"Kurtuluş Savaşı sırasında verdiği destansı mücadeleyle büyük kahramanlık gösteren Şanlıurfa'ya İstiklal Madalyası verilecek. Teklif, AK Parti, CHP, HDP ve MHP'li bütün milletvekillerinin oylarıyla oybirliği ile kabul edildi." (HÜRRİYET)

Bir taraftan tecavüz sonrası 'Hepimiz Ensar'ız denilerek kapatılmaya çalışılan bir toplu tecavüz olayına Altan Tan gibi biri çıkıp sözde aile bakanının dediğini onaylar ve hükümeti temize çeken bir çıkış ile bir kereden bir şey olmaz korosuna HDP içerisinden dahil olarak, tecavüzü normalleştirirken, hükümeti rahatlatan bir adımın sahibi olmuştur.

Tam bu salaklığın gürültüsünün orta yerinde, hem de Türkiye devleti ve hükümeti Kürdistan'a işgal hareketi başlatmış, daha önce tartışılmış ve olmaz denilen yeni Sri Lanka katliamı gerçekleşirken bu Urfa'ya istiklal madalyası neyin nesi oluyor. Hadi Türk devleti ve bugün iyice faşizmi azıya almış hükümeti anlıyorum. Onlar için işbirlikçi-korucu şehir işgalini meşrulaştırmak için çok önemli de peki size ne oluyor HDP, bu nasıl bir aymazlık, daha önce birinci meclis çıkışı ile ne kadar Gayri-Müslüm ve farklılık varsa incitmiştiniz.

Şimdi de Kürt halkına katliamın orta yerinde Urfa'ya istiklal madalyası komedisi HDP ve bu zihniyetin İttihatçılık ve Kemalizmle hesaplaşmasını iyi yapmadığını da bize gösteriyor. Bu faşist inkarcı katliamcı devletin birinci ya da onuncu meclisi de aynıdır, aralarında hiç bir fark yoktur. Bugün var olan meclis Türkiye ve Kürdistan'da halklar ve diğer inançlar için nasıl katliam ve inkarın devamı ise sürekli övüle bitirilemeyen birinci meclis de aynen öyleydi.

Kemalizm ile faşizm ile iyi hesaplaşılmadığında kurban katliamcısına aşık olurmuş, bugün yaşadığımız maalesef tam böylesi bir süreçtir. Kurtuluş tarihi olarak ya da onların dediği gibi anti emperyalist dönem dedikleri 1919-23 (bir kaç yıl önce ya da bir kaç yıl sonrası ) arası ise o tarih de neler olduğuna ve sonuçlarına iyi bakın o zaman bugün o dönem için sağa sola madalyalar dağıtanların, ne için madalya dağıttığını görürsünüz.

Bre aymazlar o gün o dönemler de azılı İttihatçılar ve Kemalistler'in kurtulduk diye yaygarasını kopardıkları ve bu yüzden her fırsatta dağıttığı madalyalar bizim Rumların, Ermenilerin, Süryani ve Asurilerin yokluğu üzerinedir o gün bizden bu günde sizden kurtulmaya çalışıyorlar ve siz bu durumu teşhir edip, karşısında duracağınıza Ensar rezaletinde Altan Tan'ın o kabul edilemez tavrının devamcısı oldunuz.

HDP artık gerçekten bir karar vermeli, ya celladına sevdalı, zor dönemlerinde ona omuz veren sistem partisi mi olacak. Yoksa gerçekten geçmiş ile düzgün şekilde hesaplanıp, halkların ve inançların haklarını savunan parti mi olacak. HDP'nin kongresinin yaklaştığı bu dönemde mutlaka bu sorulara doğru cevap aranmalı ve yola öyle devam edilmeli diye düşünüyorum.

Hürriyetin verdiği o haber ve sözde istiklal madalyası için verdiğiniz onay ne anlama mı geliyor. Hükümetin ve devletin hunharca Kürt halkına giriştiği katliamları HDP'nin onayladığını, bununla da yetinmeyip geçmiş tüm katliamları da kabul ettiğiniz anlamına gelir, siz yok öyle değil böyle deseniz de ifade ettiği şey bu kadar açık ve nettir.

19 Mayıs Pontos soykırımın yıl dönümü yaklaşırken HDP'nin böylesi ırkçı ve şoven bir politikanın parçası olması bizi çok üzmüştür. Daha önce de yaşanan benzeri ve bizi yaralayan çıkışlar yüzünden HDP'nin politikalarına, izlediği ikircikli siyaset tavrına karşı giderilmesi gereken kaygılarımız ortaya çıkmıştır. Umarız HDP bu haklı kaygılarımızı giderecek adımlar atar ve bu inkarcı ve katliamcı devlet ve hükümetin ekmeğine bir kere daha yağ ya sa bal sürmekten vaz geçer.