Bu CHP’nin ne yapmaya çalıştığını anlayan bir Allahın kulu var mı bu ülkede?

Kendilerinin bile anladığını sanmıyorum.

Daha önce “barış” için Oslo sürecine devam edilebileceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, AKP’nin bu konuda ciddi olduğunu anladığı anda çark ediverdi.

Şimdi Oslo sürecine de, Apo’yla görüşülmesine de karşı.

İki hafta önce niye destekliyordun, şimdi niye karşısın?

Oslo sürecine ve Apo’la görüşmeye karşıysan barışı sağlamak için önerin ne?

“Parlamentoda konuşalım”
diyor Kılıçdaroğlu, PKK’yla ve Apo’yla görüşülmesine daha baştan “hayır” diyorsan parlamentoda ne konuşacaksın?

İşi kilitlemek için mi parlamentoyu öneriyorsun, işi çözmek için mi?

İşi çözmek içinse hemen “Apo’yla görüşmeye” niye “hayır” diyorsun?

Apo’yla görüşmeye karşıysan parlamentoda barışın sağlanması için ne önereceksin?

Barışın nasıl sağlanacağını düşünüyorsun?

Barış için kiminle görüşülmesi gerekiyor?

Apo’yla PKK dışında barış için kimi muhatap almayı planlıyorsun?

Öyle biri var mı?

Yoksa asıl amaç birdenbire ciddi bir ihtimale dönüşen barışın yolunu kesmek, sağ milliyetçilerle el ele verip daha fazla çocuğun ölümüne yeşil ışık yakmak mı?

AKP, izlediği Suriye politikası sonucunda PKK konusunda köşeye sıkıştı, iktidarının ve Erdoğan’ın Çankaya hesaplarının tehlikeye düştüğünü anladı ve savaştan barışa dönmek zorunda kaldı.

Bunu gördüğün, sırf AKP biraz daha sıkışsın istediğin için mi barışa engel olmaya çalışıyorsun?

İktidar kavgası için çocukların ölmesine razı mısın gerçekten?

Neden barış üstünden bir siyaset kurup, iktidara barışı savunarak aday olmayı düşünmüyor da, sırf AKP’yi zora sokmak için savaşı ve çocukların ölümünü destekliyorsun?

Bunu, insanların vicdanına nasıl anlatacaksın?

Türkiye için, çocuklarımız için, geleceğimiz için en önemli şey barış, barıştan daha önemli hiçbir şey yok.

Barışa karşı çıkan ölümlerin sorumluluğunu da yüklenir.

Bu sorumluluğu yüklenmek istiyor musun gerçekten?

Kılıçdaroğlu’nun ve CHP’nin bu sorulara vereceği bir cevap olduğunu sanmıyorum doğrusu.

Bu partinin “kısa vadeli” taktikleri artık “bir saate” kadar inmiş durumda, bir saat içinde bile pozisyon değiştirebiliyorlar.

İnsanlar bu partiye nasıl güvenecek?

CHP’ye oy verecek biri, Oslo sürecine destek olan CHP’ye mi, Oslo sürecine karşı çıkan CHP’ye mi oy verecek?

Barış için çok önemli bir fırsat çıktı yeniden karşımıza.

AKP sıkıştı.

PKK, AKP’nin canını yaktı ama amacına ulaşamadı, elinde bitiremediği ve çok kayıp verdiği bir savaşla kış hazırlığına girmek zorunda kaldı.

Apo, barışa destek olacağını söyledi.

Aysel Tuğluk, “Oslo süreci başlarsa bir daha Silvan olmayacak” dedi.

Bütün bunlardan bir barış çıkma ihtimali var.

CHP buna niye karşı çıkıyor?

Eğer barışın AKP’nin “kazanım” hanesine yazılacağı gibi bencil bir endişeyle hareket ediyorsa, barışı destekleyerek, olumlu öneriler yaparak o “kazanıma” ortak olabilir.

Bunu niye tercih etmiyor?

Yeter artık bu kadar ölüm.

Yazık o çocuklara.

Onar onar ölüyorlar.

CHP, hep AKP ileriye doğru bir hamle yaptığında onu “geriye doğru” çekmeye çalışan bir siyaset izliyor.

Hiç AKP’yi ileri doğru çekmeye çalışan, onun geride kalmasını eleştiren bir siyaseti denemeye yanaşmıyor.

Hâlbuki, “silahların susması iyi ama yeterli değil, silahları sustururken Kürt meselesini de kökten çözmeliyiz” diyerek sorunun çözümü için bir dizi öneriyle parlamentoya gelebilir.

Anadilden özerkliğe kadar birçok konunun çözümünü ortaya koyabilir, bunu da yapmıyor.

Ani bir tepkiyle “barışa hayır” diyor.

Savaşın sürmesinden CHP’ye siyasi bir kazanç çıkmaz, savaşın sürmesi MHP ile BDP’nin oylarına yarar.

PKK’yla müzakere de AKP’nin tekeline girerse CHP’ye izlemek için nasıl bir siyaset kalıyor?

“Büyük çözüm”
için hareketlenmekten başka hiçbir alan yok CHP için.

Ona da ne cesareti, ne aklı yetiyor.

CHP istese de istemese de bu barış olacak.

Bu ülke böylesine büyük bir acıya daha ne kadar dayanabilecek?

Ülke cenaze evine döndü, her gün gençlerin ölüm haberleri gidiyor yurdun dört bir yanına.

Kürtler de ağlıyor, Türkler de ağlıyor.

De ki şu anda AKP de, PKK da “geçici bir taktik” olarak “barışı” savunuyor, CHP daha kalıcı biçimde savunsun barışı, Apo’nun görüşmelere daha aktif katılımını desteklesin, barışı kalıcı kılacak önerilerini koysun ortaya, iktidarı savaştan sıkıştıracağına barıştan sıkıştırsın.

Savaşı desteklediği için oyları mı patlayacak CHP’nin?

Bir de barışı sahiplenmeyi denesin.

Bir de çocukları kurtarmayı denesin.

Bir de sorunu temelden çözmeyi denesin.

CHP, her olumlu gelişmeye “hayır” diyerek kendini kadük edecek.

Türkiye’nin geriye değil, ileriye koşacak partilere ihtiyacı var, CHP art arda aldığı yenilgilerden bu sonucu çıkartamıyor mu?

Çocukları kurtarmak için harekete geçmek, insanca ve vicdanlı bir davranış.

Bizim siyasilerimiz inanmasa bile “vicdanlı” olmanın siyasi bir getirisi bu ülkede bile vardır.