Sözcü gazetesi ırkçı şovenist yayın anlayışına son hızla devam ediyor. Suriye ve Rojava' da El Kaide teröristlerin faaliyetlerinin sonlandırma çabası için biraraya gelen Rusya dış işleri bakan yardımcısı ile PYD yöneticilerinin bir araya gelmesini, Kürdistan kuruluyor ve bu işin sorumlusu AKP'dir diye gören, manşetine bu şekilde taşıyan Sözcü gazetesi yeni bir nefret söylemine de ayrıca yine imza atmış, artık sözcü gazetesi için söylenecek tek kelime yok.

Bu gazetenin yayın anlayışı ile, 'Katil Rusya' diye alanlara çıkıp, Işid ve El Kaide örgütüne karşı mücadele eden Rusya’yı protesto eden AKP ye bağlı sözde sivil toplum örgütlerinden farkını gören varsa beri gelsin. Bir insanın gözünü ırkçılık hastalığı büyüyünce, böyle ortaklaşmalar da maalesef normal oluyor.

Daha önce de Ulusalcı ve şovenist yazarların yaptığı kampanyayı manşetine Teröre hayır, kardeşliğe evet, Mehmetçiğe destek diye taşımıştı. Her fırsatta AKP ve Recep Tayyip Erdoğan karşıtı çabalar içerisinde olan Sözcü gazetesinin Kürt sorunu olunca AKP’nin değirmenine hiç düşünmeden su taşıdığı dikkatlerden kaçmıyor.

Bu faşizm hastalığını bir hat olarak düşünün ve mesele Kürt sorunu olduğunda bu hatta paralel yürüyenler bol oluyor. Daha önce de bu çapsız aydınlar ve bunların servis gazetesi Sözcü gibi benzer adımlar atanlar olmadı mı? Bu gösterişli şovenizmi teşvik eden adımlar , bu gösterişli aydınların partisi CHP'den gelmişti. Son dönem de yine öyle gizli saklı olmaz diyerek çözüm sürecinin yeri meclis, muhatabı ise legal alanlar diyerek CHP Kürt sorununa ilişkin bir çıkış yapmıştı.

7 haziran sonrası AKP’nin ihtiyaçlarına bağlı olarak Kürt halkına karşı savaş başlatıldı. Her fırsatta demagojiye sarılan CHP AKP'nin başlatmış olduğu bu savaşı sonlandırmak için nerede ise hiç bir adım ataması çok dikkat çekiciydi. Hatta adım atmayı bir yana koyun, Kürt halkına karşı devlet ne zaman savaş için onay istese, CHP her zaman o desteği sunmakta gecikmemiştir. Işid ile mücadele adı altında Hükümetin Rojava’yı işgal etmek için istediği tezkereye gözü kapalı evet demiştir. Sözde açıklamalara geldiğin de mangal da kül bırakmayanlar, iş pratiğe gelince klasik inkarcı ve savaşçı destekçisi partiye geri dönü veriyor. O zaman da yapılan açıklamaların tümü bir demagojiyi geçemiyor. Sonra klasik devlet söylemi olan toplumsal hareketleri Terörist görme, kardeşliği de Mehmetçiğe verilen destekle bir tutma yanlışlığına düşüveriyorsun

Bu hal böyle olunca halklara savaş açan hükümetin paraleli de maalesef bol oluyor. Rehberi şovenist ve faşist söylemleri devlet politikası olan CHP olan tüm herkesin varacağı yer halklar düşmanlığıdır.

5 Haziran, 25 Haziran, 20 Temmuz, 10 Ekim, bugün Ankara'da barış istemine yapılan katliamların da sorumlusu ve failleri arasına adınızı yazdırmış oluyorsunuz.

Kürt halkına karşı savaşa destek verdiğinizde neyi desteklediğinizi, ne için imza verdiğinizi, neye sayfalarınızı açtığınızı, siyasi politik olarak neyin sorumlusu olduğunuzu anlayabiliyor musunuz?. Bu politikalara bilerek ya da bilmeyerek alet olan sizler katilsiniz unutmayın, şimdi yaptıklarınızla övünün.