Herkesin merak ettiği konu: Mahsum Korkmaz heykelini oraya kim dikti? Rivayetler muhtelif... Sorular çok ve henüz cevapsız...

Son birkaç gündür sorulan bir soru bu. Malum, Lice’deki PKK mezarlığına dikilen Mahsum Korkmaz heykeli askerin gerçek mermiler kullandığı ve bir kişiyi öldürmesiyle sonuçlanan operasyonla yıkıldı.

Yaşananların şoku kısmen atlatılınca ve biraz da ‘sorumlu birini’ bulmak adına, herkesin aklında bu soru belirdi: O heykeli oraya kim dikti?

Öncelikle Lice’ye dair birkaç gözlemimi paylaşmak istiyorum.

Haziran ayında kalekollara karşı yapılan eylemlerde 2 kişinin öldürülmesi sonrasında sabah ilk uçakla Diyarbakır’a gittim. KameraSokak ve Dokuz8Haber adına hem cenazenin defnedilişini takip edecek hem de sonrasında Lice’ye gidip oradan video, fotoğraf, haber geçecektim.

Cenazenin defnedilişinin ertesi gününü Lice’ye gitmek için bağlantı kurmakla geçirdim. Sonunda BDP Basın Masası’ndan ulaştığım kişiler salı günü HDP’nin meclis grup toplantısını Lice’de yapacağını benim de HDP heyeti ile birlikte gidebileceğimi söylediler.

Sonraki gün sabah oradaydım. Lice’ye doğru yola çıktık. Yol boyunca önce polis sonra asker ve en sonunda KCK asayiş biriminin kontrol noktaları karşıladı bizi. Yolun geri kalan kesimlerinde birçok nokta KCK asayiş birimleri tarafından taş ve kayalarla kapatılmıştı. 

Kalekol protestolarının olduğu yer ise tamamen ‘kurtarılmış bölge’ gibiydi. PKK bayrakları, Apo posterleri, pankartlar...vs.

HDP’nin burdaki grup toplantısı sonrasında önce taziye çadırlarını ziyarete ardından da Lice’deki 3 PKK mezarlığından biri olan ‘Goristana Şehit Harun’a geçtik. Bu mezarlık Mahsum Korkmaz’ın heykelinin dikildiği mezarlık değil. Bunun altını çizmeliyim.

Hakimiyet ve kontrol bakımından burası da kalekol protestolarının olduğu alan gibiydi -ki zaten onlarca mezarın olduğu bir yerden bahsediyoruz. 

Lice’deki o zamanki (ve tahminen bugün de geçerli olan) manzara buydu. Yani birçok nokta KCK asayiş birimleri tarafından tutulmuş, bazı noktalarda yol kontrollerinin yapıldığı, bayrakların, flamaların asıldığı bir yer.

Ayrıca bu alanlarda ‘geri çekilme’ kapsamında yurtdışına gitmeyen, bölgede kalıp faaliyetlerine devam eden PKK’lilerin de olduğunu belirtmekte fayda var.

Keza Lice’ye benden sonra giden bir haberci arkadaşımın aktardığına göre PKK’li grupların köylülere kooperatifçilik hakkında eğitim verdiğini de aktardı.

Yani bölge gözetim, denetim ve hakimiyet altında.

Bunları anlatmamın sebebi oradaki atmosferi az buçuk zihninizde canlandırabilmek ve yazının sonunda soracağım birkaç sorunun altyapısını oluşturmak içindir.

Gelelim heykeli kimin diktiğine...





AÇIKLAMALAR - KAYNAKLAR

Bu konuda Radikal’deki köşesinde bir yazı kaleme alan Ezgi Başaran şöyle yazmış: ‘’Heykeli oraya kim dikti? Belli değil. Daha doğrusu ne Diyarbakır’daki Kürt siyasi hareketinin temsilcileri ne de örgütün yurtdışındaki izleyenleri ve medyasında buna değinen, değinmek isteyen var. Niye olsun diyeceksiniz… Bu tür şeyler, yani anıt mezarlar, büstler, heykeller hakkında söz ettirmek, böbürlenmek, sahiplenmek için yapılır. PKK, KCK ya da gençlik örgütü YDG-H o heykeli biz yaptırdık, getirip biz diktik demedi, demiyor. Görüştüğüm kaynaklar da ‘Kimdir vallahi tam bilemiyoruz’ noktasının ötesine geçmiyor…’’

Ezgi Başaran yazısının sonlarına doğru şu cümleleri kurmuş: “Anlatmak istediğim açık açık şudur: Her yönünden tuhaflık akan bu heykel olayının Lice’de yaşanması tesadüf değildir. Kürt meselesi kaşınmak istendiğinde şehirdeki en yumuşak karnın Lice olduğu anlaşılmıştır. Birileri bu ilçeye oynamaktadır…” (Kaynak: Radikal |  )

BBC’ye konuşan ve Liceli olan gazeteci Veysi Polat’ın aktardığı bilgilere göre ise heykel imece usulü ile ve 56 köyden katılımla dikilmiş. ( Kaynak: BBC | http://bbc.in/1q3uWNt )

