Bu hafta gösterime girmesi beklenen yabancı filmlerden Die Hard serisinin en son örneği ve bir fantastik yapım için derleme bir şeyler yaptık.

John Moore tarafından yönetilen Skip Woods tarafından senaryosu yazılan başrolde serinin de en önemli oyuncusu Bruce Willis’in yer aldığı “Zor Ölüm: Güzel Bir Gün Ölmek İçin”de (Die Hard) Willis’i baba rolünde izleyeceğiz.

Oğlunu kurtarmak için Moskova’ya giden John McClane rolündeki Willis’in oğlunu Jai Courtney canlandırıyor.

Zor Ölüm serisinin 5. filmi olan Güzel Bir Gün Ölmek İçin filminin yapım öncesi hazırlıkları 2011 Eylül’ünde yapımı ise 2012 Nisan ayında başladı. Filmin ağırlıklı çekimleri Budapeşte’de yapıldı (Macaristan).

 “Dolby Atmos Surround Mixing” diye bir tekniğin (ne olduğuna dair fikrim yok) ilk kez kullanıldığı serinin bu sön filmi IMAX salonlarında gösterim şansı bulan ilk Die Hard filmi de oldu.

2010 yılında duyurusu yapılan film için senaryo yazarı olarak X-Men Origine-Wolverine ve The A Team filmlerini yaratan Skip Woods ismi açıklanırken yönetmenliğe düşünülen ilk isim ise Noam Murro oldu. Fakat Murro 300: Rise of an Empire çekimleri için ekipten ayrılınca John Moore yönetmenliği üstlendi.

Filmin önceleri The Die Hard 24/7 olarak adlandırıldığı iddia edildi. Efsanevi dizi ‘24’e alternatif ve onu geride bırakacak bir yapım olarak tasarlandığı hatta Bruce Willis’in canlandırdığı McClane rolünü dizideki Jack Bauer rolünün yeni yorumu olacağı spekülasyonları Die Hard yapımcıları tarafından yalanlandı. Filmin adı da A Good Day to Die Hard olarak duyuruldu zira.

1988’de genç oyuncuyken perdeyi dolduran Bruce Willis’e serinin değişmez rolünü veren film Willlis’i 25 yıl sonra ajan babası polis rolünde tekrar oynatacak. Her biri farklı isimlerce yönetilen serinin 5 filminden en kısa olanı olarak bu hafta gösterime girecek film, türün sadık takipçilerini olduğu kadar yeni kuşağı da etkileyecek gibi.

‘GÜZEL YARATIKLAR’ (BEAUTİFUL CREATURES)

Ve.. Sevgililer Günü’nde gösterime girmesi beklenen ‘Güzel Yaratıklar’ (Beautiful Creatures) fantastik ve duygusal bir sinema keyfi sunacak türden.

Kami Garcia ve Margaret Stohl’un aynı adlı romanından uyarlanan film Richard LaGravenese tarafından yönetildi. Emma Thompson’un yanı sıra Emmy Rossum, Jeremy Irons’ın rol aldığı yapım Warner Bross portföyündeki yerini aldı.

Sıkıntıdan patladığı küçük kasabasından kaçmanın yollarını arayan Ethan’ın kasabaya yeni yerleşen Lena’ya aşık olması üzerine gelişen olayları anlatan film söylendiği gibi gösterime girerse Sevgililer Günü’nden itibaren hayli ilgi çekecektir.