AKP, Erdoğan kamuoyu yoklamalarında giderek düşüşe geçtiklerini gördükleri, özellikle Devlet Bahçeli bittiğini, bir kez daha TBMM’ne girme olanağı bulamayacağını anladıkları için, seçim yasalarıyla oynamaya koyuldular. Yurttaşların oyların, sevgileriyle seçilme olanakları kalmayınca, türlü oyunlarla yönetimde kalma çabasına girişmekteler. AKP-MHP seçim işbirliğiyle ilgili uzlaşının yasalaşmasına çalışılmakta. Bu “çıkar uzlaşması”, kamuoyuna, tüm dünyaya, büyük yalanlarla, “halk uzlaşması” olarak sunulmakta.

“Cumhur ittifakı”, “Halk anlaşması, bağlaşması, oybirliği” gibi anlamlar taşımakta. AKP-MHP arasında yapılan anlaşma, bu anlamların tersine, halkın yararına değil, zararına işleyecek bir anlaşma. Can çekişen demokratik kırıntıları iyice bitirecek. Göstermelik seçimlerle, 4-5 yılda bir sıradanlaşmış seçme-seçilme oyunu bile işlemez duruma gelecek. Halkın seçeceği kişilere yetki vermek anlamına gelen “Temsili Demokrasi” işlemez duruma düşecek.

Ülkeyi seçilen Milletvekillerini değil, seçilen tek kişide yansıması görülecek devletin bürokratik güçlerinin yöneteceği bir sistemin kurulmasına çalışılmakta. Oylar bunun için kullanılacak. Toplumun dokusunu oluşturan kesimlerin çoklu akılları, değişik istekleri, tek gücün eline, isteğine terk edilmiş olacak. Bu yapı değişikliğinin sorumluluğu çok büyük. Sonuçlarının çok acı olacağı açık.

Temsili Demokrasi, halkın tüm kesimlerinin seçme-seçilme süreçlerine katılmasıyla yaşama geçebilir. Uygulanan seçimlerde uygulanan %10 engeli, halkın %10’unun oylarını geçersiz saymaktadır. Yasalaştırılması düşünülen düzenlemeyle, bu durum iyice kötüleşecek.

TBMM’de çoğunluğu sağlamış olmak, yurttaşların oylarının seçimlere yansıdığını göstermemekte.

AKP-MHP oyları, milyonlarca yurttaşın oylarını geçersizleştiren seçim sistemiyle oluşmuş oylar. AKP-MHP Milletvekilleri seçimlerde %10 barajı, kamu olanaklarını ölçüsüz biçimde kullanarak yapılan iç ve dış tanıtımlar, savaş, yıldırma, kamuoyunun bilincini saptırma girişimleriyle noktalanan süreç sonunda oluşan sayılar. Bu sayılar ülke insanının içtenlikle, özgür koşullarda yaptığı seçimlerle oluşan oyları yansıtmaktan uzak. Bu yüzden AKP-MHP Milletvekili sayılarının TBMM’de çoğunluk sağlamış olması, halkın isteğinin TBMM’ne yansıdığını göstermekten uzak. “Doğrudan Demokrasi”ye geçişin önünü tıkayan, ancak kendi sorunlarını çözerek demokratik yönetim aşamasına gelemeyen “Temsili Demokrasi” bile işlemez duruma gelecek. Bu gidiş, demokratikleşme sürecinin yok edilmeye çalışıldığının göstergesi. İleriye değil, geriye, çağdaşlığa değil, çağdışılığa gidişin adımları. Tek kişi yönetiminin, yolsuzlukların, evrensel hukuk kurallarının yerle bir edilmesine doğru gidişin sızan ışıkları.

İki ya da daha çok siyasal yapı işbirliği yaparak seçimlere gidebilir. Ülke yönetiminde etkin bir almak isteyebilir. Bu birliktelik, geniş halk yığınlarının yararına olursa sorun yok. Zararına sonuçlar doğuracaksa, gelecek karanlık demektir. AKP-MHP uzlaşmasıyla gidilecek seçimlerden, bize göre, geniş halk yığınlarının yararı olmayacak, gelecekleri karartılacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a başkanlık seçiminde vereceği destek karşılığında, MHP’nin de parlamentoya girmesini güvence altına alınmakta. Bu birliktelik % 3-5 oy alacak MHP çekirdek yapısı Milletvekili seçilerek TBMM’ne girecek, baraj ve yapılacak oyunlarla %12-15 oy alanlar seçilemeyecekler. Bu temsilde eşitsizliği, toplumsal sıkıntıları, seçimlere güvensizliği artıracak.

Kazanamama korkusunun, hileli yollara başvurmanın nedeni olduğunu yığınlara anlatmak gerekmekte. Kazanacaklarından kuşkuları olmasa bu yollara başvurmazlardı.

Yürürlüğe konulmak istenen, Seçim Yasasına karşı durmak, bunun için sokaklarda yığınsal tepki oluşturmak gerekmez mi?

AKP-MHP dışında kalan tüm partilerden ve geniş yurttaş kesimlerinden demokratik ve çoğulcu bir ortak yaşam isteği dillendirilmeli.