Köşe yazısı, haber, söyleşi, fotoğraf ve videoları ile Demokrat Haber'e destek olan dostlarımız Kazım Kızıl İzmir'de, Yannis Vasilis Yaylalı da Şırnak'ta tutuklandılar..

Demokrat Haber, Kazım ve Yannis gibi gönüllülük temelinde, yani bedelsiz olarak içerik gönderen dostlarımız sayesinde yayın yapıyor..

Tanımayanlara bu iki güzel insanı anlatmak istiyorum biraz..

***

Kazım Kızıl, İzmir’de yaşayan eczacı bir arkadaşımız. İnsanların ilaç ihtiyacını karşılayan Kazım’ın ilacı ise sokaklar, eylemler, insanlar ve hayat.. Hatta Kazım bu ilacın bağımlısı.. Cep telefonu, fotoğraf makinesi ve kamerasıyla yıllardır hayatın içindeki haberleri kadrajlıyor..

Kazım, İzmir’deki Kamera Sokak kolektifinin kurucularından bir video aktivist, fotoğrafçı, belgeselci..

Hemen her toplumsal olaya koşmuş, birinci ağızdan haberler iletmiş, fotoğraf ve videolar çekmiş biri.

Kazım Kızıl

Bir bakmışsınız 301 madencinin hayatını kaybettiği Soma davası ilk duruşmasında, bir bakmışsınız Kobani direnişi sırasında Suruç’ta yaşananları video, fotoğraf ve yazılarıyla aktarıyor, bir bakmışsınız sel felaketi ardından Hopa'ya gitmiş, bir bakmışsınız insanların kuşatıldıkları bodrumlarda katledildiği, taş üstünde taş bırakılmamış Cizre'de..

Zeytin ağaçları için direnen Soma’nın Yırca köylülerini “Ölmez Ağaç: Yırca Direnişi” belgeselinde ölümsüzleştirmişti.

Kamerasını Demokrat Haber’e de tutmuştu, vaktiniz olunca buradan izleyebilirsiniz bir ara: vimeo.com/146500557

Ayrıca Kazım’ın çalışmalarını kendi web sitesi üzerinden de incelemenizi, takip etmenizi öneririm: sadeceka.com

Kazım, İzmir’de referandum sonuçlarını protesto eyleminde haber takibi yaparken, polisin eylemcileri darp ederek gözaltına almasını belgelemek için video çektiği sırada gözaltına alındı. Önce “2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet etmek” suçlaması yöneltildi. Sonra, Twitter’dan “Halkımız bu seçim sonuçlarıyla bize sokağı işaret etmiştir... :))” yazması bahane edilerek tutuklandığı söylendi. Bir söylentiye göre de Cumhurbaşkanı’na hakaretten tutuklanmış.

Sonuçta amaç tutuklamak olunca bir bahane uyduruyorlar, önce tutuklamaya karar verip sonradan bir kulp takıyorlar. Kazım dua etsin, Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Musa Kart ve çok sayıda gazeteci gibi en çok karşı çıktıkları FETÖ’cülükten tutuklanmadı.

Kazım’ın 2015’te İstanbul’da Yaşar Kemal’in cenaze töreninde çektiği Şair Adnan Yücel’in “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek!” şiirinin seslendirilişini alta koyayım da izlemeyenler izlesin. İyi gelir...

İzleyenler de bir daha izlesin bence:

Ne diyor şiirde:

"Saraylar saltanatlar çöker
kan susar birgün
zulüm biter.
menekşeler de açılır üstümüzde
leylaklar da güler. "

İBRAHİM DOĞDU YANNİS OLDU

Yannis Vasilis Yaylalı, doğduğunda İbrahim Yaylalı idi. Samsun Bafra’da Türk milliyetçisi olarak yetişmiş, askerdeyken komando olmayı tercih etmiş ve gönüllü olarak Şırnak’a gitmişti. Girdikleri bir çatışmada yaralanmış, birliğinden kopmuş ve bir süre sonra PKK tarafından yaralı olarak esir alınmıştı.

O dönem, esir askerlerin bırakılması için çağrılar yapılıyor, insan hakları örgütleri ve bazı siyasetçiler devreye giriyordu. Bu girişimler esnasında, PKK tarafından esir alınan başka askerlerle birlikte tutuldukları yere gelen bir muhabirden, babasının onun esir olduğunu bilmeden askerliğe gönderildiği ofise gittiğini, önce ‘öyle bir asker yok’ dendiğini, Ankara’ya Genel Kurmaylığa gidince de orada "siz Rumsunuz ve oğlunuzun arkasını aramayın yoksa iyi olmaz" dendiğini öğrenince neye uğradığını şaşırdı.

