30 Mart yerel seçimleri ile birlikte Türkiye’de yeni bir süreç başladı. Bölgede Demokratik Özerkliğin inşası için "Öz yönetimlerle özgür kimliğe" sloganı ile seçimlere giren BDP seçim sonucunda önemli bir başarı sağladı. Demokratik özerkliğin tüm toplumsal farklılıkların zenginlik olarak görüldüğü ve yaşatıldığı bir sistem olduğu belirtilirken, bu toplumsal zenginliklerin özgünlüklerini koruyarak, kendi özyönetim organlarını oluşturmasının ve kendi kendisini yönetmesinin vazgeçilmez bir genel kabul olduğu ifade edildi. Demokratik Özerklik birinci derecede önem arz ederken, ondan sonra da ilk defa hayata geçirilecek olan Eşbaşkanlık sistemi geliyordu.

30 Mart seçim bildirgesinde bu; “Eşbaşkanlık sistemi ile kadının siyasete eşit düzeyde temsilini ve politik dönüştürücü gücünü yakaladık. Eril siyasete yaptığımız bu müdahale ile görünmez kılınan kadın siyasetin öznesi, hakikati ve gerçeği olmuştur. Bu mücadelemiz ile Türkiye'nin geleneksel devletli-iktidarlı eril siyasetinde önemli bir gedik açtık ve Eşbaşkanlık tüm partilerde hayata geçirilmek üzere temel bir kadın hakkı olarak kazanıldı. Eş başkanlık sisteminin sadece siyasi partilerde değil yerel yönetimlerde uygulanmasını yeni bir mücadele alanı olarak öngörüyoruz" biçiminde ifade edilmişti.

Sosyal Bilimci, Araştırmacı Yazar, Aktivist kimliklerime yeni birini katarak gazeteci kimliği ile bir haftalık bir süreç içinde hem demokratik özerklik ve hem de Eşbaşkanlık için söylenenleri daha yakından izlemek/gözlemlemek için Kürdistan’da bulundum. Daha önceleri de çok defa Bianet, ANF, ETHA, Demokrat Haber için kimi haberler yapmış olsam da bu defa daha başka olacaktı. Zira gözlemler dışında gazeteci kimliği ile röportajlar olacaktı bu sefer. Demokratik Özerklik inşa süreci ve de Eşbaşkanlık sürecini Diyarbakır Eşbaşkanlarından dinlemek elbette en iyisi olacaktı. İstanbul’dan gitmeden iletişim içinde bulundum, ancak Sincar ve de Şengal’de Ezidilerin yaşadıkları korkunç insanlık dramından dolayı hem Gültan Kışanak ve hem de Fırat Anlı Kürdistan Federe Bölgesi’nde idiler.

Diyarbakır merkezli bu röportajların devamında daha uzak bir yer diyebileceğim Mardin’in ilçesi Dargeçit/Kerboran Eşbaşkanları Sinan Akan ve Zeynep Sipcik ile görüşecektim. Röportaj talebime Eşbaşkan Sinan Akan; “Ulaşılmaz değil halkın başkanları demiştik” diyerek randevu için gerekli kolaylığı hemen sağladı. 17-24 Ağustos tarihleri arasında Diyarbakır (Amed), Mardin (Mérdin), Midyat (Midyad), Dargeçit (Kerboran), Urfa (Riha), Harran, Halfeti (Xalfeti) yollarında olarak yukarıda ifade ettiğim gündem dışında başka bir çok konuyu da gözlemleme imkanım oldu. Öncelik Diyarbakır diyerek, Belediye binasına gittiğimizde iki Eşbaşkan Güney’de idiler. Ezidi’lerin yaşadıkları Kürdistan’da bütün gündemin en başında yer alıyordu, belediye Eşbaşkanlarının hemen bütünü için de ilk gündem Ezidilerin yaşadığı insanlık dramı idi.

Böylesi ağır bir gündem içinde Demokratik Özerkliğin inşası ve de Eşbaşkanlık sistemine dair bir tartışma yürütmek, röportajlar yapmak da haliyle kolay olmadı. Demokratik Özerkliğin inşası meselesini başka bir yazıya bırakarak Eşbaşkanlık üzerinde bir şeyler paylaşacağım. Öncelikle ifade etmeli ki geride bırakılan 5 aylık bir süreç bütün halleri ile Eşbaşkanlığı anlamak için yeterli değildir.

