ACI (THE PİETA)

Geçen hafta gösterime gireceği bazı kaynaklarca bildirilmiş idiyse de önceki birkaç yanlış alarm durumuna düşmemek için üzerinde durmaya cesaret edemediğim usta Ki-Duk Kim’in Pieta’sı hem geçen haftanın hem bu haftanın en sıkı yabancı filmi.

Güney Koreli usta yönetmen Ki-Duk Kim’un filmi Acı (Pieta) Kore’de şiddet sahneleri nedeniyle yoğun tepki aldı. Venedik Film Festivali’nde prömiyeri yapılan ‘Acı’ bu festivalde Altın Aslan ile ödüllendirildi.

Bazı kaynaklara göre uluslararası festivallerde en yüksek ödülü alan ilk ve tek Kore yapımı olan ‘Acı’da yine aynı kaynaklara göre şiddetin yanı sıra Hıristiyan sembollerinin ve cinselliğin yoğun bir şekilde kullanılmasına tanık olabilirsiniz. Oskar’da G. Kore’yi temsilen en iyi yabancı film adaylığı da bulunan filmin afişine yansıyan Pieta heykeli Hıristiyan geleneğinde önemli bir yere sahip.

Pieta ismine Vatikan ziyareti sırasında Meryem’in sembolize edildiği aynı adlı heykelini gördüğünde yaşadığı duygusal yoğunluğun etkisiyle karar verdiğini ifade eden usta yönetmen Ki-Duk-Kim Pieta’nın anlamının sempati ve merhamet olduğunu söylüyor.

Kaybedecek hiçbir şeyleri olmayan insanların sergilediği mafya şiddeti ile annelik kimliğinin iç içe geçtiği film, izleyenlerin kaynatmasına izin vermeden söylemek gerekirse cinsel şiddetin dozu kadar hedefiyle de çok tartışma yarattı.

Venedik Festivali’nin filme ödül kazandıran jürisinin başkanı Hollywood’lu Michael Mann filmi sıra dışı bulduğunu çünkü izleyiciyi duygusal olarak ayarttığını söylüyor.

Hollywood medyasından başka bir isim ise izleyicilerin çoğu sahnelerde gözlerini kapatmak zorunda kalacağını belirtirken, keskin espriler, duygusal kaos ve zulmün filmdeki ağırlıklarına dikkat çekenler de var.

1990’lı yılların ortalarından itibaren film yapan ünlü yönetmen Kim-Duk Kim, geniş bir kitle oluşturan hayranları tarafından 2004 yılından itibaren uluslararası festivallerden ödüllerle dönen Fedakar Kız (Samaritan Girl), Boş Ev (3-Iron), Arirang ve ayrıca Kötü Adam (Bad Guy), 4 Mevsim filmleriyle hatırlıyor.

Film Kore’deki Cheonggyecheon bölgesinde çekildi. Burası yönetmenin 16 yaşından itibaren 4-5 yıl yaşadığı ve çeşitli işlerde çalıştığı bir yer. Bölgedeki ağır sanayi makineleriyle bezeli filmde insan-makine ilişkilerine dair göndermeler de yaptığını belirten yönetmen kendisinin ilk gençlik yıllarındaki deneyimlerinin etkisi olduğunu da ekliyor.

Pieta ayrıca aynı adlı bir romanla yazılı anlatıma dönüştürülecek. Aynı zamanda filmin afişinin şişesinin üzerinde yer alacağı özel bir İtalyan şarabı da gösterim süresince hazırlanmış olacak.

AŞK SEANSLARI (THE SESSİONS)

Amerikan bağımsız sinemasından kaliteli bir örnek olarak öne çıkan Aşk Seansları Ben Lewin tarafından yazıldı ve yönetildi.

Mark O’brien tarafından kaleme alınan bir denemeden esinlenen Aşk Seansları John Hawkes and Helen Hunt’un başrolleriyle ilerliyor. Sundance Festivalinden ödüller alan film ayrıca Hunt’a bu yıl Oskar en iyi yardımcı kadın oyuncu adaylığı getirdi.

Bugünlerde son demlerinde olan İstanbul Bağımsız Film Festivali İF ile Türkiye galasını yapan film festivalde kaçıranlar için yeni bir fırsat olabilir.

İyi seyirler.