Ölseydi “kahraman şehit” ilan edilecekken, Türk milliyetçisi olarak geldiği savaşta yaralanıp esir düşünce ailesine Rum kökenli oldukları fısıldanarak, susmaları istenmişti. İbrahim’in tüm ezberleri bozuldu, her şeye farklı bakmaya başladı ve büyük bir dönüşüm yaşadı.

PKK tarafından diğer askerlerle birlikte serbest bırakıldığında o artık bir barış aktivisitiydi. Bu nedenle bir süre de devlet tarafından tutuklandı. Çıktıktan sonra da barış mücadelesinden vaz geçmedi. Aksine her geçen gün daha fazla çaba içine girdi. Sanki milliyetçi geçmişinin kefaretini, borcunu ödemeye çalışıyor, bir an önce barış gelsin diye herkesten fazla çabalıyor, acele ediyordu.

Roboski’de askeri uçaklarca yapılan bombalamadan sonra 34 kişinin hayatını kaybetmesi üzerine, vicdani retçi ve insan hakları aktivisti Halil Savda'nın 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde savaşın sona ermesi için Roboski'den Ankara’ya başlattığı barış yürüyüşüne katıldı. Ve ardından Roboski’ye yerleşmeye karar verdi..

Yannis Vasilis Yaylalı

O zamandan bu yana barış mücadelesini Roboski’de sürdüren Yaylalı, adını da Yannis Vasilis olarak değiştirmek için dava açtı ve kazandı.

Ben de o dönemde kendisiyle “Komando İbrahim neden 'Yannis Vasilis' oldu?” diye bir röportaj yapmıştım, okumayanların mutlaka okumasını öneririm: demokrathaber.org/komando-ibrahim-neden-yannis-vasilis-oldu

Yannis’in Demokrat Haber’e gönderdiği son haber Roboski’deki referandum sonuçları oldu. “394 hayır, 130 evet” sonucunu gönderip, İlk #Hayır'ı Roboski'den çıkardık hayırlı olsun” yazmıştı bana.

Bu topraklara barış gelsin diye canla başla çalışan bu güzel insan el üstünde tutulacağı, ödül verileceği yerde maalesef tutuklandı.

Devlet Yannis’in Roboski’de olmasından, orada barış için mücadele etmesinden çok rahatsızdı. Onu oradan çıkarmak için ellerinden geleni yaptılar. Defalarca kimlik kontrolleri, aramalar, gözaltılar yapıldı, sanki bilmiyorlarmış, tanımıyorlarmış gibi. Yazdıkları ve yaptıkları ile ilgili birçok dava açtılar. Hatta 2 davasını çok kısa sürede sonuçlandırıp “halkı askerlikten soğutma” iddiasıyla ceza da verdiler. Davaları onay aşamasındaydı. 4 davası ise 18 Temmuz'a ertelenmişti. Ancak Osmanlı’dan bu yana milyonlarca Anadolu insanını yerinden yurdundan edip de bir Yannis Vasilis Yaylalı’yı ne yapıp edip Roboski’den çıkaramayan devlet daha fazla sabredemezdi ve nihayet onu tutuklamakta buldular çareyi.

“Halkı askerlikten soğutmak”, "Halkı kanunlara uymamaya teşvik etmek" ve "Örgüt propagandası"ndan suçlanan Yannis’in en son "Cumhurbaşkanı'na hakaret"ten tutuklandığı iddia edildi. Kazım gibi onun da ne ile suçlandığını, neden tutuklandığını hala bilmiyoruz, ama ikisinde de "Cumhurbaşkanı'na hakaret" iddiası geçiyor.

Acaba Dünya’da Cumhurbaşkanı’na hakaret iddiasıyla bizim kadar çok insanın tutuklandığı başka bir ülke var mıdır? Mesela ABD’de Donald Trump’a hakaret edenleri tutuklamaya kalksalar hapishanelerde yer kalır mı?

Ey Devlet!

Ey İktidar!

Ey Erdoğan!

Yeter artık!

Yeter!

Barış isteyen insanları; bu ülkenin, bu toprakların, bu halkın iyiliği için her şeye rağmen mücadele eden insanları içeri tıkmayı bırakın.

Kazım ve Yannis’e özgürlük istiyoruz..

Türkiye’ye de!