İnterpol’ün İstanbul’da bulunan Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el-Haşimi hakkında çıkardığı ‘kırmızı bülten’in Türkiye açısından hukuki bir bağlayıcılığı yok.
Daha doğrusu, ‘var ama yok’. İnterpol, 190 ülkeye gönderdiği kırmızı bültenle, terörizmle suçlanan Iraklı Sünni liderin ‘bulunması ve tutuklanmasında yardım’ talep ediyor. Mecburiyet yok. İnterpol’le işbirliğine değer veren Ankara, bu zamana kadar bu tarz talepleri dikkate aldı. Ancak uluslararası hukukta bu talebe cevap vermemesinin herhangi bir yaptırımı yok.
Ankara da, birkaç ay önce Bağdat’tan gönderilen resmi ‘iade’ talebinde olduğu gibi, İnterpol bültenini de görmezden gelecek.
Görüştüğüm yetkililer, Haşimi’yle ilgili terör suçlamasının Bağdat’taki ‘siyasi’ bir hesaplaşmanın ürünü olduğunu, Iraklı politikacının istediği müddetçe Türkiye’de kalabileceğini söyledi. Ne zaman döneceğine ‘kendi özgür iradesiyle’ karar vereceğini söylediler.
Görüştüğüm bir güvenlik yetkilisi ise, halihazırda Irak’ta yaşadığı bilinen üst düzey PKK yöneticileriyle ilgili de bir dizi İnterpol’un kırmızı bültenle arama emri olduğunu hatırlatarak, Irak hükümetinin Kandil’de yaşayan bu isimleri Türkiye’ye teslim etmek için şu zamana kadar herhangi bir girişimde bulunmadığını hatırlattı.

Türkiye’nin umudu sandıkta
Türkiye’nin umudu, ya da ‘oyun planı’, Irak’ta Kürtler, laikler, Sünniler ve ılımlı Şiilerden oluşan bir koalisyonun şekillenerek önümüzdeki seçim döneminde Ankara’nın yaka silktiği Başbakan Nuri el Maliki’yi sandıkta devirmesi.
Öyle görünüyor ki, o zamana kadar Tarık el-Haşimi’nin İstanbul’daki misafirliği devam edecek.
Haşimi aralık ayında Bağdat’tan ayrıldıktan sonra bir süre Kuzey Irak’ta kalmış, ardından da özel bir uçakla Katar ve Suudi Arabistan’ı ziyaret ettikten sonra geçen ay İstanbul’a gelmişti.
Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı, ailesi ve yakın korumalarıyla birlikte, Başakşehir’de, belediyeye ait bir misafir evinde yaşıyor; hem İstanbul polisi, hem de Başbakanlık’a bağlı koruma timi tarafından titizlikle korunuyor.
İnterpol bülteni, dün İstanbul’da bulunan Iraklı siyasetçinin tutuklanmasına neden olmasa da, önümüzdeki dönemde planladığı İngiltere ve diğer yurtdışı gezilerini iptal etmesine neden olacak gibi gözüküyor. Haşimi’nin bundan sonra Türkiye dışında atacağı her adımda tutuklanma riski var.

Ankara’yı yalnızlaştıracak
İnterpol bülteni, Bağdat’la ipleri zaten koparma noktasına gelen Ankara’yı diplomatik anlamda zora sokmuyor; ancak Irak’la ilgili vizyonunda belli oranda ‘yalnızlaşıyor’. Neden? Çünkü İnterpol, aynı IMF gibi, bağımsız olsa da ABD’nin sesinin gür çıktığı bir kurum. İnterpol bülteninin bir biçimde ABD’nin desteği olmadan çıkması, teknik olarak mümkün olsa da siyaseten zor. Kararda ABD’nin parmak izleri olmasa da tasarrufu olduğunu varsayabiliriz.
Bu da bir kez daha Irak konusunda Washington ve Ankara’nın farklı düşündüğünün göstergesi. Washington başından beri Haşimi olayında Ankara’nın istediği tepkiyi vermedi, Maliki’ye yönelik tavır almaktan çekindi. Geçen ay İstanbul’da görüştüğüm Haşimi, Bağdat’tan ayrıldığından bu yana kendisini arayan herhangi bir ABD’li yetkili olmadığını söylemişti. Bu son İnterpol olayında da da, Washington dolaylı yoldan hala Irak Başbakanı Maliki’yi desteklediğini göstermiş oldu...