E bravo, ne diyeyim.

Seçimler yaklaşırken gittikçe daha çok gerginleşen, kafasındaki “başkanlık” hayaline takılıp yaptığı tuhaf açıklamalarla gerginlikler yaratan, Milli Güvenlik Kurulu ağzıyla konuşup Kürtleri, içki konuşmalarıyla baskı altında kalmadan yaşamak isteyenleri, Avrupa’ya sırtını dönerek gerçek bir demokrasi arzulayanları, gereksiz kavgalarıyla huzurlu bir ortam arayan Anadolu muhafazakârlarını kızdıran Başbakan Erdoğan’ı bir anda yeniden bir “demokrasi kahramanına” dönüştürebilmek az başarı değil.

Kılıçdaroğlu’nu bu büyük başarısından dolayı ne kadar kutlasak azdır.

Seçimdeki rakibine böylesine büyük bir imkân tanıyan siyasetçiye herhalde pek sık rastlanmaz.

Kalktı “Nerede Ergenekon, gösterin ben de üye olacağım” dedi.

Ergenekon’a üye olmak isteyen bir ana muhalefet partisi lideri.

Başbakan Erdoğan da ona dün unutulmaz bir cevap verdi.


“‘Nerede, gösterin bana gideyim üye olayım’ diyor; git Danıştay’ın ikinci dairesine, orada gör. Yeri orada! Diyarbakır’ın karanlık sokaklarına git, bir gece vakti, ensesine kurşun sıkılanların izinde aradığını bulursun! Çorum’a git, Sivas’a git, Kahramanmaraş’a git, Gazi Mahallesi’ne git, kanlı 1 Mayıs’ın yaşandığı Taksim Meydanı’na git, oralarda, aradığının izlerini bulursun. Orada zaten onların üye kayıt büroları var. Hemen orada seni kaydederler. Ne diyeyim ben buna! Hiçbirini yapamıyorsan Dersim’e git!”

Var mı Erdoğan’ın bu sözlerine verecek bir cevabı olan?

Danıştay cinayetini sahiplenecek olan var mı?

Diyarbakır’da adamları öldürenleri savunacak biri var mı?

Çorum’da, Sivas’ta, Kahramanmaraş’ta, Gazi Mahallesi’nde yaşananların büyük kışkırtma operasyonları sonucu gerçekleşmediğini iddia edecek kimse var mı?

Kanlı 1 Mayıs’ta yaşananların bir “çete” işi olmadığını söyleyecek kimse var mı?

Bir Erdoğan’a bakın, bir Kılıçdaroğlu’na...

Bunların hangisi muhalif?

Devletin işlediği suçların arkasında bulunan Ergenekon’a “üye olmak” isteyen Kılıçdaroğlu mu?

Yoksa bu suçların üstüne giden, suikastlara uğrayanlara sahip çıkan Erdoğan mı?

Kılıçdaroğlu da, CHP yönetimi de hiç anlamıyor; bu millet “devletin ceberutluğuna, suç işleme özgürlüğüne, insanları öldürmesine, ezmesine, fikirlerine, inançlarına müdahale etmesine, kanlı kıyımlar yapmasına” muhaliftir.

Kim devletin suçlarına karşı çıkarsa, milletin muhalefetiyle denk düşer ve seçimi kazanır.

Erdoğan da kazanacak.

Ergenekon’a üye olmak isteyen bir partiyle, Danıştay cinayetine, Çorum’da, Sivas’ta, Kahramanmaraş’ta, Gazi’de yaşananlara karşı çıkan, Diyarbakır’da öldürülenleri hatırlatan bir parti arasında seçim yapmak zorunda kaldığınızda kimi seçersiniz?

Gazi Mahallesi’nde insanları öldüren bir çeteye katılmak isteyeni mi, o cinayetlere karşı çıkanı mı?

Kılıçdaroğlu, Ergenekonculuğuyla sadece Erdoğan’ı “kahramanlaştırmıyor”, aynı zamanda gerçek bir muhalefetin de önünü kesiyor.

CHP, cinayetler işleyen bir çeteyi sahiplenince, insanlar korkudan Erdoğan’a ve AKP’ye sığınıyor.

Erdoğan’ın hataları önemsizleşiyor.

Avrupa Birliği’ne arkasını dönmesi, Kıbrıs’ta statükoyu sahiplenmesi, askerî vesayete göz kırpan yasalar çıkartması, manasız tartışmalar yaratması, anayasa konusunda dişe dokunur bir öneri getirmemesi, Kürt politikasında tamamen milliyetçi bir jargona savrulması, Alevilerin haklarını vermemesi, YÖK’ü kaldırmaması önemini yitiriyor.

Ergenekon “ölüm” demek çünkü.

Kılıçdaroğlu “ölüme” sarıldıkça, Erdoğan “hayatı ve yaşamayı” temsil ediyor.

Bu ülkede yaşananları hatırlayan aklı başındaki her insan, yeniden faili meçhullerin yolunu açacak Ergenekon’a destek olan bir parti karşısında AKP’ye sığınıyor.

İş, ölümle yaşam çatışmasına dönünce de diğer sorunlar gündemden düşüyor.

Erdoğan’a yönelik her eleştiriniz, ne kadar haklı olursanız olun etkisini kaybediyor; Ergenekon heyulasını yeniden dirilteceğini açıkça söyleyen bir parti varken, kim AKP’nin Avrupa politikasına, demokrasiyi bir türlü kurumsallaştırmamasına aldırır ki?

Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ı kahramanlaştırırken, gerçek bir muhalefetin sesini de kısıyor, eleştirileri anlamsızlaştırıyor.

Karşısında bu CHP olduğu sürece Erdoğan sadece Ergenekon’a karşı çıkarak daha uzun yıllar hiçbir gerçek eleştiriyle karşılaşmadan bu ülkeyi yönetir.

Sırf AKP “Ergenekon’a karşı” diye “Ergenekon’un aslında var olmadığını” söyleyenler, siz, bu toplumun Ergenekon gerçeğini bütün ayrıntılarıyla bildiğinin farkında değil misiniz gerçekten?

CHP’nin ve yandaşlarının Ergenekon’u böylesine sahiplenmesinin, AKP’yi ve Erdoğan’ı bir sığınak haline getirdiğini anlamıyor musunuz?

Kılıçdaroğlu’nun “üye olması” Ergenekon’u kurtarmaz...

Ama AKP’ye büyük bir seçim başarısı ve “demokrasi kahramanı bir lider”e sahip olma ayrıcalığı bağışlar.

AKP’ye yönelik ciddi eleştiriler de boşlukta yok olur gider.