Radikal’de yer alan ve HaberTürk’e dayandırılan haberde ise şöyle deniyor: “Diyarbakır’ın Lice ilçesi Yolçatı Köyü’ndeki Mahsum Korkmaz heykelinin 8 aydır orada olduğunu belirten köylüler, şaşkın. Habertürk gazetesinden Güngör Karakuş’un konuştuğu köylüler, ‘Resmi açılışı 15 Ağustos’ta yapıldı. Bu heykeli görmemeleri mümkün değil. Köye geldiklerinde görürler. Termal kamera ve Heronlarla da bu heykeli görebilirlerdi’ dedi…’’ (Kaynak: Radikal |  )

Bugün ise PKK kanadından bir açıklama geldi. ANF’ye konuşan KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok’un söyledikleri ise şunlar: “Mahsum Korkmaz yoldaşımızın heykeli ya da büstü orada nasıl yapıldı, kimin kararıyla yapıldı gerçekten bilmiyoruz. Bu hareketimizin bir kararı değildi. Böyle bir süreçte hareketimizin şehitler mezarlığında Egid yoldaşın böyle bir anıtının dikilmesi yönünde bir kararı olmadı. Tabii ki gün gelecek Egitlerin, Mazlumların, Kemallerin, Hayrilerin anıtları büstleri anıları yaşatılacak ve Kürt halkı da bunları görecektir. Ama bugün böyle bir süreçte böyle bir kararımız yoktu. Bunu kim yaptı bilmiyoruz…” (Kaynak: ANF |  )

HER ŞEY TAMAM DA HEYKELİ KİM DİKTİ?

Yukarıdaki birçok haber ve yazıya baktığımızda görüleceği üzere heykeli kimin veya kimlerin diktiği muallakta. Heykel heykel olmaktan çıkıp bir ateş topuna dönüşmüş durumda ve kime ‘Heykeli kim dikti?’ diye sorulsa bu ateşten topu bir an önce atıyor elinden ortalık yere...

Açıklamalardan en dikkat çekici olan ise HaberTürk’e konuşan köylülerin söyledikleri. Buna göre heykel 8 aydır orada ve kimsenin deyim yerindeyse gıkı çıkmamış. Ayrıca heykel 56 köyün katılımıyla ve imece usulü bir şekilde dikilmiş.

15 Ağustos’ta yapılan açılışa binlerce kişinin yanında HDP milletvekillerinin katıldığı düşünülürse eğer bu açıklamaların ne derece doğru olduğu hakkında bir fikir edinmiş olunabilir sanırım.

CEVAPLANMAYI BEKLEYEN SORULAR

Bölgedeki PKK hakimiyeti ile ilgili giriş kısmında aktardığım gözlemler ve heykel ile ilgili açıklama, yazı ve demeçlerden sonra aşağıdaki sorular cevabını bekliyor...

1) Madem ki heykel 8 aydır orada dikili ve yine madem ki devlet bu heykel konusunda bu kadar hassas(!); neden şimdiye kadar heykelin orada arz-ı endam etmesine izin verdi?

2) Diyelim ki heykel gerçekte 8 aydır değil de son bir haftadır orada dikili; neden kaldırılması için diyalog (popüler tabirle müzakere) yöntemi değil de bir kişinin katledildiği, biri ağır onlarca kişinin yaralandığı kanlı bir operasyon tercih edildi? 

3) Devlet nezdinde müzakerelerin sürdüğü bir ortamda heykel için müzakerede bulunmak çok mu abesle iştigal?

4) Madem ki heykel 8 aydır orada dikili ve PKK bölgeye bayrak dikecek kadar oralara hakim; nasıl oluyor da KCK çıkıp ‘Heykeli kimin diktiğini bilmiyoruz!’ diyebiliyor?

5) Ve yine madem ki heykel gerçekte 8 ay değil de son bir haftadır orada dikili; nasıl oluyor da binlerce kişinin ve HDP’li vekillerin katıldığı bir organizasyon düzenlenebiliyor?

6) Bu kadar hassas bir zamanda (bu tabiri de hiç sevmem ya neyse!) PKK demez mi ‘Ya hu açılışa katılıyoruz ama, bu heykeli kim dikti?’

7) Bu kadar önemli organizasyon PKK’nin bilgisi ve dahli dışında yapılması mümkün müdür?

8) Eğer bu bir provokasyonsa ne zamandan beri provokasyonlar için bu kadar geniş katılımlı organizasyonlar düzenlenmeye başlandı? 

9) Eğer heykelin dikimi ve görkemli açılışı değil de bunun medyada işleniş şekli birer provokasyonsa o zaman neden şimdi dikilen heykele birileri sahip çıkmıyor?

10) Ya hu bu heykelin bir heykeltraşı, sanatçısı da mı yok? Bazıları plastik dökümdü diyorlar; iyi de biri o koskaca kalıbı yapmıştır, plastiği de dökmüştür herhalde değil mi?

Çıldıracağım abi; Allah aşkına söyleyin: O HEYKELİ KİM DİKTİ?