Ancak hemen en başında şunu da ifade etmeliyim ki; konuştuğum/sohbet ettiğimiz iki kadın Eşbaşkan’ın ortak ifadesi ile bu sistem kadının erkek egemen sistem/eril zihniyet ile mücadelesi için oluşturulmuş bir mücadele alanıdır. Hem Dargeçit (Kerboran) Eşbaşkanı Zeynep Sipcik ve hem de İdil (Hazax) Eşbaşkanı Nevin Girasun bunu ifade ettiler.

Eşbaşkanlık sistemi hala oturmamış olsa da kimi pratik yanlarını ifade etmekte fayda var. Öncelikle şunu ifade etmek gerekiyor; bu sistemin oluşması için yoğun bir çaba ve de emeğe ihtiyaç var. Ancak 30 Mart seçimlerinden bu yana Eşbaşkanlar sokaklardan çalışma alanlarına girmeye pek vakit bulamadılar. Sınır eylemleri, Rojava, şimdi Sincar ve Şengal’de yaşananlardan dolayı hemen hemen bütün Eşbaşkanlar sokaklarda, dağ başlarında, meydanlarda eylemlerdeler, kampanyalar yürütüyorlar, yaşanan çatışmalarda halkı korumak için can siper oluyorlar. Böyle olunca sistemin hayat bulması için yeterli çalışmalar olmadı.

Bütün bunlara rağmen yaşanan sürece baktığımızda kimi durumları gözlemlemek de mümkün. Öncelikle erkeklerin bütünü için olmasa da yaşanan kimi örneklerde kimilerinin böyle bir sisteme alışmakta baya bir güçlük çekeceği anlaşılıyor. Eşbaşkanlığı koltuk olarak görüp ve de bu koltuğu kadın Eşbaşkana kaptırmamak için sabah erkenden belediyeye gelenler, koltuğuna tespih bırakanlar, kadın Eşbaşkana haber vermeden gidip kendi başına mazbata alanlara kadar birçok pratik/komik örnekler de var.

Röportaj, sohbet ve de gözlemlerimden oluşan sonuçları beş madde üzerinden paylaşmak mümkün:

1)      Eşbaşkanlık nasıl bir sistem dendiğinde buna dair geçmiş bir pratik yok. Model olarak bakılacak ve de kimi sonuçları ile irdelenecek bir pratik de yok. Tamamen kendi pratik süreci içinde yol alıyor. Kürt Hareketi’nin siyasi deneyim ve de geçmiş pratiklerinden besleniyor, oradan yapılan çıkarsamalar ile teorik bir düzlem oluşturulmuş ve şimdi bunun hayata geçirilmesi süreci içindeler.

2)      İllerde Valilik, ilçelerde ise Kaymakamlık Eşbaşkanlığın hayat bulmaması için bütün çabaları ile çalışıyorlar. Resmi yazışmaları tek isim üzerinden yapıyorlar, çift isimle gelen resmi evrakları dikkate almıyorlar. Bu konuda bir sıkıntı devam ediyor. Ancak Eşbaşkanlar bu sorunu pek de ciddiye almıyorlar. İleride kendi seyri içinde çözüleceği anlayışı hakim.

3)      Görev paylaşımı ve de çalışma alanı belirlemede bir karmaşa devam ediyor. Bu anlamda sistemin oturması biraz daha zaman alacak.

4)      Erkek cins kimliği ve de siyaset anlayışı, kapsadığı “başkanlık” kültü Eşbaşkanlık sisteminin oturması önünde en büyük engeli taşıyor. Erkekler/eril zihniyet bu alanı kadınlar ile paylaşmak için pek de istekli görünmüyorlar.

5)      Halk ise bu yeni durumu en hızlı şekilde kabul etmiş. İlk zamanlar biraz bir karmaşa yaşasa da zamanlar bu duruma uyum sağlamış. Hatta bu sistemin kendi işlerini, sorunlarını daha hızlı paylaşması ve de çözüm araması için iyi bir durum yaratacağını pratik içinde görmüş. Özellikle de kadınlar bu durumu oldukça iyi karşılamış ve hayat bulması için ciddi bir emek katıyorlar.

Bu durumları daha içeriden görmek için yaptığımız röportajları çözüyoruz. Tamamlandığında paylaşarak devam edeceğiz bu tartışmaya.

İlgili röportajlar:

1- Dargeçit Belediyesi'nde 'Şaréderiya Karboran' tabelası

2- Kadın Eşbaşkan: Tokalaşırken birçok sıkıntı yaşadık!