Malumunuzdur, Burma askeri yönetimi 1989’da devletin adını Myanmar olarak değiştirmişti. Bu değişiklik ülkemizde 2001 senesinde Başbakanlık’ın Myanmar’a uygulanan uluslararası ambargoya katılmak için çıkardığı genelgeyle hissedilmişti. Myanmar’ın nerede olduğunu eski basım haritalardan bulamayan bazı bürokratlar, Dışişleri Bakanlığı’ndan yardım isteyerek yetkinliklerini dünya âleme ilan etmişlerdi.
Yeni adıyla Myanmar, daha çok bilinen eski adıyla Burma, geleneksel olarak astrolojiye verdiği önemle tanınıyor. Mesela 2006 senesinde, Burma diktatörü Than Shwe, falcıların telkiniyle devletin başkentini taşımaya karar vermişti. Falcılar devlet başkanına, eski başkent Rangoon terk edilmezse rejimin çökeceğini söylemişti.
Bu sebeple başkent, yüzlerce kilometre uzaktaki boş bir araziye taşınmış, devlet memurları barakalarda çalışmak zorunda kalmıştı. Falcıların ne kadar haklı çıktığı tartışmalı bir konu. Çünkü askeri diktatörlük 2011’de sona erdi ama seçimleri askerlerin kurdurduğu parti kazandı. 

Burma’nın gündemi
Geçen günlerde Burma’nın gündemine astroloji yine damgasını vurdu. Ülkenin önemli ve meşhur falcılarından San Zarni Bo ile yapılan bir röportajın Burma Basın Denetim ve Tescil Kurumu tarafından yasaklanması çok konuşuldu.
Burma’ya ilişkin haberlere ulaşmak için iyi bir kaynak olan Mizzima sitesinin haberine göre San Zarni Bo yasaklanan röportajında ülkeye 2012 senesinde de basın özgürlüğünün gelmeyeceği tahmininde bulunmuş.
Bu tahmine kızan ve tahminin isabetsizliğini göstermek isteyen Burma hükümeti de bu tahmini içeren röportajı sansürlemeye karar vermiş. Baskıcı rejimlerin akıl dışı uygulamalar konusunda ne derece usta olabileceğini gösteren bu kararın zamanlaması manidar.
Manidar çünkü röportajın yasaklandığı günlerde Burma’da UNESCO’nun da katkılarıyla basının geliştirilmesine yönelik bir konferans düzenleniyordu. Halihazırda Burma’da iktidara ait olmayan hiçbir gazete bulunmadığı ve bu gazetelerde dahi haberlerin devlet kurumları tarafından öndenetime tabi tutulduğu biliniyor. Azıcık demokratikleşmeye karar veren Burma hükümeti de yeni bir basın kanunu hazırlıkları kapsamında böyle bir konferansa izin vermişti. Fakat işte bir falcının basın özgürlüğü gelmeyecek demesinin sansürlenmesi, konferansın biraz limoni bir havada seyretmesine yol açmış oldu.
Burma örneğini görünce insan Türkiye’deki hak ve özgürlükler ortamına hayran olmadan edemiyor. 

TRT’nin cin fikirlileri
Mesela ülkemizde falcıların talepleriyle önemli kamusal kararlar alınmıyor. Bunun yerine TRT Haber kanalında yayımlanan ve sloganı ‘Yalnızca Gerçeklerin Takipçisi’ olan Büyük Takip programında cinlerin istihbarattaki önemi ilahiyatçı-yazarların görüşleri ışığında masaya yatırılıyor. KGB’nin cinleri denizaltılarıyla iletişim kurmak için kullandığı ya da NASA’nın bozulan uyduları onarmak için cin temin etmek üzere Sakaryalı bir hocaya danıştığı gibi doğruluğu su götürmeyen haberler halka sunuluyor.
Ya da mesela basına öndenetim uygulanmıyor, onun yerine Özgür Gündem bir aylığına kapatılıyor.
Ülkemizde demokrasi, eski adıyla Burma, yeni adıyla Myanmar’dan fersah fersah ileride. İleri demokrasi kavramını belki de bu açıdan değerlendirmek gerek. Burma’ya göre ileri demokrasi.