Dün Van’da büyük bir deprem oldu.

Deprem Van’da oldu ama bütün Türkiye altında kaldık.

Kandilli depremin şiddetini uzun süre 6,6 olarak verdi. Böylece herkesin depremin şiddeti ve etkileri konusundaki algısı buna göre şekillendi. Alarm ve hazırlık düzeyi buna göre belirlendi. Uzun süre depremin orta düzeyde olduğu yönünde bilgiler geçildi. Saatler sonra depremin 7,2 şiddetinde olduğu anlaşılabildi.

Deprem tehlikesi altında olan ve her an şiddetli depremler bekleyen bir ülke olarak, depreme ne kadar hazırlıklı olduğumuzu daha buradan gösterdik.

Devlet ise 7,2’ye rağmen işi bir türlü çok ciddiye almadı. Belki de depremin Van'da olmasından. Çünkü, zaten halkın önemli bir bölümü bunu "ilahi adalet" olarak yorumlayıp kutlamaktaydı.

Bütün dünyadan yardım etme teklifi bulunulduğu halde sadece Azerbaycan, İran ve Bulgaristan ekiplerine izin verildi. Çünkü Başbakan’a göre, Türkiye bu felaketin üstesinden gelebilecek kapasitedeymiş. Oysa ekranlarda bile görünüyordu. Sokaklarda yetkili, görevli, uzman, kurtarma ekibi vb görmek çok zor. Hala kurtarma ekiplerine ihtiyaç var. Ve ayrıca hala çok şiddetli artçı sarsıntılar devam ediyor.

Başbakan’ın hizaya soktuğu ve günlerdir bir tek eline bayrak alıp cepheye koşmadığı kalan, ama muhabirlerine siperlerden canlı bağlantılar yaptıran SHOW TV’nin Ali Kırca’sının Van’dan canlı bağlandığı muhabiri dakikalarca canlı yayında vatandaşların kurtarma çalışmalarını kendilerinin yaptığını, yıkılan bina sayısı çok olmamasına rağmen, binalarda kurtarma ekibi olmadığını, halkın kendi çabalarıyla kurtarma girişiminde bulunduğunu ekrana getirdi.

Bütün canlı yayınlarda buna herkes tanık oldu zaten.

Başbakan ise geç saatlerde Van’a geldi ve gece 00.00’dan sonra açıklama yaptı. Açıklamasında “Hamdolsun yaralılar kısa süre önce açılışını yaptığımız Van Devlet Hastanesi’nde tedavi ediliyorlar” diyerek, o ortamda, o saatte bile propaganda yapmaya çalışmaktan geri duramadı. Kendini tutamadı. O kadar hizmet aşkıyla yanıp tutuşuyordu.

Ardından basını uyarmayı ihmal etmedi. Panikleyen insanlarımızı ekrana getirmek, insanlarda ‘ne oluyor, bu insanlar sahipsiz mi?’ sorusunu akla getirir, dedi. Yayınlarınıza dikkat edin, dedi. Başbakanın uyarısından sonra televizyonlar kurtarma çalışmalarının yapıldığı, profesyonel ekiplerin olduğu, aydınlatma yapılmış bir yere yoğunlaşarak sadece oradan yayın yapmaya başladılar.

Hükümet işi ciddiye almasa da şimdiden 140’ın üzerinde ölüm var.

Enkazların kalkmasıyla bu sayı daha da yükselecek görünüyor.

İş işten geçtikten sonra, “Ne kadar büyük deprem olmuş” denilecek.

Ancak, biz bu depremde sadece canlarımızı, kardeşlerimizi kaybetmedik.

Vicdanımızı, onurumuzu, insanlığımızı da kaybettik.

Deprem olduğu sırada ellerinde bayraklarla ırkçı eylemler yapmakta olanlar haberi alınca kutlamalar yaptılar. Gece boyunca da depreme destek toplamakla uğraşan İzmir, Ümraniye gibi çeşitli BDP örgütlerinin etrafını sarıp taşladılar.

Bazı vatansever Türklerin, Twitter’da paylaştıkları düşüncelerden bazıları şöyleydi:

@JeLiBoNss : vanda deprem kürtlere ölüm amk cocukları geberin amk size su veren devlet su işleri başkanının da amk

@ugurakyay : Ilahi adalet diye bisey var dimi? Bu ibneler aylardir bizim evlatlarimiz sehit oldukca sevinmediler mi?vatan topragi ama uzulmedim hic...

@BetuulOzkan : Depreme hiç üzülmedim işim yokta ölen kürtleremi üzülücem. Şehit hakkı bu ee etme bulma dünyası şekerim :)

@selentox : Ilahi adalet..Biz veremiyoruz cezalarini ama ALLAH veriyor..! Beter olsunlar hic üzülmedim

Haber sitelerindeki depreme ilişkin ırkçı yorumlardan bazıları da şöyleydi:

-hakkari ve sirnak topragin altina gomulmustur umarim.

-inşallah daha büyük şiddetle olur taş üstünde taş kalmaz!

-beter olsun yerle bir olsun allahın gazabı..

-allahın sopası yokk beter olun!

-askerler dikkat etsin, yardim edicem diye sehit olmazsinlar?

-beş kuruş yardım yaparsam ellerim kırılsın.

-allahım sen çok büyüksün bu daha uyarı.

-allah iste boyle vurur rabbim sana sukurler olsun.

-ohhh, serinledim biraz.

-ayyy çok sevindim bak inşallah biraz vatan hainlerini temizler.

-allah diyarbakirada nasip eder insallah..

-valla yerle bir olsa beş kuruş vermem. van'lıya para göndereceğime sokak köpeklerine mama alır yediririm. hiç olmazsa ihanet etmez.

Habertürk spikeri Duygu Canbaş, Van haberini canlı olarak verirken şöyle girdi cümlesine: “…Başka bir acı haberle sarsıldı tüm Türkiye, her ne kadar doğusundan, Van’dan gelmiş olsa da bu haber, hepimizi gerçekten derinden sarstı ve üzdü”

"Her ne kadar doğusundan, Van’dan gelmiş olsa da"

İşte bilinç altı böyle. Görev gereği deprem acısı haberi yapıyor, ama içinden bunları geçiriyor...

Dahası çok da, bu kadarı yeter sanırım…

Peki biz bu kadar utançla nasıl yaşayacağız?

Geçmişimizdeki utanç sayfalarıyla yüzleşememişken, Kürtlere, Alevilere, Ermenilere, Hristiyanlara yaptığımız zulümlerin hesabını verememişken, gözaltında kayıplar, toplu mezarlar, faili meçhuller, darbelerle dolu bir tarih yazmışken, nasıl böyle yeni yeni ayıplar biriktiriyoruz?

Bu kadar utancı nereye sığdıracağız?

Hangi tarih kaldırabilir bunca rezilliği?

Hangi bellek?

Van depreminde bir kez daha yerle bir olan vicdanımızı onarmak nasıl mümkün olacak?