaşmak yersiz

Soner Yalçın, 26.11.2020 tarihinde Odatv.com İnternet Gazetesi’nde, “Alelacele keşfin perde arkasında ne var” başlıklı bir yazı yazdı. Bu yazı Sözcü Gazetesi’nde de yayınlandı. Yazısında hızlı bir biçimde Covid-19 aşısının bulunmasıyla ilgili kuşkularını dile getirmekte. Kapitalizmin, ilaç tekellerinin eleştirisini yapması doğal. Bu en doğal hakkı. Bunları biz de eleştiriyoruz. ABD İlaç şirketleri yerden yere vurulurken, Rusya Federasyonu’nun, Çin Halk Cumhuriyeti’nin ilaç şirketlerinin hiç eleştirilmemesi doğal değil. Kara Kutu yapıtında da, sözü edilen yazıda da bu durum net olarak anlaşılmakta.

Soner Yalçın’ın yazısı, araştırmaya dayalı, bilgilendirici, güzel bir yazı. Burada “Kara Kutu – Yüzleşme Vakti” yapıtına da göndermeler var. Hem belirtilen yazıyı, hem Kara Kutu – Yüzleşme Vakti adlı yapıtı okudum. Çok güzel verileri ortaya koyan Soner Yalçın, olaylara belli bir düşünce sisteminin (ideolojinin) etkisinden kurtularak bakmayı başaramıyor ya da başarmak istemiyor. Bu takıntı güzelim çalışmaları, olağanüstü emekleri bilimsellik, yansızlık noktalarından uzaklaştırıyor.

Çin halk Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu buldukları aşıları insanlığa parasız mı dağıtacaklar? Bunlar bu buluşlarından para kazanmayacaklar mı? Kapitalist ülkelerin ilaç devlerinin oynadığı oyunları bunlar hiç oynamıyorlar mı? Şu anda bu ülkelerin yönetimlerinin ABD’den, Batı ülkelerinden daha iyi olduğunu söyleme olanağı var mı?

Düşüne sistemleriyle (ideolojilerle) yaklaşılan hiçbir olaya akılcı, bilimsel önermeler getirme olanağı yok.

Bırakalım 100 yıl önceki bilimsel olanaklarla yapılan çalışmaları, 10 yıl, 1 yıl önce yapılan bilimsel çalışmalar, ilaç bulmayla ilgili bilgilerle, günümüzde yapılan çalışmalar arasında çok büyük farkların olduğu biliniyor. Geçmişe göre bu çalışmalardan elde edilen sonuçların hızı bugünlerle karşılaştırılamayacak durumda.

ABD ilaç devleri, Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu, Almanya Federal Cumhuriyeti ilaç şirketleri aşı buldular, piyasaya sürmek üzereler. Bunları, başka ülkelerde yapılan buluşlar izleyecek. Bu gelişmeler kötü değil. Bunları yalnızca ilaç şirketlerinin para kazanmak için yaptıkları işler olarak değerlendirmek tutarsız bir yaklaşım. Hiçbir ilaç şirketi, hiçbir devler cennete gitmek için, alkış toplamak için ilaç üreterek dünya piyasalarına sürmez. Piyasaya sürülen ilaçların, insanların alım güçleriyle dengeler kurularak satılmaları, her kesimin, herkesin bu ilaçlara ulaşma olanakları sağlanmalı. Tartışılması gereken konu bu.

Acaba Soner Yalçın aşı gediğinde aşı olmayacak mı? Olmayacağını sanmam.

Aşılar herkese ulaşsın, kimse aşısız kalmasın, eşit olanaklarla herkes aşı olabilsin. Bunlar güzel dilekler. Gerçekleşme oranları düşük.

Aşı bir gün önce, bir saat önce bulunsun. İlaç şirketlerinin aşı buluşunun altında şu vardı, Çin Halk Cumhuriyeti’nde bulunan aşının arkasında bu yoktu türünden tartışmaların kimseye yararı yok. Aşının insanlığın hizmetine sunulmasını, en yoksulun bile yararlanacağı bir ilaç olmasını tartışmak gerekmekte.

Haberturk.com İnternet Gazetesi yazarı Kübra Par, 27.11.2020 tarihindeki yazısında, Soner Yalçın için, “…gazeteci şüpheciliğiyle komplo teorisyenliği arasındaki sınırı karıştırmaması lazım çünkü güvenilir bilim insanları özellikle aşı konusundaki iddiaları yüzünden kendisine çok kızıyor” diyerek, “Tıptaki kapitalist hegemonyaya karşı sonuna kadar mücadele edelim tamam ama yaşadığımız bu ağır tablo karşısında kendisinin alternatif çözüm önerisi nedir?” diye soruyor.

Uluslararası ilaç tekellerinin insanlığın üzerinden korkunç paralar kazandıkları bir gerçek. Kazançlarını azaltmamak, artırmak için türlü oyunlar kurguladıkları ileri sürülen önemli savlar arasında. Bunlardan ilaçları alarak halklarına korkunç bedellerle satan devletlerin büyük paralar kazanmaları, işin bir başka boyutu. Günümüz dünyasında insanların ortalama yaşam sürelerinin 90 yaşın üstüne çıkmasının en temel etkenlerinden biri, tıp alanında yapılan gelişmeler, ilaç üreticilerinin ürettikleri ilaçlar.

Bulunan aşıların fiyatlandırılmasına, bundan kazanç sağlanıp sağlanmasına yönelik bilgilerin artırılması, eleştirilerin yapılması, olması gereken bir gelişme. Bunların yanında, aşının, üretilen ilaçların niteliğine (kalitesine), insanlığa yararlılık düzeylerine, herkese nasıl ulaşacağına bakmak daha akılcı bir yol diye düşünüyoruz.