3 Ağustos 2014 Şengalli Ezidi Kürtlere soykırım günü olarak kabul edilmelidir. Ezidi Kürt halkının yaşadığı bu korkunç soykırımın yıl dönümü için İHD bir bildiri yayınladı. Yayınlanan bildirideki "BM İnsan Hakları Konseyi’nin Haziran 2016’da Êzidî halkına yönelik 2014’te gerçekleştirilen DAİŞ saldırısını soykırım olarak kabul ve ilan etmesi önemli bir gelişme olmuştur. Bu vesile ile başta Türkiye olmak üzere tüm ülkeleri, Êzidîlere yönelik DAİŞ saldırısını soykırım olarak tanımaya ve Êzidî halkının kendini savunma hakkına saygı göstermeye davet ediyoruz” çağrısının altına olduğu gibi imzamı koyuyor ve tüm devletleri bu soykırımı tanımaya ve gereğini yapmaya çağırıyorum. Ayrıca hem hukukun gereği, hem de ibret olsun diye uluslararası savaş mahkemeleri aracılığıyla Işid canilerine yardım eden devletler de dahil hepsi ortaya çıkarılmalı ve teşhir edilmeli, gerekli cezalar verilmelidir.

Ezidi halkı için soykırım süreci başladığında bizler Roboski'deydik. Bu anlamıyla yaşadığımız bir tanıklığı bu yıl dönümü dolayısıyla sizlerle paylaşmak isterim. Türkiye devleti sınırını Şengalli Ezidi Kürtlerine kapatınca, Güney Kürdistan'dan gelen binlerce Ezidi Kürdünü Roboski dağlarından geçirerek bu tarafa getirmiştik. Neler görmedik ki ama en korkuncu yorgunluktan ölen insanlarla karşılaştık.

Öyle korkunç hikayeler dinledik ki, bir kalp buna nasıl dayanır dedik. Ama her şeyi içimize atıp, elimizden gelenin en iyisini yapmaya ve ne kadar olabiliyorsa, gelenlere moral olmaya çalıştık. O günlerde Roboski köyü sakinleri dahil Uludere, Şırnak halkı bir vücut olmuş ve Işid katliamından kaçan Ezidi Kürtleri için elimizden ne geliyorsa yapmıştık.

O günlerde de soykırımdan kaçmak isteyen Ezidi Kürtlerine sınırlar kapatılırken, başka bölgelerde medya desteği ile, büyük büyük kamplar açılıyor ve Suriyeli Araplar oraya davet ediliyordu devlet yetkilileri tarafından. Biz unutsak dünya unutmayacak Türkiye devletinin bu soykırımdaki rolünü, barbarlığını, iki yüzlülüğünü.

Sadece Roboski'de bile askerlerin şahsında devletin Ezidi Kürtlerine bakışı özetlenebilir Gümrük kapısını söz vermesine rağmen açmayan Türkiye devleti yüzünden Ezidi Kürtleri yaşamlarını kurtarmak için adeta ölüm yolculuğuna başladılar. Öyle diyorum çünkü bizler yani yüzlerce sivil bölgede olmamıza rağmen cani Işid'den kaçmak için başka yolları kalmayan ve Işid'den kaçarken başka başka ölümleri göze alıp dağlara kendilerini vuran, ve bu uğurda adeta ölüm yürüyüşü yaparak bu tarafa geçmek isteyen Şengalli Ezidi Kürtlerine karşı askerlerin nasil silah kullandığını, acımasızca ölümle burun buruna yaşayan insanları gazlara boğduğunu ve insanların bu durum karşısındaki korkusunu size anlatacak kelime bulamıyorum. İnanın bu zulmü biz unutsak dünya unutmayacak.

Yazımı tamamlarken İHD'nin aynı bildirisinde Êzidîleri Kurtarma Ofisi’nin, Temmuz 2019 itibariyle kurtarılan Êzidîlerle ilgili paylaştığı verileri sizlere aktarmak istiyorum. Bu verilere göre, Irak’ta yaşayan Êzidî sayısı 550 bin, DAİŞ saldırısı nedeniyle göç etmek zorunda kalan Êzidî sayısı 360 bin. Şengal’e saldırının düzenlendiği ilk günden bu yana yaşamını yitirenlerin sayısı bin 293, babasız kalan çocuk sayısı 2 bin 745, kaçırılanların sayısı 6 bin 417, kurtarılanların sayısı 3 bin 509. Verilerden görüleceği üzere Işid canilerinin elinde binlerce kadın esir durumunda. Ezidi toplumu kendini korumazsa bu sonuç çok daha vahim olabilirdi. BM dâhil uluslararası kamuoyu bu zamana kadar soykırımı izleyip bazı kararlar çıkarmak dışında bir şey yapmadı. Şimdi aktif şekilde çalışıp Işid'in elindeki başta esir edilmiş kadınlar olmak üzere tüm esirlerin kurtarılması için çaba sarf etmeye çağırıyorum.

Bu yazı vesileyle Ezidi Kürtlerine yapılan soykırımı, bu soykırımı seyrederek soykırıma dahil olanları şiddetle kınıyorum. Soykırım sürecinde yaşamlarını yitirmiş canlarımızı bir kere daha saygıyla anıyorum. Bu soykırımı, bu yapılanları, 73. Fermanı biz unutsak Dünya unutmaz.

#EzidiKürtlerineYapılanSoykırımKabulEdilsin